Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Siyaset
 

28 Şubat'tan günümüze bir parti tecrübesi: DTP (Şemsiye Partisi)

28 Şubat'tan günümüze bir parti tecrübesi: DTP (Şemsiye Partisi)
 

Siyasi hayatımız ve siyasi partilerimiz Cumhuriyetimizin kurulduğu ilk günden beridir hiçbir zaman kendi doğal akışına, gelişimine bırakılmamıştır.

Darbelerle kesintiye uğrayan demokratik hayatın yanında siyaset dışı güçlerin etkisiyle partilerimizde sık sık olağanüstü dönemler, ayrışmalar, çalkantılar yani parti dışı unsurların siyaset dizayn etme projeleri kapsamında müdahaleler olagelmektedir.

Bu nedenle siyasi hayatımızda partiler kurumsallaşamamakta lider odaklı olarak siyaset sahnesinde yer almaktadır.

Siyaset sahnesinde taşların bir türlü yerine oturmaması sürekli bir kargaşa yaşanması dışarıdan müdahalelere açık olması ve çok sıklıkla dış müdahalelerle şekillenmesinin en büyük sebebi yine siyasetçilerdir.

Siyasi hedeflerine ulaşamayan partiler ve siyasetçiler siyaset dışından müdahale edilerek hedeflerine ulaşmayı denemektedirler çoğu zaman.Örneğin, seçim sandığında alt edemedikleri partiyi siyaset dışı müdahalerle yıpratma, dağıtma, böylelikle seçim zaferi elde etme yoluna başvurmakta ve siyaset dışı odaklarla işbirliği içine girmektedir.

Son günlerde yine benzer bir süreç yaşıyoruz.Bu sefer hedefte son 12 yıldır her seçimi kazanan üstelik sürekli oyunu arttıran Ak Parti var…Bu tür müdahaleler değişik usullerle CHP’den DYP’ne, ANAP’den MHP’sine, CHP’den AP’ne, Demokrat Parti’den DSP’ye siyasi hayatımızdaki bütün partilerin başına geldi.

Bu tür olağanüstü dönemlerde usul farklı olsa da sistem ve hedef aynıdır.. Müdahale edilip parçalanacak partiden bazen para vererek bazen korkutarak bazen siyasette daha üst makam teklifleri yapılarak, bazen kişisel zafiyetler kullanılarak, bazen sosyal, kültürel, dini mensubiyetler harekete geçirilerek milletvekilleri istifa ettirilir ve akabinde yeni bir oluşum ve parti sahneye sürülmektedir.

Siyasetin doğal seyri içinde bir parti bölünebilir içinden yeni parti çıkabilir. Siyasi hayatımızda bu tip hareketler de vardır…CHP’den Demokrat Parti oluşumu, MHP’den BBP ayrışması, Refah Partisi’nden AK Parti oluşumu yine CHP’den DSP ayrışması buna örnektir.

Olağan süreçlerle ayrışarak yeni kurulan partiler hayatiyetlerine devam ederken hatta çoğu zaman iktidar olurken; olağanüstü müdahalelerle ayrışarak ortaya çıkan oluşum ve partiler girdikleri ilk seçimde yaşadıkları hezimet ve sonra yok olup gitmektedirler.

Çünkü, olağan üstü dönemlerde partilerinden ayrılıp yeni partileşme süresine giden siyasilerin yaptığı aslında siyaseti, demokrasiyi bir nevi sırtından hançerlemektir. Bu nedenle siyasetin bünyesi ve seçmenin algısı bunu asla kabul etmemektedir. Milletimiz  siyaset dışı unsurlarla işbirliği yaparak ayrışmaları yapan siyasileri hiçbir zaman affetmemektedir. 

Bu günlerde “AK Parti bölünecek istifa edenler yeni parti kuracak” iddia ve beklentisi bu senaryo gerçekleşse bile başarı şansı olmayan bir oluşun olacağın söylemek siyasi tarihimize baktığımızda hiç de zor değildir. Bu tür hareketlenmeler mevcut partiye kuşkusuz zarar vermekte ancak  yeni parti ölü doğmaktadır. Öte yandan asıl zarar millete, ülkeye ve demokrasimize verilmektedir.

