3 Nisan Salı

ÖĞRENCİLERİ EYLEME GÖTÜRMEK İÇİN ÜNİVERSİTEDEKİ SINAVI ERTELEDİLER (Zaman)

Haber : Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ankara'da protesto mitingi düzenlemeyi planlayan Atatürkçü Düşünce dernekleri, üniversitelerle işbirliği yapıyor. İnönü Üniversitesi, 14 Nisan'da yapılacak gösteriye geniş katılım sağlamak amacıyla sınav tarihlerini değiştirdi. Sene başında senato tarafından belirlenen vize tarihleri gerekçe gösterilmeden ertelendi. Mitinge sadece kendilerinin değil, bütün üniversitelerin katılacağını açıklayan Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, akademik personel ve öğrencilerle birlikte Tandoğan Meydanı'nda hazır bulunacaklarını söyledi.

Yorum : Demokrasilerde halk ve sivil toplum örgütleri bir anlamda denetleme görevi de yaparlar. Devlet zaten halk için var olduğuna göre, görevi halkın memnuniyetini sağlamaktır. Bu bağlamda yasal çerçeveler içinde görüşlerini açıklayan, tepkilerini dile getiren hiç kimseye kızmaya hakkımız yok.

Gençler, bu ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz insanlardır. Elbette her konuda söz ve fikir sahibidirler. Üniversitelerse ülkenin akademik yoğunluğunu bünyelerinde barındıran, gençliğin ve aydınların yetişmesine en önemli katkıyı sağlayan kurumlardır. Onların da başta eğitim konuları olmak üzere ülke yönetiminde söylenecek sözleri elbette olmalıdır.

Ama bir üniversitenin, öğrencilerini ve öğretim üyelerini zorla bir protesto toplantısına götürmeye ve bunun için önceden belirlenmiş sınav tarihlerini bile değiştirmeye hakkı olduğunu sanmıyorum.

FİDYE KABUSU (Akşam)

ARAP ŞEYHİ FİDYECİ ÇIKTI (Güneş)

MİLYONERE TUZAK (Vatan)

Haber : İşadamı İlhan Kamış'ı tuzağa Tahsin Çolak düşürdü. Kendisini emlakçı olarak tanıtan Çolak, Arap şeyhi kıyafeti giydirdiği 3 kişiyle evine giderek yalısına talip oldu. Yanındakileri, Kuzey Iraklı petrol zenginleri olarak tanıtıp, yalıya 4.5 milyon dolar verdi.

Rakamı kabul eden Kamış, parayı almak için verilen adrese gittiğinde, başına silah dayanarak kaçırılıp, bir servis minibüsüne kapatıldı. Bu arada amcasından haber alamayan yeğeni polise başvurunca, Kamış'ın İsviçre'deki banka hesapı takibe alındı.

Kamış'ın hesabından Timur Albaş adına önce 500, ardından 3 milyon dolar gönderildiği belirlendi. Albaş, parayı çekip bankadan çıkarken yakalandı. Verdiği bilgiyle de, fidyeyi aldıktan sonra İlhan Kamış'ı öldürmeyi planlayan 12 kişilik çete çökertildi.

Yorum : Bu tür haberleri okuyunca hep aklıma takılır. Bu kadar planlı bir hareketin sonucunda. Acaba olayın failleri yakalanmayacaklarını bu işin ortaya çıkmayacağını mı sanıyorlar, yoksa ne olursa olsun diye mi düşünüyorlar. Polisimiz bu konularda her zaman başarılı sonuçlara imza atıyor.

BİLGİ AVUKATA GİZLİ MEDYAYA SERBEST (Birgün)

Haber : Birgün gazetesi Hrant Dink cinayeti avukatlarının olayla ilgili her gün gazetelerde değişik bilgiler ve haberler çıkmasına rağmen, kendilerine Emniyet’in yeterince bilgi vermediğinden yakınıyorlar.

