Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '09

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

3. Çukurova Halk Kültür Festivali

3. ÇUKUROVA HALK KÜLTÜR FESTİVALİ’NİN

ARDINDAN


Abdülkadir GÜLER

(kadirguler 123@hotmail.com)

Türk şiiri yaşıyor, Anadolu’nun değişik kentlerinde şiirimiz kültürümüz adına sanat ve kültür etkinlikleri yapılıyor. Bu etkinliklere zaman zaman bende katılma fırsatını buluyorum. Kuşadası’nda 5. Şiir ve öykü günleri ( 08–10 Ekim 2008 ) birkaç gün sonra bizim Söke’ de ( 22–24 Ekim 2008 5.Söke Sanat, Edebiyat ve Kitap Günleri ) yapıldı. Kuşadası’ndaki etkinliğe katılma fırsatını bulmuştum. Söke’de olmama rağmen Söke’deki etkinliğe katılamadım. “ Bahçenin önündeki otlar acıdır” derler. buna bir anlam veremedim, gidemedim. Ünlü halk ozanı Karacaoğlan’ın memleketi ÇUKUROVA, Yaşar Kemal’in ve Orhan Kemal’ ın kadirşinaslık örneği gösterdi, davet ettiler.. Dadaloğlu gibi vefalı ve şahbaz çıktı, bizleri unutmadı.. Koca Çukurova’da onurlandırdı. Ama bizde hakkını verdik SÖKE OVASI ile tanıtmada bulunduk. Çağrıya uyduk, görevimizi yaptık, bize düşeni esirgemedik..

Adana’daki etkinliye davet edilince memnuniyetle gittim. Bizleri hatırlayıp davet edenlere önce fersah fersah teşekkürlerim var...

16- 19 Ekim 2008 tarihleri arasında Adana’da merkezi bulunan Seyhan Sosyal, Kültür ve Sanat Derneği’nin davetlisi olarak bende Aydın, Söke’den Sökeli şairler ve yazarlar adına katıldım. Buradan Adana’ya selam ve sevgiler getirdim.. Söke’den hareket etmeden önce Nazilli’den Kerim Özbekler aradı. Telefonda”Hocam, Adana’ ya ne zaman gidiyorsunuz, bende gelmek istiyorum“deyince, Ekim’in 15 ‘inde BEN Turizm'le gideceğimi söyledim. Aynı gün saat 18.00 sularında Nazilli’de birlikte olduk ve yola devam ettik. Kerim Özbekler’ le 1965’lerden bu yana tanışıyoruz. Konuşkan, cana yakın bir insandır. Yolculukta arkadaşını yarı yolda bırakmaz. Nazilli’den bir çanta dolusu yerel yayın organlarıyla gidiyorduk. Onunla Adana’ya kadar rahat bir yolculuk yaptık. Sabahın ilk ışıklarıyla Adana Oto Garındayız. Adana oto garında halk ozanı Pakize Altan ile karşılaştık. O da Ankara’dan geliyordu. Cana yakın, sazıyla sevecen bir halk ozanı.. Daha sonra Aşık Naçari Baba’yla kucaklaştık.. Aşık Naçari Baba Çorum’dan geliyor. Halk ozanlarının harman olduğu ilden geliyor.

Anadolu’nun değişik kentlerinden 100’ze yakın şair, yazar ve halk ozanı bu etkinliğe davet edilmişti. Birinci gün Perşembe 16 Ekim 2008 günü saat 12.30 sularında Adana / Kültür Sokağı önünde açılışı davul-zurna halk oyunları eşliğinde yapıldı. Kültür Sokağı’nda müthiş bir kalabalık vardı. Bu oluşumu hazırlayanlar Seyhan Sosyal Kültür Sanat Derneği başkanı Halise Tektaş, Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği Başkanı Mehmet Bıldırcın hazırlamışlardı. Onları destekleyen derneklerde vardı: Adana Özgürlükler Derneği, Şakirpaşa Özgürlükler Derneği, Adana Gençlik Derneği, Mersin Temel Haklar Demirtaş Kültür ve Sanat Derneği, Hatay Temel Haklar Derneği ve Asi Gazetesi mensupları destekleyenler arasında idi.