Siyasi hayatımızda demokrasi dışı güçlerle işbirliği yaparak gerek darbe sürecinin siyasi ayağında görev yapan gerekse bu süreçlerde kendi partilerini kargaşaya sevk edip mensubu olduğu partiyi parçalayanlar sonraki siyasi hayatlarında asla istikrarı bir daha yakalayamamakta adeta parti parti dolaşmakta,  derede sürekli yuvarlanan taş gibi belirsiz, güvensiz ve nerede duracağı bilinemeyen, siyasetin en sağından en soluna en solundan en sağına yuvarlanıp duran bir siyasi hayat yaşamaktadırlar.

Yerel seçimler yaklaşırken geçmişte siyasete siyaset dışı güçlerle ile birlik olup olağanüstü müdahalelerde rol alan siyasetçiler bizce olağan ama bazılarına göre şaşkınlığa sebep olan  transferler yaptılar.

Siyasette en önemli kurallardan birisi bugünkü seçimi dün devşirme komutanla kazanamazsınız… Seçim ordunuzun içinde elbette önceden siyasete hiç girmemiş veya başka partide siyaset yapmış kişiler olur ve olmalıdır ancak bu kişilerin ordu ile uyum ve hazmetme sürecini yaşamış olması gerekir. Eğer bu süreci yaşamadan seçilmiş kişiler olursa eninde sonunda büyük ihtimalle sıkıntılı dönemler yaşanırken parti dışı müdahalelerin aktörü olması söz konusu olacaktır.

Türkiye 28 Şubat Darbesi yaşadı. O günleri hatırlarsanız bu askeri darbenin medya, sivil toplum kuruluşları, sermaye ve siyasetçi unsurları vardı ve bu alanlarda da olağan sütü hareketler yaşadık.

İktidarda Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonu vardı.. DYP den Başbakan olarak TBMM’ye giren Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı’ydı..

RefahYol Hükümeti’nin devrilmesi 28 Şubat aktörlerinin istediğini yapacak bir Hükümetin kurulması için akla hayale gelmeyecek siyasi manevralar yapıldı ve bu manevralarda Cumhurbaşkanlığı yetkileri ile birlikte eski partisi DYP içindeki mevcut ve eski  milletvekillerini kullanarak hep Demirel’in parmağını gördük. Sonraki yıllarda bu parmak siyasette hep oldu bu gün de etkinliğini sürdürmektedir.

Tansu Çiller’in siyasi hayatını bitiren ve sonunda DYP’ni de siyasetteki ağırlığını ve varlığını sonlandıran süreç vatandaşın  “şemsiye partisi” dediği  DTP’nin kuruluşu 28 Şubat’ın siyasetteki en büyük organizasyonuydu.

28 Şubat Darbesiyle Başbakanı Necmettin Erbakan olan 54.RefahYol Hükümeti devrildi.. Yerine Başbakanı Mesut Yılmaz olan   Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti, Demokrat Türkiye Partisi’nden oluşan 55.Hükümet 30 Haziran 1997 tarihinde kuruldu.

DYP’nden ayrılanlarca kurulan 28 Şubat Darbesinin partisi DTP hiç seçime girmeden Hükümet yani iktidar oldu.. Ancak bu Hükümet yolsuzluklarla fazla adı anıldı ve sonunda  11 Ocak 1999 da gensoru ile TBMM tarafından düşürüldü…

DTP iktidara geldi ama girdiği ilk seçim olan 18 Nisan 1999 Genel Seçimlerinde %0.58 oy alarak TBMM’ye giremedi… Oran yanlış değil binde 58 oy alabildi… Aynı yıl yapılan Yerel Seçimde ise toplam % 0,93(binde 93) oy aldı….

Balıkesir ilinde DTP’nin aldığı oy sayısı il genelinde 7.532 tane… Oy oranı ise %1.1…. 

Bunları neden yazdığımı ne demek istediğimi DTP(şemsiye partisi)nin parti kurucuları ve Balıkesir’imizdeki öndeki siyasetçileri kimler olduğunu hatırlayınca daha iyi anlayacaksınız.

DYP'den ayrılarak bir süre Yeni Oluşumcu Hareketi adı altında toplanan eski ve mevcut milletvekilleri Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdular demiştik ya bu kişiler kim şöyle bir göz atalım. 67 kurucusundan 6'sı milletvekili olan DTP'nin kurucuları arasında 26 eski parlamenter ve eski bakanlar da bulunuyormuş.

