Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '10

 
Kategori
Futbol
 

3. Manchester depremi

3. Manchester depremi
 

Dünyanın en göz alıcı futbol cehennemlerinden biri, Old Trafford.


Başlığı görünce sanki Manchester' da deprem olmuş gibi algılanabilir. Ülkemiz için güncel konular arasında üst sıralardaki yerini koruyan deprem gerçeğinin, İngiltere için önemli bir sorun olmadığını biliyorum, zaten hiç duymuş muyuzdur ki İngiltere'den bir deprem haberini? Aslında anlatacağım şey, futbolun literatürüne geçen depremler. Takımlarımızın futbolun beşiği İngiltere' nin dev futbol klubü Manchester United' ı sahasında devirdiği, sahayı kırmızı şeytanlara dar ettiği, taraftarlarını hüsranla evlerine gönderdiği tarihi karşılaşmaları toplayarak hazırladığım yazımda, takımlarımızın destanlarını layık oldukları şekilde bir kez daha hatırlatmak istedim.

Zaten futbol tarihinde, tüm dünyada spor yayınında yankı bulan bu karşılaşmalar, Türk Futbolu için çok önemli bir yere sahip, futbolumuz için birer gurur kaynağıdırlar. Üç güzide kulübümüz Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın tarihlerindeki çok değerli yere sahip bu önemli karşılaşmaları bir arada sunmak istedim. Dünyanın en ihtişamlı futbol mabedlerinin başlarında gelen, rakibe karşı adeta cehennem olan Old Trafford' da, bu cehennemi kendilerine yaşatan ve destanlar yazan takımlarımızı bu vesileyle en içten şekilde kutluyorum.

Dünyaca ünlü futbol devinin, sahasında bir çok başarılara imza atmış kırmızı şeytanların, kendi evinde, Old Trafford' un görkemli atmosferinde, binlerce futbol delisi ingiliz taraftarı önünde, Türk takımlarına karşı çöküşünü anlatmaya Galatasaray' ımızın unutulmaz maçıyla giriş yapmak istiyorum.

Tarihlerden 20 Kasım 1993, Galatasaray, Şampiyonlar Ligi uygulamasının başladığı 2. sezon olan o yıl gruplara sadece 8 takım alınıyordu. Gruplara katılmak için 2. turda Galatasaray ünlü ingiliz devi Manchester ile eşleşiyordu. Hallman yönetimindeki, Arif Erdem'li, Kubilay'lı, Suat'lı, Hayrettin'li takımımız Sir Alex Ferguson yönetimindeki Eric Cantona'lı, Peter Schmeichel'lı, Hugheslı, Keane'li, Paul Ince'li efsane kadroya sahip rakibine karşı Old Trafford'da ilk 15 dakikada 2-0 geriye düşüyordu. Ancak Arif in uzaktan vuruşunda defans oyuncusuna çarpan topun Schmeichel'i avlayan mükemmel jeneriklik golünün ardından Kubilay ile beraberliği buluyor, ilk yarıyı 2-2 bitiriyordu. İkinci yarı Arif' in uzaktan şutunda direkten dönen topuna Kubilay' ın tamamlamasıyla skor 3-2 oluyor, spikerin 'Ağlamak istiyorum sevgili seyirciler' sözleri hala hafızalardan silinmeyen bir söz oluyordu. Maçtan önce kendinden oldukça emin, favori gösterilen İngiliz şampiyonu son dakikalarda beraberliği zor kurtarabiliyordu. Rövanşta ise evimizde 0-0 beraberlikle Avrupa devini saf dışı eden Avrupanın Aslanları gruplara kalma başarısını elde ediyor, tarihinde büyük bir onur yakalıyordu.

Yıl 1996, yer gine Old Trafford. Fenerbahçemiz Şampiyonlar Ligi grup maçlarında evinde 2-0 yenildiği Manchester ile rövanş mücadelesine başlıyordu. Maçtan önce kesin favori gösterilen Manchester, ayrıca 40 yıllık evinde Avrupa maçlarında yenilmezlik rekorunu da elinde bulunduruyordu. Dünyanın en iyi kalecisi olarak gösterilen Schmeichel'lı, Cantona'lı, Beckham'lı, Poborsky'li, Keane'li yine Galatasaray ile yaptığı maçtaki benzer kadrosuyla maça çıkan Manchester United karşısına, Rüştü'lü, Uche'li, Högh'lü, Kemalettin'li, Okocha'lı, Boliç'li dönemin efsane kadrosuyla çıkıyordu Fenerbahçe. Maça dikkatli ve kendinden emin başlayan Fenerbahçemiz, erken dakikalarda Manchester' ın golü bulmak için baskılı oyununa karşılık olarak başarılı bir defans yapıyordu. 0-0 biten ilk yarının ardından, 70. dakikada artık klişeleşen jenerik olmuş gol geliyordu. Sol taraftan rakip ceza sahasına yaklaşan Boliç uzaktan topa sert vuruyor, May'e çarpan top havalanarak, biraz önde olan dev kalecinin havaya zıplayıp eliyle uzanmasına karşın topa müdahele edemeyerek, o efsane gölü kalesinde görmüş oluyordu. Son 20 dakikaya 1-0 yenik giren kırmızı şeytanlar, ataklarını arttırdıkça arttırıyor, adeta gol için çırpınıyordu. Ama Rüştü' nün de devleşmesiyle, zoru başarıp skoru 1-0 korumayı başararak Man United' ı evinde hezimete uğratıyordu. Hem de onlar için bu sadece normal bir mağlubiyet olmuyor, yenilmezlik rekorlarını da bitiriyordu bu maç. Manchester'ın evinde 40 yıllık yenilmezlik rekoruna son veren takım oluyordu Fenerbahçe ve tarihe geçerek dünyada büyük bir yankı yapıyordu.