Yorum : Soruşturma aşamasındaki bir olay için gazetelere bilgi verildiğini sanmıyorum. Bunların gazetecilerin el altından elde ettikleri veya emniyetin gazetede yayınlanmasıyla bazı tepkileri tespit etmek için gayri resmi bilgiler olsa gerek. Yasal çerçevede avukatlık haklarının kullanılmasına bir engel çıkarılmaması lazım diye düşünüyorum.

AYDIN BEY’İN YENİ RAKİBİ (Bugün)

Haber : TMSF, Turgay Ciner’in 63 medya şirketine el koyunca, medya devi Aydın Doğan’ın rakibi oldu. Doğan’ın 3 TV kanalı, 7 gazetesi, TMSF’nin ise 4 TV, 4 gazete ve 29 dergisi bulunuyor

Yorum : Evet, gerçekten ortaya çokilginç bir durum çıkmış bulunuyor. TBSF’nin elbetteki böyle bir amacı yok. Fakat bu kanalla hükümetin eline böyle bir fırsat geçmiş olduğu gibi söylentiler çıkabilir. En kısa zamanda bunların elden çıkarılarak hem dedikoduların önlenmesi. Hem de devletin kasasına para girmesi daha iyi olur.

KAÇAK VİLLA CENNETİ (Cumhuriyet)

Haber : Cumhuriyet gazetesi İstanbul’un değişik yerlerinde Dalan, Sözen ve Erdoğan zamanında kaçak villalar yapıldığını, bunlardan bir kısmının yıkım kararı alınmasına karşılık bir kısmının hala belirsiz şekilde durduğunu anlatıyor.

Yorum : Yasal olarak gecekonduyla villa arasında kaçak olması açısından bir fark yok. Ancak villalar daha sözü geçen ve siyasetçilerle yakın olan insanlar tarafından yapıldığı için daha göze batar durumda. Haksız elde edilen bu tür gayri menkullerin yıkılması gecekondu bile olsa büyük tepkilere neden oluyor. Öncelikle yapım aşamasında bunların hiçbirine göz yumulmaması, aynı şekilde yıkım için de hiçbir ayırımcılık yapılmaması gerekir. Kuralları oturtabilirsek, yeni kuralsızlıklara ancak engel olabiliriz.

BAŞLAMA VURUŞU (Hürriyet)

Haber : Suriye’nin Halep şehrinde Fenerbahçe’nin el-İttihad takımıyla bir dostluk maçı yapacak olması. Yıllardır aramızda değişik problemlerin yaşandığı Suriye ile ilişkilerimizi yumuşatması beklenen bu maça, Türkiye’den seyirciler özel bir anlaşmayla pasaportsuz olarak gidecekler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da maçı izleyecek.

Yorum : Yıllardır komşularımızla hep problemli olan münasebetlerimizin birer birer ele alınıp artık düzgün hale getirilmesine ihtiyaç var. Türkiye bunu sağlamalı. Suriye’de yapılacak maç belki bu konuda atılan adımların ilki olabilir.

KIRMIZI NOKTAYI DANIŞTAY SİLDİ (Milliyet)

Haber : 10 Ağustos 2005 tarihli "Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik" hükümlerinde yer alan "içkili yer bölgelerinin; konut yerleşim alanlarının dışında, özel olarak bu şekilde faaliyet gösteren işletmelere tahsis edilmiş, altyapısı, ulaşım hizmetleri buna göre yapılmış ayrı bir bölgede açılabileceği" ifadeleri Danıştay’da hukuka aykırı bulundu.

Bu düzenleme, bazı belediyelerin içkili yer bölgelerini haritalar üzerinde kırmızıyla işaretlemeleri üzerine "kırmızı nokta" adıyla anılmıştı.