3. Çukurova Halk Kültür Festivalinin açılışı sırasında Mehmet Bıldırcın kısa ve özlü bir konuşma yaptı: Anılan Konuşmasından bir alıntı sunuyorum: “ Sınırlı imkânlarımızla yola ilk çıktığımızda sadece inancımız vardı. Hedefimizin büyük yükümüzün ağır olacağının bilincindeydik. Yozlaştırılan, yok edilmek istenen, bize ait olmayan kültüre karşı bir alternatifimizin olduğunu göstermek istedik. Ve bu nedenle geleceğe mütevazı bir katkıda bulunmak istedik. Tüm zorluklara, imkansızlıklara rağmen inatla yolumuza devam ediyoruz.(..) Karacaoğlan ’ın sevdasını, kuşanıp Dadaloğlu gibi dik durmak için; Orhan Kemal’in bereketli topraklarından bir ses olmak için; Yılmaz Güney‘’in “Umut”’uyla geleceğe bakmak için yine Yaşar Kemal’in börtü böceğine varana dek dillendirdiği o güzelim toprakların olduğunu göstermek için hep bir ağızdan söz söyleyelim türkülerimizi, çekelim halaylarımızı… Bugün bu gün bu festival paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin sonucudur. Sanatçısından tanıtım masasında bekleyenine, yaşlısından gencine, afiş yapıştırandan türkü söyleyenlere, şiir okuyandan haber yapana; kısaca yozlaşmaya hayır diyenlerin ortak mücadelesidir bu mücadele içinde olan herkese saygılarımı, selamlarımı sunuyorum” diyordu.

Adana Kültür sokağında gerçekten bir coşku bir hareket vardı. Ama sıcak, ama samimi birbirlerine saygılı, kimseyi hor görmeden, kimseyi, dışlamadan yoğun bir ilgi vardı. Bu sıcak ilgiyi halk ozanlarımızın sazlarının ince tellerinde su anlamak mümkündü.

3. Çukur Halk Kültür Festivali'nin kapsamında yoğun ve zengin bir program vardı. İdil Tiyatro Atölyesi'nin çalışmaları, satranç turnuvası, Çukurova’da şiir okumak, Türkü söylemek, Halk ozanlarımızı telinde ve sesinden Türküler, atışmalar, Gençlerin müzik grubu, Gelin canlar Çukurovalı Halk ozanlarına Sohbetine, Kaktüs ‘da bir tiyatro etkinliği, şair Adnan Yücel adına hazırlanan anma programı, yine Kültür sokağında karikatür ve resim sergileri, öykü ve şiir yarışmalarının sonuçları ve katılımcılara katılım belgelerinin verilmesiyle son buldu. Program tamı ile amacına ulaştı sanıyorum. Tamına dört gün sürdü.

3.Çukurova Halk Festivali'ne Anadolu’nun değişik kentlerinden şu şair ve halk ozanları katılmıştı: Hemen aklıma gelen şairleri yazıyorum: Ankara’dan Nusret Turan, Ahmet Canbaba, Abdullah Satoğlu, Hatice Cömert, Pakize Altan, Aydın Nazilli’den Kerim Özbekler, Söke’den Abdülkadir Güler, Sacide Yalaz, Afyon'dan Hüsamettin Tat, Isparta’dan Melahat Ecevit, Fatma Uçarlar, Mersin’ den Afet Kırat, Hasan Biber, Adil Okay, Adana’dan M. Demirel Babacanoğlu, Baki Yıldırım, Mesut Eray, Bekir Dağsever, Yaşar Yıltan, Bursa’ dan Şaziye Çelikler, Antalya’dan Bolat Ünsal, yine Adana’dan Halise Tektaş, Halime Ekmekçi, Dr. Enver Seçinti, Kahramanmaraş’tan Hanefi Kara, İskenderun’dan Mehmet Tümkaya katılmışlardı. Halk ozanlarımızdan da; Ozan Naçari Baba, Aşık Cemali Altınel, Âşık Ali Anbarcı, Aşık Borani, Aşık Murat, Aşık Uryani, Aşık Derdi Derya, Aşık Yemini, Aşık Suphani, Aşık Mansuri, Aşık can baba, Aşık Yılmaz Tarı, Ozan Zeki Tunç, Aşık Devai sazlarıyla, sözleriyle festivale renk katmışlardı. Hepsini yazamadım. Unuttuklarım varsa beni bağışlasınlar.

Şairler ve halk ozanları arasında önemli bir kültür ve kitap alışverişi oldu. Söke’yi tanıtan bir kısım yayın organlarıyla (Beşparmak, Sarızeybek ve yerel gazetelerden) bir demet oradaki arkadaşlara armağan ettim. Kitaplarımdan da imzalı olarak verdim. Bana ulaşan kitaplardan da biraz söz etmek istiyorum: Aşkın ve Başkaldırın Şairi Adnan Yücel (Türküsüz Çıkmayasın Yollara (2003), Gül Sevgisi ( şiirler) M. Demirel Babacanoğlu, 2.baskı, Adana1994, Yedinci Göğün Yıldızı ( Çocuk Şiirleri ), M. Demirel Babacanoğlu, Aykırısanat yayınları Adana, 2006, Gel ki Gül koksun Dünya (şiirler), Hanefi Kara, Elbistan, 2007, Türküler Öksüz Kalmasın, Halk Ozanı Cemali Altınel Ankara, 2008, Hüzne Açılan Kapı (Şiirler), Pakize Altan ( Ozan Didari), Ankara, 2007, Güneşe Kar Düştü :Bolat Ünsal Güllük yayınları Antalya, 2008, Sevgi Pınarım ( şiirler), Mesut Eray ( Şiirler ) Adana patates Mühürlü Dilekçe ( Öyküler) Bekir Dağsever Aykırısanat yayınları, Adana, 2005, Ayrılık Sevdaya Dahil (şiirler), Dörtlükler Ömer Hayam (Hasan Ali Yücel ) Türkiye İş Bankası yayınları 7.baskı İstanbul, 2007. Attila İlhan, Türkiye İş Bankası Yayınları 12.baskı.2007. Bye Bye Türkçe ( Bir Nev -York Rüyası ), Oktay Sinanoğlu, Alfa Yayınları, İstanbul, 2006. Geç Doğan Güneş( roman) Hüsamettin Tat, Denizli, 2004, Duygu Rehberi Şairler ve Ozanlar Antolojisi, Halk Ozanı. Naçari Baba, Ankara, 2002.

