29 Ekim üzerine eleştirel bakış

Herhangi bir 'normal' ülkede, ulusal bir bayramın kutlanıp kutlanmayacağı, kutlanırsa nerde ve ne şekilde kutlanacağı bir sorun teşkil etmez...Ama biz başardık...

Fakat bu tablonun ortaya çıkmasını sadece bir gruba, bir siyasi partiye ya da belli bir ideolojiye bağlamak da gerçekleri görmezden gelmektir..

AK Parti'den başlayalım..iktidar oldukları için orta çıkan tablonun en önemli sorumlusudur. Eğer bir istihbarat alınmış ve kutlamalar sırasında olaylar çıkabileceği bilgisi gelmişse gerekeni yapar ve bayramı kutlarsınız. Yok olayları engelleyemeyiz, törenleri iptal edelim derseniz o zaman zaten kabul etmiş oluyorsunuz devletin zafiyetini..

Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarda CHP'ye yüklendi. 29 Ekim kutlamalarını 'Cumhuriyet Mitingleri' ne benzetti..

İşte bu noktada da başbakan haklı..Normalde yasaklar/baskılar her zaman ters etki gösterir. AK Parti büyük tepki çekti bayram uygulamalarıyla. Ama CHP de kazanan olmayacak. Çünkü kutlamalar parti kongreleri havasındaydı. Cumhuriyet bayramı da 'Cumhuriyet' sevgisi de siyasallaştırıldı. Cumhuriyet bayramını her ne pahasına olursa olsun kutlamak isteyen CHP liler ve diğerleri gibi bir durum çıktı ortaya...Ya da Atatürk/Cumhuriyet düşmanları ve direnen CHP liler....Geçtiğimiz yıl 10 Kasım'da bir türbanlı vatandaşımız Atatürk'ü anma törenlerinde sözlü saldırıya uğramıştı, Atatürk sevgisi yalnızca belli grubun hakkıymış gibi lanse edilmişti, şimdi aynısı Cumhuriyet için yapılıyor.. 

Oysa ki 'cumhur' un bayramıydı. Her inançtan, düşünceden insan birlikte kutlamalıydı..

İktidar ve muhalefet kutuplaşmayı bir türlü engelleyemedi ve ortaya çıkan görüntü kaçınılmaz oldu.

Hemen bir gün öncesinde bir Tenis turnuvasında Ak Partili bakanların yuhalanması bir işaretti zaten..

Siyasi kutuplaşmalar dışında da sebepler var tabii...

Ülkemizde Cumhuriyet'e karşı bir kesim olduğuna inanmıyorum. İnsanların Cumhuriyet ya da Demokrasi üzerine herhangi bir düşmanlığı yok. Osmanlı Devleti'ne büyük bir saygı ve özlem duyanlar var. Ancak herkes kabul ediyor ki Osmanlı'nın yıkılması kaçınılmazdı.

İnsanların sorguladığı nokta yıkılan bir imparatorluğun ardından kurulan Cumhuriyet'in beklentileri ne ölçüde karşıladığı...Bugün Lozan'da kazandığı hakları elinden alınan Kürt'lerin, ya da Alevilerin ne kadarı, ne kadar kutlayabilir ki Cumhuriyet'i...

Şeyh Sait isyanaları, Dersim olayları, İstiklal mahkemeleri ve idam yargılamaları, Tek partiyle geçilen ilk dönem, askeri müdahaleler, Maraş olayları, 6-7 eylül olayları, Varlık vergisi kanunu, Madımak....Yakın tarihimizin karanlıkta kalmış bazı noktaları aydınlatılmadıkça Cumhuriyet'in kavgasız-gürültüsüz, büyük bir coşkuyla kutlanması da hayal olacaktır. 

Çok uzatmaya gerek yok, kısaca önce bir spor karşılaşması ardından da 29 Ekim Kutlamalarıyla (!) dünyaya rezil olduk...Yabancı gazeteler Cumhuriyeti kutlamak isteyen laikler ile kutlamaları engelleyen hükümet üzerine vurgu yaptı. aik/anti-laik kavgası bu ülkeye zarar verir. undan sonrası için herkes üzerine düşeni yapmalı. zun vadede Cumhuriyet rejimiyle birlikte 'hayal kırıklığı' yaşayan grupların endişeleri giderilmeli.

Kısa vadede, iktidar ve muhalefet daha soğukkanlı davranıp, bayramı siyasallaştırmaktan vazgeçmeli. yrıca törenler için siyasi partilerin ve derneklerin yürüyüş-gösteri düzenlenmesi ya yasaklanmalı ya a bir düzene sokulmalı. E güzeli törenlerin eskiden olduğu gibi okullarda, stadyumlarda yapılması...