Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '13

 
Kategori
Siyaset
 

28 Şubat darbesinde meslek odalarının rolü

28 Şubat darbesinde meslek odalarının rolü
 

28 Şubat askeri kanadı, siyasi kanadı, medya kanadı, sivil toplum kanadı olmak üzere dört başı mamur bir darbeydi…28 Şubat sürecinin başaktörleri arasında ve sürece destek veren “5’li Sivil İnsiyatif” i saymak hiç de yanlış olmaz. TOBB Başkanı Fuat Miras, TESK Başkanı Derviş Günday, Türk-İş Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak ve tabii orkestra şefi olarak TİSK Başkanı Refik Baydur.

Sefer görev emri almış ihtiyat birliği gibi darbecilerin yanında saf tutan iş dünyasının tepesindeki beş Meslek Kuruluşu bir araya gelerek 28 Şubat Darbesinin sivil ayağını oluşturmuştu..

Bu ülke 28 Şubat'ta soyuldu. Bu ülkenin bankalar aracılığıyla 40 milyar, verilen dolayla zararla da 290 milyar dolar zarara uğratıldı. 

İş dünyasının ne kadar işin içinde olduğunu anlamak için TİSK Başkanı Refik Baydur'un kendi yazdığı "Bizim Çete" kitabını okumak epey bir fikir verecek. Refik Baydur’un tabiriyle "Beşli Çete"nin askerle nasıl kolkola girip hükümeti devirdiklerini anlatıyor. Bu konuda yeri geldiğinde askeri nasıl kullandığı, yeri geldiğinde nasıl askerden bayrağı devralarak devam ettiklerini anlatıyor. 

Refik Baydur, TOBB'un 14 Mayıs 1997 toplantısında alınan kararları ve içerde Fuat Miras'ın, "Ulusa Sesleniş" olarak nitelendirdiği konuşmayı "Dur demeliyiz" diye özetliyor. (sayfa: 54) İş dünyasının yol haritası bu toplantıda belirleniyor. Söz konusu kitapta bunun ayrıntıları da var. 

Askerle nasıl kol kola yürüdüklerini ise aynı kitabın 49'uncu sayfasında okuyoruz."Türkiye terörle ve Yunan anlaşmazlığını her zaman değişik yöntemlerle sonuçlandırabilir. Ancak irticaya karşı birleşmek hepimizin memleket görevidir. Onu takip eden gün beni Ankara'dan Genelkurmay Başkanlığı halkla ilişkiler sorumlusu bir albay arayıp aynen şunları söyledi:”- Sayın Baydur, ben günlük gazete özetlerini komutanıma (Org. Sn. Karadayı) iletirim. Bugün sizin Yeni Yüzyıl'da çıkan yazı özetini arz ettim. Komutanım bana o yazıyı oku dedi. Yazıyı baştan sona dikkatle dinledi ve sonunda; Kendisine selam ve sevgilerimi ilet, bundan sonra görev sivil toplum örgütlerine düşüyor de” dedi.Bu mesaj açık ve berrak bir mesajdı.Yani asker siyasetin oynak merdivenlerinde tökezlemek istemiyor ve olayların çözümünü parlamentoya ve onun sessiz kaldığı yerlerde sivil toplum örgütlerine bırakıyordu."

Hatırlarsanız bu 5 Meslek Kuruluşu’nun Genel Merkezleri ile sınırlı kalmadı bu darbe desteği. Hemen her ilde olduğu gibi Balıkesir’de de bu 5 Meslek Kuruluşu’nun ilimizdeki yerel temsilcileri 28 Şubat sürecini destekleyen aynı Basın açıklamaları, imza kampanyaları ve diğer yollarla millete karşı sürülen tankları, sivil siyasete karşı yapılan müdahaleyi desteklediler.

28 Şubat’ın ekonomik aktörleri esasen bu yaptıkları darbe desteği sebebiyle halk nazarında bir daha eski saygınlığını kazanamadı. Giderek küçük bir gurubun giderek içine kapanan kapalı devre yönetilen üyelerinin yasal zorunluluk sebebiyle üye olup aidat ödediği protokol kuruluşları haline geldiler.

Meslek Odaları ve Sendikalar 28 Şubat’ta bulaştıkları millete karşı siyaset konumunu maalesef üyesine mesleki anlamda faydalı olan üyesiyle yani milletle beraber yürüyeceği kulvara bir türlü gelemediler. 28 Şubat’ta omuzlarına taktıkları apoletleri ve darbeci zihni yapıları bu gün hala çoğu Meslek Odasında yaşamaya devam ediyor.