Bana imzalı olarak verilen kitaplardan dolayı cümlesine teşekkür ediyorum. Festival’ın son gününde Adana’nın tarihi ve turistik yerlerini gezdik, tarihi taş köprü, Adana’nın eski valilerinden şair Ziya Paşa’nın ( D: 1825 – Ö: 15.5.1800 ) mezarı başında (birlikte şaire dua edip Fatihalar gönderdik). Sabancılar tarafından yapılan Samancı Camisi'ni gezdik. Caminin altı minaresi vardır. Her minaresinin yükselliği 99 metredir. Yüce Allah’ın 99 ismine izafeten yapılmıştır. Dört minaresi üçer şerefiyeli, ikisi ikili şerefiyelidir. Bir minaresi asansörlüdür. Caminin içinde ve dışında 18. bin insanın namaz kılabileceği şekilde planlı olarak tasarlanmıştır.. Görkemli bir görünümü vardır. Hiç acımadan paralar harcanmıştır. Caminin inşaatına 1988'de başlamış ve 1998 yılın da açılışı gerçekleşmiştir.. Bu arada Atatürk’ün evini de gezdik. Tarihi bir binadır, 18.10.2008 de yeniden restore edilmiştir. Sabancı Camii, Seyhan nehri üzerinde bir başka güzelliği destanlaştırıyor. Çukurova’da birliği, dirliği ve özgürlüğü temsil ediyor.. Türk mimarisinin bir güzel örneğidir. Yapanlardan yüce Mevla’m razı olsun…

SONUÇ, olarak 3. Çukurova Halk Kültür Festivali amacına uygun olarak gerçekleştiğine inanıyorum. Her yönüyle derli, toplu bir kültür festivali idi. şairlerin, yazarların buluşması ayrı bir anlam taşıyordu. Halk ozanların Çukurova’ da bir buluşması, tanışması ve zengin içerikli bir kültür alışverişi oldu. Dernek Başkanı Halise Tektaş, Mehmet Bıldırcın ve emekli öğretmen, şair ve eğitimci yazar dostum Aykırısanat Dergisi ve Genel Yayın Yönetmeni vefalı insan sayın M. Demirel Babacanoğlu’na ve tüm Seyhan Sosyal Kültür ve Sanat Derneği mensuplarına bizlere gösterdikleri yakın ilgi ve konukseverlikten dolayı teşekkür ediyor, ayrıca tebrik ediyorum.. Gelecek yıllar için sağlıklı günler ve başarılar diliyorum.

Adana’da gezimiz sırasında Toros Gazetesi, Ekspres Gazetesi, İlk Haber Gazetesi, Türkay Haber Gazetesi ve Zirve Gazetesi Kültür Sanat Yönetmeni Münevver Düver ve gazete mensuplarıyla da tanışma ve görüşme fırsatını bulduk. Yine Ekspres Gazetesinde yazar olan İtalyalı Polyanna Succi (gazeteci yazar) ile bizzat evlerinde bir ikindi çayı içtik.. Bizlere yakın ilgi gösterdiler. Zaman zaman yazılarımla yer aldığım Güney Hâkimiyet Gazetesi’nin mensuplarıyla görüşmeyi çok isterdim, kısmet olmadı. Daha doğrusu aradım ulaşamadım. İtalyalı güzel insan konuksever dost Polyanna Succi’den ayrıca bir başka yazımda söz edeceğim, Söke’den selam ve sevgiler gönderiyorum adını andıklarım herkese..

NOT: “ TÜRKÇEM BENİM SES BAYRAĞIM “ diyen ünlü şair Fazıl Hüsnü DAĞLARCA’ yı, Adana’ya vardığım günün sabahında ( 15 Ekim 2008 ) günü kaybettik.. DAĞLARCA’ ya Allah’tan rahmet şair dostlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

HALİL SOYUER’İN ARDINDAN

Has şiirin ağası Halil Soyuer idi

Şairler arasında bulunmaz cevher idi

Kır atına binerek karıştı ufuklara

Şairliği tartışılmaz ( bir) başka değer idi.


Abdülkadir GÜLER

30 Aralık 2005

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..