Son olarak Old Traffor'da, evinde Türk takımlarına karşı kötü anıları olan ve unutulmayan maçlar kaybederek ağır yenilgiler yaşayan Manchester'a bir diğer beklenmedik hezimeti yaşatan takımımız Beşiktaş oluyordu. 25 Eylül 2009' da Şampiyonlar Ligi grup müsabakasında, Old Trafford' da Beşiktaşımızı konuk eden Manchester United maçtan önce yien favori olan taraftı ve tam 23 maçtır evinde yenilmiyordu. Oyuna deneyimsiz isimlerle başlamayı tercih eden Sir Alex Ferguson maçtan sonra çok eleştirelen isin olacaktı. Ama yine de kırmızı şeytanlar favoriydi ve evinde yaklaşık 75 bin kişilik taraftarı karşısında galibiyet için sahaya çıkıyordu. Yaklaşık 4 bin kişilik Türk taraftarının desteğiyle sahaya çıkan Beşiktaşımız da Manchester' ı sahasında mağlup etme parolasıyla, maçtan sonra Türk basınında Sir ünvanı alacak Mustafa Denizli' nin öğrencileri olarak çıkıyorlardı. Çok pozisyonlu ve mücadeleli geçen maçta Rüştü ikinci büyük tarihi Manchester maçına çıkıyordu. 20. dakikada Tello nun uzaktan vuruşunda defansa da çarpan top Foster'in uzanamayacağı köşeye gidip gol oluyordu. Maç karşılıklı gole yaklaşan ama golle sonuçlanmayan pozisyonlarla devam ediyor ve Beşiktaşımız maçı 1-0 kazanarak Old Trafford'da tarihi bir imza atıyordu.

İşte dünyaca ünlü İngiliz futbol kulübü Manchester United evinde Türk takımlarına karşı beklenmedik 3 büyük hezimet yaşayarak adeta büyük depremler yaşamış derin darbeler almıştır. Ayrıca 3 maçtada yenen ve maçın kaderini değiştiren gollerin Manchester'ın defans oyuncularına çarpıp gol olması da ilginç bir tesadüf doğrusu. Tabi bu da topun yuvarlak olduğu Futbol'da şans faktörünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatıyor.

Türk takımları dünya devine, evinde bir fobi oluşturmuş olmalı diye düşünüyorum. Bu 3 unutulmayan maçları canlı olarak izleme şansını yakalamış ve bir Galatasaray taraftarı olarak en az takımımın galibiyeti kadar diğer güzide takımlarımız Fenerbahçemiz ve Beşiktaşımızın galibiyetlerine de aynı oranda çok sevindiğimi belirtmek isterim. Ailemde ve çevremde Fenerbahçeli ve Beşiktaşlıların olması nedeniyle de zaten bu takımlarımıza karşı çok da düşmanlığım yok, zaten çok da fanatik olmamakla birlikte tabiki takımımın başarılı olmasını arzu ederim, ve ülkemde şampiyon olmasını isterim tabiki. Bu anlamda tatlı bir rekabet vardır aramızda. Ancak, söz konusu Avrupa maçları olunca işler değişir, ve zaten öyle olmalı diye düşünüyorum. Yani takımlarımızın Avrupa maçlarında, ayrım yapmadan tuttuğumuz takımımız veya bir diğer güzide ekibimiz, hepsine destek vermeliyiz. Tabi ezeli bir rakibimizin Avrupa da başarılı olması bazı fanatik taraftarlarımızı çok sevindirmese de çok da köstek olmaya ve art niyetli eylemlere itmemelidir. Sonuçta takımlarımızın hepsi Avrupa'da tek bir ülke için, Türkiye için mücadele vermektedirler.

Yazıma son verirken Türk Futbolu'nun Avrupa'da ve dünyada söz sahibi olduğu, takım ve ülke bazında geçmişte yakaladığı başarıları tekrar yakalayıp hatta daha büyük başarılara imza attığı günlerin yakın olmasını temenni ediyorum. Ve de ülkemizde takım taraftarlarının birbirine daha saygılı oldukları, küfürün ve kavganın bittiği, taraftar gruplarının daha bilinçli haraket ettikleri, şikenin spora karışmadığı, sahalarda tel örgülerin olmadığı ve olmadığı gibi de izliyicilerin maçı uygun bir şekilde izleyerek sahaya atlamadığı, yenilen tarafın yenen tarafı alkışladığı, futbolcuların da fairplay i unutmadan mücadele ettikleri bir Türkiye hayal ediyorum.

Sevgiler,

Emre1

 
Toplam blog
: 21
: 3107
Kayıt tarihi
: 21.05.09
 
 

İstanbul doğumluyum... İstanbul da yaşamaktayım... Tıp Fakültesi'ni yeni bitirdim-bitiricem sayıl..