Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

29 Ekimde Ulus’ta ulusun yazdığı destan

29 Ekimde Ulus’ta ulusun yazdığı destan
 

Onların, sıkıştı mı ardına sığınabilecek 6 bin kişilik polis ordusu, onların, helikopterlerden atılacak bol miktarda biber gazı, onların, devasa hortumlardan fışkırtacak tazyikli suyu yoktu.

Onların, ellerinde bayrakları, yüreklerinde iflah olmaz bir Atatürk sevgisi ve uğruna canlarını feda edebilecekleri vatan aşkı vardı sadece.

Bu inanç ve sevgiyle çıktılar yola. Korkmadılar, yılmadılar, yorulmadılar ve direnerek kendi destanlarını yazdılar, 29 Ekim 2012’de Ankara Ulus’ta.

Aslında, ne o örgütün başarısı, ne bu partinin flaması, ne de diğerinin sloganı idi onlara o gücü, kuvveti veren. Onlar sadece tercüman olmuştu duygularına. Yıllardır içlerinde bastırdıkları feryatlarına.

Aksi halde, nasıl bu kadar karşı koyabilir, nasıl baş edebilir, nasıl direnebilirlerdi ki; onca baskıya, tehdide, santaja rağmen doldurdukları alana beş dakikada bir nefret gazı püskürten bombalarının zehrine.

Gözlerinden yaş geldi. Burunlarından sel aktı. Genizleri yandı acı acı ama pes etmediler. O anda içlerini saran tek duygu vardı başarmak. İşte o duygu tuttu onları ayakta ve o anda verdiler kararlarını. Ölmek vardı dönmek yoktu bu yolda. Orada, o meydanda ölmek (!) ölümlerin en yücesiydi. Şehit olmaktı “Ya İstiklal Ya ölüm” diyen Ata’sının yolunda. Bundan daha muteber ne olabilirdi ki… ?

Korkuyu ve kini gördüler kendilerine acımasızca gaz sıktıran cellatlarının gözünde.

Kimisi, kol kanat oldu, atasına duyduğu aşkla koşup gelen 7 yaşındaki kız çocuğuna, kimisi, koltuk değneği, sersemleyip kapaklanmasına ramak kala 70 yaşında bir ihtiyara. Tüm bu esnada bir dakika olsun ellerinden düşürmediler bayraklarını. Yürüdüler, kinin ve nefretin üstüne. Yürüdüler adım adım. Yegâne sermayeleri olan Vatan aşkıyla. Bağımsızlık aşkıyla. Bayrak aşkıyla.

Tek arzuları vardı... Bu güzel ve mutlu günde “En büyük bayramdır. Kutlu olsun.” diyen atasına varmak, şükranlarını sunmak.

Gidemezsin dediler. Varamazsın dediler. Varsan da orada olmazsın dediler. Barikatlar kurdular. Demir korkuluklar, panzerlerle çıktılar karşılarına. Sövdüler, dövdüler, hakaret ettiler. Hiç birisini görmedi gözleri. Hiç birisini duymadı kulakları. Ne de olsa kem göz, kem söz sahibine aitti.

Bütün barikatları aştılar. Bütün nefreti alaşağı ettiler. Saatlerce yürüyerek, menzile, Anıtkabir’e ulaştılar. Gayrı ölseler de gam yemezlerdi. Yıllardır kemikleri sızım sızım sızlatılan Atatürk bugün rahattı. Cumhuru işaret ettiği üzere iradeyi eline almış, kendisine kin kusanlara gerekli dersi vermişti.

“Ya İstiklal Ya ölüm”dü! Bunun başka yolu, izahı yoktu. Oluru hiç yoktu.

Evet. 29 Ekim 2012’de Ulus’ta bir ulus kendi destanını yazmıştı…

Ellerinde bayrakları, kalplerinde iflah olmaz Atatürk sevgisi, yüreklerinde vatan aşkı.

Ne arkasına sığınabilecekleri kirli yeşil dolarları, ne bomba atabilecek helikopterleri, ne de vurdu mu yıkan, devasa sular fışkırtan TOMA’ları vardı. Tek değerleri vardı. Atalarından kendilerine intikal eden genleri!

Onlara o barikatları aşırtan da, o meşaleyi yaktıran da:

“Bu ulusa her şeyi öğrettim uşaklığı öğretemedim” diyen o yüksek benlikli karakterleriydi.

Siz de öğretemeyeceksiniz Sn. “Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi” eş başkanı.

Bilmem anlatabildik mi?

Anlatabildik mi?

Ne dersiniz ey ahali?

***

İşte bu güzel, bu muhteşem günün yansımaları

http://www.dailymotion.com/video/xuq132_ankara-ulus-29-ekim-2012-cumhuriyet-bayramy-kutlamalary_news

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..