Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

3 koltuk boşalıyor, başbakan zor durumda…

3 koltuk boşalıyor, başbakan zor durumda…
 

2011 seçimlerini AKP kazandığı andan itibaren çalmaya başlayan çanların sesi artık çok daha yakından geliyor ve rahatsız ediyor. 2011 – 15 seçim döneminin boşalacak üç koltuk nedeni ile çok sancılı geçeceği tahmin ediliyordu ama bu kadar çabuk sancıların başlayacağı öngörülmüyordu. Evet, parti başkanlığı, başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı koltukları boşalıyor.

Kurulduğunun üzerinden çok az bir zaman sonra iktidar olan AKP aslında gerçek bir parti değildir. Ben onu şimdilerde yasa yapmakta kullandıkları “torba ”ya benzetiyorum. Hafızamızı yoklayalım. Rahmetli Erbakan’ın yanında büyüyüp palazlanan birkaç adam partilerine ve başkanlarına bir şeyler edip ayrılıyor ve yeni bir parti kuruyor. Hiç vakit kaybetmeden seçim kazanıp iktidar oluyor. Şimdi elimizi vicdanımıza koyup düşünelim. Bu normal mi? Aklımızın ve vicdanımızın hayır diye haykırışlarının haklı olduğu kısa sürede ortaya çıkıyor. Okyanus ötesi tarafından torbaya atılan bu kişilerin yanına cemaatler ve yıllardır Erbakan sayesinde palazlanmaya çalışan iş adamları da eklenince, üzerine bolca dolar sosu da serpince torba parti kendini iktidarda buluveriyor.

Geçmişlerinden ve askerden ödü kopan yöneticiler ister istemez Eğitim, emniyet, adalet gibi konuları cemaate bırakıverdiler. Geçen dönem içerisinde cemaat, tabir yerinde ise bütün kurumları işgal etti. Giderek Türkiye ile birlikte mensubu olduğu partiyi de dönüştürmeye başladı. Kendi yaptıkları her yanlışı rahatça iktidara fatura edebildikleri için dikkatli davranmaya gerek bile görmediler. Silivri mahkemelerinde ortaya çıkan komik ötesi deliller, acemice kanıt uydurmalar hep bu rahatlığın ürünüdür.

İşte bu noktadan sonra başbakan ile cemaatin arası açılmaya başladı. Başbakan yeni anayasaya koyacağı bir madde ile ABD örneği başkan olma peşinde koşarken şike yasası ile çok sert bir uyarı geldi. “İstersek en yakının bile seni derhal satar” Bülent Arınç’ın ve daha birkaç milletvekilinin tavrını ben böyle yorumladım. Değilse yılların politikacısı Bülent Arınç’ın birkaç gün içindeki gelgitleri nasıl izah edilebilir ki? Çekilen kılıçların birden bire kınına sokulmasının nedeni cemaat ile anlaşma olmuş demek değildir. Sadece mesaj alınmış, başkanlık rüyası bitmiştir. Okyanus ötesi öyle ABD başkanı gibi yetkilere sahip birini Türkiye’nin başında görmek istemiyor. Bu konumda bile bazen fevri davranışları olan birisi o yetkilere sahip biri olursa söz dinlemesi çok daha zor olacaktır.

Ne tesadüf tam bu dönemde Cumhurbaşkanının süresi tartışılmaya başlandı. Demokratik ülkelerde kurallar bellidir. Biz anayasada değişiklik yaparak milletvekilliği süresini beş yıldan dört yıla, Cumhurbaşkanlığı süresini de yedi yıldan beş yıla indirdik. Buna göre 2011 yılında milletvekili seçimini yaptık. Bu 2012 yazında Cumhurbaşkanlığı seçimini yapacağımız anlamına gelir. Oysa hal böyle mi? Nerede okuduğu, kimden diploma aldığı tartışılacak bir kısım zevat ekranları ve gazete köşelerini parsellemiş sürenin yedi yıl olması gerektiğini izaha çalışıyor. Bunları gördükçe akıl sağlığımdan şüphe ediyorum. Eğer Cumhurbaşkanı yedi yılda seçilecekse, bu doğruysa, yaptığımız milletvekili seçimi yanlış olamaz mı?

İsterseniz neden bu yedi yıl isteği ona bakalım. Geçerli kanun, Cumhurbaşkanı beş yıldan sonra isterse ikinci bir defa daha seçime girip seçilebilir, diyor. Cemaatin başbakana nasıl baktığını biliyoruz. Bu durum da Sayın Gül 2012 de tekrar aday olursa başbakan şimdiye kadar arkasında durduğu her alanda desteklediği Gül’e karşı aday olabilir mi? Olsa bile kazanabilir mi? Hatta Gül – Erdoğan çekişmesi içinde aradan başka bir aday çıkamaz mı? Benim tahminim, önümüzdeki yıl seçim olursa Sayın Gül yeniden aday olacaktır.

Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimini belirlemede ciddi etken olacak başka nedenlerde var. Birincisi dünyada, özellikle Avrupa’da giderek derinleşen ekonomik kriz. Toplam borçların 500 milyar doları çoktan geçtiği, cari açığın yüz milyar dolar seviyesine gelerek kapatılabilirlik sınırını aştığı şu durumda bile hükümet sıcak paraya önlem alma politikalarını uygulamıyor. Bu yüzden de sıcak para için Türkiye hala kazancı iyi bir yer. Bu yüzden de lale devri sürüp gidiyor. Ancak bu durum son derece kırılgan bir durum. Her an öngörülmedik bir durum olabilir ve sıcak para kaçabilir. Bu da ekonomimizin gerçek yüzünü ortaya çıkarır ki, en istemediğimiz durumlar ortaya çıkabilir. İşte ekonominin gidişatı takip edilecek, mevcut durum devam ediyorsa ısrarla yedi yıl dayatılacak ve 2014 de başbakan kabul edilebilir tek aday olarak (malum çevreler tarafından) seçime girecektir.

Bir diğer konu da Sayın başbakanın sağlığı ile ilgilidir. Görüldüğü üzere başbakanın sağlık problemi yok diyemiyoruz. Bunca stresi, mücadeleyi, hele hele ekonomi kötüye giderse kaldırması çok daha zor olabilir. Bu da önümüzdeki yıl seçim olursa Gül’e karşı aday olacağı anlamına gelir.

Bu hali ile cumhurbaşkanlığı koltuğu sayın başbakanın en son isteyeceği koltuktur. Sembolik yetkilere sahip bir Cumhurbaşkanlığı aktif politika ile yoğrulmuş bir kişi için olsa olsa sürgün yeri olur. Üstelik muhalefetin sürekli eleştiri oklarına yaptırım gücü kısıtlı bir şekilde cevap vermekte zordur. Akla neden bu hırs ve istek diye bir soru da gelebilir. Aklımızın yettiğince anlatalım. Başbakan çevresindeki bazı kişileri boyunlarına asılı dosyalardan kurtaracak yasaları çıkardı ama kendisini kurtaracak olanları çıkaramadı. Bu son derece doğaldı. Emperyalistler, yönetecekleri kişileri daima bir önemli açığı ile tutarlar. İşte bu dosyalar bu hırsı körüklüyor diye düşünüyoruz. Değilse artık dünyanın en zengin on başbakanından biri haline gelmiş olan sayın başbakan neden emekli olmak istemesin ki?

Sevgili okur, bütün bu yazdıklarımız olayların bize düşündürdüğü öngörüler. Değilse bir yerlerde kaynaklarımız falan yok. Bakalım geçecek zaman benim gibi düşünenleri ne kadar haklı çıkaracak…

İzmir 2011

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..