Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

29 Mart'a Giderken

29 Mart'a Giderken
 

İki türlü açlık vardır; gözü açlar ve karnı açlar.


Uzun yıllardır Türkiye gündemini meşgul eden önemli konulardan biri kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması olmuştur.

Yerel yönetimlerle ilgili yaşanan temel sorunlar şöyle sıralanmaktadır:
Merkezi idare ile yerel yönetimler arasında uygun olmayan görev dağılımı, yetersiz mali kaynaklar, örgütlenme ve personel sorunları, merkezi idarenin yerel yönetimler üzerinde gereksiz vesayet uygulamaları, şeffaflık ve katılım yetersizliği ile merkezi hükümete aşırı bir biçimde bağımlılık.

Bu sorunların temelinde, yerel yönetimlerin gerektiği şekilde yerel özerkliğe sahip olmamaları yatmaktadır.

Sorunların giderilmesi, yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılması ve güçlendirilmesi gereği hükümet programlarında ve kalkınma planlarında vurgulanmıştır. 1996, 1998, 2000 ve 2001 yıllarında farklı yerel yönetimler yasa tasarıları hazırlanmış, ancak 2004 tarihine kadar bu doğrultuda somut bir adım atılamamıştır. 10.7.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 22.02.2005 tarih ve 5302 nolu İl Özel İdaresi Kanunu ve 03.07.2005 tarih ve 5393 nolu Belediye Kanunları çıkarılarak bu konuda önemli adımlar atılmıştır.


Yeni yerel yönetim kanunlarını, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”, “Avrupa Bölgesel Özerklik Şartı” ve “Avrupa Kentsel Şartı” paralelinde incelemek mümkündür. Ancak, Avrupa Bölgesel Özerklik Şartı henüz yürürlüğe girmediğinden ve diğerlerinden farklı olarak yerel yönetimlerin imzasına açılan Avrupa Kentsel Şartını da Türkiye’de daha imzalayan belediye olmamıştır.

Avrupa Kentsel Şartı, Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Konferansı’nda (Mart 1992'de) kabul edildi. Şartlar arasında; güvenlik, kirletilmemiş sağlıklı bir çevre, istihdam, konut, dolaşım, sağlık, spor ve dinlence, kültürlerarası kaynaşma, kaliteli bir mimari ve fiziksel çevre, işlevlerin uyumu, katılım, ekonomik kalkınma, sürdürülebilir kalkınma, mal ve hizmetler, doğal zenginlikler ve kaynaklar, belediyeler arası işbirliği, finansal yapı ve mekanizmalar ile eşitlik hakları bulunmaktadır.

Özerklik; Yerel yönetimlerin kanunlarla belirlenen sınırlar çerçevesinde yerel nitelikteki işleri, kendi sorumlulukları altında ve kendi organları ile yerel halkın çıkarları doğrultusunda düzenleme ve yönetme hak ve imkanıdır.

Üst makamların ön izni veya onayına bağlı olarak karar almak zorunda kalıyorlarsa, personelleri üzerinde merkezi yönetimin baskısı söz konusuysa ve parasal olanaklar açısından zayıf ve merkezi yönetime bağımlı bir durumdalar ise, yerel yönetimlerin yerel özerkliklerinden söz etmek mümkün değildir.

Özerkliğin boyutu Anayasa ve yasaların çizdiği sınırlar içindedir.

Yasaların olumsuz yorumlanarak, ülke çıkarlarına ters kararlar alınması ve bu doğrultuda uygulamalar yapılması özerklik ile bağdaşmaz. Özerklikte temel amaç, hizmete yöneliktir ve hizmetlerin bu şekilde daha iyi yürütülmesi söz konusudur.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın kurulması doğrultusunda yapılan çalışmaların ürünü olarak ortaya çıkan “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı “ Avrupa Konseyi tarafından 15 Ekim 1985 tarihinde Sözleşme olarak imzaya açıldı.1 Eylül 1988 yılında yürürlüğe girdi.

Türkiye, Şartı 21 Kasım 1988 tarihinde imzaladı. 1991 yılında da 3723 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanması uygun görüldü ve 1992'de 92/3398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylandı.

Türkiye, yürürlük tarihini
1 Nisan 1993 olarak belirlediği Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın bazı hükümlerini benimserken, bazı hükümlerine çekince koydu.

Demokrasinin vazgeçilmez öğesi olan yerel yönetimler geleceğin dünyasının temel taşları olarak görülmektedir. Ülkemizdeki demokratik sürecin gelişmesi için; yönetim yapımızın aşırı merkeziyetçilikten kurtarılması, çağdaş, özerk, demokratik yerel yönetim anlayışının yaşama geçirilmesi gereklidir.

Türkiye, Avrupa Konseyi’nin üyesidir.
29 Mart 2009 Yerel Seçimlerine bu koşullarda giriyoruz…30 Mart’tan sonra ne olacağını bilmekte fayda var…

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..