İşte DTP'nin kurucuları : Hüsamettin Cindoruk(Genel başkan), İsmet Sezgin , Rifat Serdaroğlu , Refaiddin Şahin , Mehmet Batallı , Necdet Menzir , Hamdi Üçpınarlar, Gökberk Ergenekon, Yıldırım Avcı, Mehmet Ali Yılmaz, Muhtar Mahramlı, Ersin Faralyalı, Tunç Bilget, Baki Tuğ, Özden Özbilün, Tevfik Ertüzün, Turgut Toker, Yılmaz Hastürk, Polat Tecer, Aydın Giz, Orhan Şendağ, Fatma Selma Küçüksöz, Şükrü Sezar Aygen, Abdullah Ulutürk, Mümtaz Yavuz, Cihat Çetinkaya, Hadi Doğan, Süleyman Karataş, Adnan Türkoğlu, Halil İbrahim Artvinli, Sadık Avundukoğlu, Müjgan Dericioğlu, İsmail Heral, Mehmet Muhsinoğlu, Erkut Şenbaş, Abdürrezak Yavuz, Cengiz Üretmen, Feridun Bayoğlu, Adnan Turfan, Halil Ak, Erdoğan Bıcak, Mehmet Sami Hancıoğlu, Tacettin İnanç, Orhan Keçeli, Sait Kemal Mimaroğlu, Hüseyin Barlas Doğu, Rasih Öztürk, Arif Sinan Ülgen, İsmet Milor, Mehmet Acıdereli, Mustafa Hulisi Turgut, Sezai Hatunoğlu, Yiğit Köker, Hasan Özaydın, Mustafa Ceyhan, Sedat Danis Kamalı, Niyazi Ulusoy, Fahrettin Ömer Gökay, Sıdıka Türkan İnce, Akın İlkin, Ziver Adalı, Zihni Üstün, Ümit Canuyar, Şükrü Erdem, İhsan Doğudan Bayülgen ve Balıkesir’den milletvekili SAMİ SÖZAT, ile İvrindi’den milletvekili Ömer Lütfü Coşkun…

Gördüğünüz gibi yukarıdaki isimler AP ve DYP’nin en önde gelen isimleri…Demirel’in yakınları…Çoğu Bakanlık, TBBM başkanlığı yapmış ülke idaresinde söz sahibi olmuş isimler…Ama ana gövdeden yani DYPden ayrılıp başka parti kurdular , seçime girmeden iktidar da oldular ama girdikleri ilk seçimde  ülke genelinde %0.58, Balıkesir il genelinde %1.1 oy alabildiler…Bütün hepsinin DYP’den götürebildikleri oy topu topu bu kadar….

Bu isimlerin çoğu sonra DYP’ye geri döndü kalanı siyaseti bırakmak zorunda kaldı… Kurdukları DTP de siyasi hüsrana uğradılar ama DYP’nin de siyasette etkisizleşmesi ve Tansu Çiller’in siyaset dışı kalmasının sürecini başlatmış oldular.

28 Şubatta kendilerine verilen siyasete ve demokrasiye müdahale görevini yerine getirdiler ve bu kadro demokrasi hayatımızın hiç de hoş olmayan sayfasına yazıldı. Bu yüzden DYP liler ve demokrasiye inananlar geri döndüklerinde onlara bir şey demedi belki ama onları hiç affetmediler.

Demirel daha sonra bu kadrodaki isimlerin bazılarını ve kendi sözünü dinleyenleri özellikle CHP kadroları arasında adaylıklarında etkili oldu. Hala özellikle CHP üzerinden siyasette etkinliğini sürdürmeye devam ettiğini basına yansıyan fotoğraflardan anlıyoruz.

Nitekim önümüzdeki yerel seçimlerde CHP Balıkesir  Büyükşehir Belediye Başkan Adayı DTP(şemsiye partisi) kurucularından Sami Sözat oldu.. Balıkesir için hayırlı olmasını dilerim.. Bu transferin CHP’ye nasıl bir oy katkısı sağlayacağı sorusunu merak edenler 28 Şubat-DTP tecrübesini hatırlamalarını ve bu partinin aldığı oya iyi bakmalarını tavsiye ederim.  

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..