Yorum : Alkolün insan sağlığına ve hayatına pek faydası olmadığı buna karşılık çok büyük zararları olduğu kesin. Eğlence yerlerinden çıkan alkollü sürücülerin yaptıkları kazalar hemen her gün gazete sütunlarında yer buluyor. Kazalarda ölenlerin ve ortaya çıkan maddi hasarın hesabı yapılacak gibi değil.

Bu anlamda yönetimin birtakım düzenlemeler yapmasına karşı çıkmak gereksiz. Ancak hükümetin ve belediyelerin AKP’li olmasıyla, içkinin dinen yasak olması konusunda bir bağlantı kurulup olayın altında farklı sebepler aranıyor. Bu peşin hükümden kurtulmak suretiyle daha sosyal açıdan konuyu değerlendirebilirsek, pek çok ocağın sönmesini engelleyebiliriz.

OKULDA DEHŞET (Posta)

Haber : Darıca Süreyya Yalçın İlköğretim Okulu’nda dün saat 14.00 sıralarında, teneffüs sırasında koridorda tartıştığı Hüseyin Cebe’ye sinirlenen Necati Kumaş, öğrencilerin gözü önünde meslektaşına tasancayla 6 el ateş ederek öldürdü ve olayın ardından kaçtı.
Necati Kumaş’ın gece geç saatlerde polise giderek teslim olduğu ve verdiği ilk ifadelerinde kendisiyle sürekli alay edildiğini söylediği belirtildi.
Bu arada Cumhuriyet Savcılığı’nın yanı sıra Milli Eğitim Müdürlüğü’nden okula giden müfettişler de olayla ilgili soruşturmayı sürdürüyor.

Yorum : İki öğretmenin arasında bir insanın diğerini öldürmeyi planlayacak kadar kızmasını sağlayacak bir olay yaşanmış demek ki… Bu kişilerin öğretmen olması ve olayın öğrencilerin gözü önünde işlenmesi olayın diğer acı tarafları… Polisin soruşturmasında olay daha iyi aydınlanacaktır.

DÜNKÜ PAPATYA FALI : ERDOĞAN ÇIKMAYACAK (Radikal)

Haber : Başbakan Erdoğan, AKP'nin Eskişehir toplantısında Köşk adaylığına dair ipucu verir gibiydi: "4 Kasım öncesi cumhurbaşkanlığı seçimini duygusallıklardan uzak bir şekilde bitirelim. Onu bitirdikten sonra da yoğun bir şekilde ne yapacağız? Genel seçimlere hazırlanacağız. Sizden birlik istiyorum." dedi.
Erdoğan, partisinin 'bugünkünden daha ötesinde bir güçle' Meclis'e gireceğini öne sürerek, CHP lideri Baykal'a çattı: "Yıllar yılı 'şöyle demokrasi, böyle demokrasi' diyen lider, altı ilkesine bunu koyan biri, kendine göre davetiyeler çıkarıyor. Bunun faturasını millet sandıkta kesecek onlara."

Yorum : Sayın Erdoğan’ın köşke çıkmaması için bir kesim elinden geleni yapıyor. Başta Baykal olmak üzere, “sakın ha!” diye uyarılar bile yapılıyor. Başbakanın kararı ne olacak tabii ki bilmiyoruz. Ancak bu kadar tehditten sonra, kendisinin aday olmaması durumunda bir de “bak korktu kaçtı” gibi şeyler söylenecekse bunlar gerçekten çocukca şeyler. Dünkü konuşmasından aday olmayacakmış gibi bir yorum çıkması bile bu şekilde alayla ele alınabiliyorsa, gelecekte durum pek farklı görünmüyor gibi…

UZAYLILAR MI KAÇIRDI (Sabah)

Haber : İki yıl önce Adana’da üç genç kaçırıldı ve bir daha kendilerinden haber alınamadı.

