Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '09

 
Kategori
Spor
 

3 Mayıs'ların en yakışıklısı

3 Mayıs'ların en yakışıklısı
 

“Bir ilkbahar sabahı” şarkısında olduğu gibi güneşle uyandık 3 Mayıs sabahına. Çılgın gibi koşarak kırlara uzanmadık ama Saracoğlu yokuşlarından ötedeki parkta aldık soluğu. Günler öncesinden hazırlanmıştı Kuşdili Parkı yeni misafiri olan “Ordinaryüs” lakaplı efsane oyuncumuz Lefter’in heykeline kucak açmak için. Kutsal çubuklumuz altında 615 maça çıkıp, 423 gole imzasını atan Lefter’e boşuna Ordünaryüs denmediği ve efsaneleştirilmediği ortada. Hal böyle olunca; hem 102’nci kuruluş yıldönümümüzü, hem de Ata’mızın kulübümüzü ziyaretinin 91’inci yılını kutladığımız 3 Mayıs’ın heykelin açılış tarihi olarak tercih edilmesi vefanın sadece bir semt adından ibaret olmadığının göstergesidir bence.

Bizzat kendisinin ve yakınlarının, yönetim kurulumuzun, aynı zamanda çok sayıda taraftarımızın katıldığı törenle adına yakışır şekilde başladı 3 Mayıs. “Bir şeye nasıl başlarsan öyle devam edersin” denilir ya hani. Bir Dolmabahçe akşamında, boğazın lacivert sularına düşen, 3 sarı puanı çıkartıp, Kadıköy’e şen dönerek 3 Mayıs’ı daha bir güzelleştirmek bu yıl ligdeki hedefinden feragat eden takımımızın göreviydi.

Gökyüzünde saklambaç oynayan bulutlar hadlerini aşarak gereğinden fazla nem dağıtıyorlardı. Hafta arası iki kulüp başkanı bir yemekte buluşmuşlardı ve bu hiç de alışık olduğu durumlardan değildi doğrusu bir türlü olgunlaşmayı beceremeyip, ham kalmakta ısrarcı olan futbol kamuoyumuzun. Öküzler, bu ülkede buzağıların altına çok kolay sokulurdu sorgusuz sualsiz. Ahmak keskinliğindeki kalemler, kınlarından çekilir çekilmez, kendilerinden emin tavırlarıyla iftira cümleleri kılığına büründüler. Onlara göre iki başkan el sıkışmış, anlaşmışlardı. Fenerbahçe’miz, renksiz rakibi Beşiktaş’a bilerek yenilip şampiyonluk yolunu açacak, 13 Mayıs İzmir kupa finalinde de Beşiktaş kupayı bize verip, 26 yıllık hasretimize son vererek sözüm ona yapılan iyiliğin altında kalmayacaktı.

Bu senaryo ciddi ciddi haraç mezat satıldı bazı spor programları yapımcılarına. Öyle ki kendi taraftarlarımızın içine kurt yuva yaptı. Maç günü kadrolar açıklandığında, Gökhan Gönül’ü stoperde görünce üremeye başladı bu kurtlar. Kazanacaklarından, hatta tarihi fark atacaklarından şüpheleri olmayan beyaz tribün kampanyalı rakibimize 90 dakikanın sonunda elde ettiğimiz 2-1’lik skorla “Beyaz giyme söz olur, siyah giyme toz olur” türküsünü anımsatmak isterim.

Kutsal çubuklunun onurunu, 102 yaşındaki kulübümüzün şerefini kurtaran oyuncularımıza ve Bernabeu stadında rakibine yarım düzine gol atıp futbol semineri verip ilham kaynağı olan Barcelona’ya ne kadar teşekkür etsem az. Bu arada ilk golümüzü atan Guiza’nın fedakarlığı hakkında dip not düşmek isterim. Giydiği kramponların biri 43, diğeri ise 45 numaraydı. Rahatsız ayağını bandajlatıp, biri ötekinden 2 numara büyük kramponlarla oynamak zorunda kaldı Güiza. Attığı gol dışında, karizmatik deparlarıyla da başını döndürdü adeta Beşiktaş savunmasının. 45 saniyede 16 pas yapıp, 17’nci vuruşun ikinci golümüz olduğunu dile getirmeyişim, Semih’imiz geri planda kalsın diye değil, maç boyunca yıllardır ilk kez küfürlerine maruz kalmadığımız beyaz gömleklilere teşekkür içindir.

“Meleklerin sözü var” şarkısından yola çıkarak bir teşekkürde, Aroma Bayanlar Voleybol Ligi şampiyonu sarı meleklerimize gelsin. Ligde saltanat kuran Eczacıbaşı ile üç yıldır final oynayıp, çok dramatik şekilde kaybederek, ikincilikle yetinmek zorunda kalıyorlardı meleklerimiz. Fakat bu yıl gerçekten çok inandılar ve Avrupa üçüncülüğünün ardından, Eczacı’yı final serilerinde 3-1 ile geçip saf dışı bırakarak şampiyon oldular. Tüm camiamıza hayırlı olsun.

Sarı meleklerimizin şampiyonluğuyla ne kadar mutlu olduysak, eski oyuncularımızdan sevgili Sedat Balkanlı’nın vefatından dolayı bir o kadar yara aldık. Bildiğiniz gibi kendisi ALS hastasıydı ve rahatsızlığı artık son aşamadaydı. Kendisine Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Işıklar içinde yat Sedat Ağabey. Mekanın cennet olsun.

 
Toplam blog
: 130
: 740
Kayıt tarihi
: 05.12.07
 
 

İlk önce şunu belirteyim; yürüme engelliyim fakat hayata pamuk ipliği ile değil, LACİVERT YÜREĞİM..