Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '10

 
Kategori
Tarih
 

28 Şubat postmodern darbesi - 1

28 Şubat postmodern darbesi - 1
 

Ülkenin kaderinde büyük rol oynayan belirli tarihleri ve o tarihlerin hikâyesini kabataslak da olsa unutunca tarihten bir türlü ders alamaz konuma geldiğimiz gibi sürekli olarak aynı ve/veya benzeri hataları kaçınılmaz olarak yapıyoruz. Meselâ 17. yüz yılda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın 2. Viyana Kuşatması (1683) sırasında “kış şartları”nı hesaba katmaması ile Sarıkamış Harekâtı (22 Aralık 1914) sırasında, Enver Paşa’nın tavrı arasında sıkı bir benzerliği görmek mümkün, aradan geçen 200 küsur yıla rağmen.

[Dipnot: Kadir Çöpdemir 2-3 yıl önce NTV’de “sokak röportajları” yapıyordu. İki belirgin tarih vardı: 11 Eylül 2001 ve 12 Eylül 1980. Bunların neler hatırlattığını soruyor. Birçok kişi 11 Eylül 2001’i; ikiz kuleler, uçakla saldırı, 5 bin kişinin ölümü gibisinden cümlemsilerle hatırlıyordu. Ama 12 Eylül 1980 tarihiyle ilgili epeyce bir hâfıza boşluğu vardı. Soru yöneltilenlerin en küçüğü 1980 doğumlu bile olsa bile o soru kendilerine yöneltildiğinde nereden baksanız 25 yaşındaydılar..

Bakın şu istatistiklere ve siz karar verin bu tarih unutulur mu? 650.000 kişi göz altına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. Ayrıca bu “sayısal verilerin” kişi bazında da binlerce traji-komik hikâyesi de var. ]

28 Şubat, “postmodern darbesi”nin tarihi öyle çok eskilerde değil. Tarihi seyir 8 Temmuz 1996’da 54. Hükümet’in (Refahyol) güvenoyu almasıyla başlıyor. Başbakan Erbakan oluyor. Sonra 28 Şubat “postmodern darbesi”ni yapmayı (kendilerince) haklı kılacak bir dizi olay.

Dış gezilerde Erbakan’ın tavrı, Refah Partili Belediye Başkanları’nın konuşmaları, Şevket Kazan’ın 3 Kasım 1996 Susurluk Olayı’ndan sonra yapılan “toplumsal eylemleri” için söylediği “garip sözler.” Başbakan Erbakan’ın 11 Ocak 1997’de başbakanlık konutunda tarikat liderlerine iftar yemeği vermesi, 30 Ocak 1997’de Sincan’da düzenlenen “Kudüs Gecesi”… Bir kaos ortamı derken “zinde güçler” tarafından ilk somut uyarı gecikmedi. Ankara- Sincan halkı “Tank Sesleriyle” uyandı. Çünkü 5 Şubat 1997’de 20 tank, 15 zırhlı araç geçiyordu Sincan’dan… Ve 28 Şubat’ta yapılan ve 9 saat süren MGK toplantısında, laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu ifadesini sert bir şekilde vurguladı. Sonrasında da 28 Şubat 1997’de alınan MGK kararları hükümete bildirildi. 4 Mart 1997’de Başbakan Erbakan MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını belirtti ama 6 Mart 1997’de imzaladı.

18 Haziran 1997’de Erbakan başbakanlığı Tansu Çiller’e teslim etmek için istifa edince (sözüm ona) yılların darbe mağduru zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Sonrasında da CHP’nin dıştan desteği ile ANASOL – D azınlık hükümeti kuruldu.

İşin garibi şu: Refahyol Hükümeti işbaşında iken ve özellikle hükümetin “Refah” kanadının “rahatsız edici” çeşitli söz ve davranışları karşısında gösterilen “topyekün” tepkiler yine hep eskilerine ve yenilerine benziyor. O tepkileri şöyle maddelendirmek mümkün:

-22 Ocak 1997’de Yüksek rütbeli subayların Gölcükte toplanarak “irtica”nın iktidarda olduğunu tartışmaları.

-28 Şubat MGK toplantısında alınan kararlar ve bunun hükümete bildirilmesi.

-Cumhurbaşkanının başbakana birkaç mektup göndermesi.

-5 Şubat 1997’de “Zinde güçler”in somut gösterisi.

-Aydınlık için bir dakika karanlık eylemleri.

-11 Şubat 1997’de Ankara’da Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü.

- 21 Mayıs 1997’de Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın “Ülkeyi iç savaşa sürüklüyorlar.” sözleri ve RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurması.

-7 Haziran 1997’de Genel Kurmay’ın “irticai” faaliyetleri desteklediği belirlenen firmalara ambargo koyması.

Sonrası mâlum: Erbakan Hoca’nın, 26 Ocak 1970'te Millî Nizam Partisi (MNP)kurduğundan beri yakasını bir türlü bırakmayan makûs talihi, yani partisinin yine kapatılması ve Refah Partisi’nin de Türkiye Partiler Mezarlığı’na kaldırılması…

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..