Fuat Miras, Derviş Günday, Bayram Meral, Fuat Miras, Refik Baydur bu gün yönetimde değiller. Üçü zaten CHP ve DSP’den milletvekili olup ayrıldı.Ama yapı aynı yapı isimler değişse de yönetimlere hakim zihni kodlar değişmedi.Çünkü, üst yapıyı oluşturan illerdeki aktörler, Oda yönetimleri isimler bile hemen her ilde aynı.

Balıkesir’de Sanayi Odası, Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası, Esnaf Odası Başkanları 28 Şubat’ta kimlerse bu gün de aynı isimler.İsimler aynı, yönetim zihniyeti aynı, bakış açısı aynı, bu yüzden refleksler de aynı. 

Bir süre önce Sanayi ve Ticaret Odası seçim sürecinde mevcut Oda Başkanlarının tıpkı 28 Şubat sürecinde olduğu gibi bir araya gelerek kendilerine karşı aday olunmasını hazmedemeyip “Buna izin vermeyeceğiz” cümlesiyle biten bir “Muhtıra” vermeleri 28 Şubat’ta üzerlerine giydikleri zihniyetin bu güne yansımasından başka bir şey değildir.

Meslek Odaları üyelerinin ufkunu genişletecek, mesleki eğitim ve standardı yükseltecek faaliyetler yapmak yerine siyaset üreten üstelik siyasetin işleyişine müdahale eden bir yapıya bürünmüşlerdir.

Üye olma ve belge alma zorunluluğu sebebiyle topladıkları aidatlarla, paralarla üyelerini ileriye götürecek faaliyetler yerine yönetici veya yönetime yakın üyelerle yurtiçi ve yurtdışı geziler, temsil ağırlama giderleri, gösteri yürüyüşleri, maaşlar gibi kuruluş amacı dışı işler yapan kapalı devre kurumlar haline gelmişlerdir.

Meslek Odaları şu anda tam bir saltanattır. Odalarda Denetim, Disiplin, Meclis, Yönetim aynı grubun elinde olup temsilde adalet yoktur. Seçimlerde “nisbi temsil” yoktur ve Blok liste ile seçime gidilir. Mesela 1000 üyeli bir Oda’da 505 oy alan grup bütün kurulları ele geçirir 495 oy alan grup bir üye ile bile temsil edilemez.

Meslek Odaları bir sivil toplum kuruluşu falan da değildir. Anayasal ve yasal güvence altında, üye ve aidat zorunluluğu olan yarı resmi kurumlardır. Kasalarında biriktirdikleri trilyonlar sebebiyle maddi güçleri vardır ve bu gücü sanki bir sivil toplum kuruluşuymuş gibi kişisel siyaset hedefleri, yerel ve genel iktidarı yönlendirme veya bireysel maddi ve manevi tatminleri için kullanmaktadırlar.  

28 Şubat Darbesi’nin  Askeri aktörlerinden Çevik Bir, İsmail Hakkı Karadayı, Erol Özkasnak, Güven Erkaya, Üniversite aktörlerinden Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu, Nur Serter, Yargı aktörlerinden Nuh Mete Yüksel, Vural Savaş, Siyaset aktörlerinden Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Medya Aktörlerinden Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Magazin aktörlerinden Sisi, Fadime Şahin, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı isimlerini sadece hatırlatalım.,

28 Şubat’tan bu yana Ordumuz çok değişti, siyaset kökten değişti, Yargı, Üniversiteler çok değişti, Medya çok değişti…Özellikle 2007 yılından sonra başlayan Ergenekon Davası, 12 Eylül Referandumu gibi olgular sonucunda Türkiye çok değişti.Değişmeyen eski yapılar hala var.Bu kalan yapılar ise daha çok Yargı veya siyaset yoluyla değil demokratik yollarla, milletin eliyle değişim gerçekleşmeli.Her alanda değişimi gerçekleştiremezsek 28 Şubat, 12 Eylül, 27 Mayıs günlerine geri dönmek an meselesi olacağını unutmamalıyız.

Meslek odaları genellikle yeni Türkiye’ye uyum sağlayamıyor.Türkiye her alanda zihniyet değişimi yaşadığı gibi Meslek Odalarında da benzer değişim kaçınılmazdır.

Balıkesir Kuva-ı Milliye öncüsü bir şehir ancak uzun zamandır statükonun elinde değişim ve gelişmede geç kalıyor.Meslek Odalarının üyelerinin oyları bu sefer çok önemli.Ya Balıkesir’in önünü açık TOBB’a kadar etkileyecek büyük bir değişimin öncüsü olacaklar ya da gelişen ve değişen Türkiye’nin diğer illerin gerisinde kalmaya, yerinde saymaya devam edecekler.  

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..