Yorum : Henüz Uzaylıların varlığını kanıtlayamadığımıza göre, olayın farklı boyutları var…

ŞATOLU BARONA SUİTTE BASKIN (Star)

Haber : Emniyet zehir tacirlerine göz açtırmıyor. Son olarak Avrupa’daki önemli uyuşturucu baronlarından olan ve Varşova’da bir ‘şatosu’ olan E.T. yakalandı.

Yorum : Uyuşturucu, gençlerimiz için en önemli tehlikelerden biri. Polisimizin bu konuda elde ettiği her başarı, onların zehirlenmesini biraz daha engelleyen, geciktiren bir faktördür.

68 Mİ BÜYÜK 70 Mİ? (Takvim)

Haber : Ayşe Mine Tüzüner, 2002 yılında Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesi'ni 100 üzerinden 68.74 ortalamayla bitirdi. Babası Prof. Dr. Altan Tüzüner gibi akademisyen olmak istedi. Ankara Üniversitesi'ne başvurdu. İlkeler Komisyonu, "Notun en az 70 olmalı. Kabul edemeyiz" dedi.

Ayşe Mine yılmadı. 2004'te bir daha başvurdu. Ne olduysa oldu, aynı komisyon başvuruyu kabul etti. Mine kadroya alındı. Konu YÖK'e taşındı. Başkan Teziç, 6 profesör ile Dekan ve Rektör'e "68'i nasıl 70'den büyük saydınız?" soruşturması açtı.

Yorum : Türkiye’deki uygulamaları gözler önüne seren tipik bir örnek.

EKONOMİDE ÇİFTE REKOR (Türkiye)

Haber : 2006 yılında Türk ekonomisindeki büyüme, beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Bu sonuçla art arda yirmi çeyrek büyüyen ekonomi yeni bir rekor kırdı. Yüzde 6’lık büyüme ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 400 milyar dolara ulaştı. Son çeyrekteki büyüme yüzde 4.6 olurken, kişi başına milli gelir de 5 bin 477 dolara yükseldi.

Ekonomide ikinci rekor ise ihracattan geldi. TİM’in açıkladığı rakamlara göre, mart ayı ihracatı, yüzde 19.3 artarak 8 milyar 935 milyon dolarla, tarihin en yüksek aylık ihracat seviyesine çıktı. 2006 Nisan-2007 Mart dönemini kapsayan son bir yıllık ihracat ise yüzde 21.18
artışla 90 milyar dolara ulaştı.

Büyüme hızı rakamlarını değerlendiren Devlet Bakanı Babacan, Ekonomideki büyüme, öyle saman alevi gibi gelip geçici, bir-iki yıl süren sonra sönen bir büyüme değil; sürdürülebilir bir büyümedir” dedi.

Yorum : Türkiye ekonomisi anlaşılan öylesine sömürülmüş ki, kurumuş bir kuyuya dönmüş sanki… Rakamsal olarak önümüze gelen büyümeler ve gelişmeler bir türlü doğrudan halka yansıyacak hale gelemiyor. Bunları vatandaş somut olarak hissetmediği müddetçe, rakamların daha da yüksek değerler ifade etmesi, rekorların üstüste gelmesi, hiçbir işe yaramayacaktır.

SEZER ŞAKASI (Vakit)

Haber : Vakit gazetesinde bir gün önce Milliyet’te yayınlanan bir ankette halkı çoğunluğunun cumhurbaşkanı Sezer’i sevdiği şeklindeki habere tepki var. Olayı 2 nisan şakası olarak yorumlayan gazete, değişik kişilerle yaptığı röportajlarda, bu sonucun gerçeği yansıtmadığı iddiasında.

Yorum : Anketler elbette doğruları tam olarak yansıtamazlar. Ayrıca anketlerdeki soruların yönlendirilmesi bile sonuca etki edebilir.

BİR KAPKAÇA 3 MÜEBBET (Yeni Şafak)

Haber : Kartal'da çantasını gasp ettikleri TEKEL Müdiresi 58 yaşındaki İclal Ülker'i otomobille sürükleyerek ölümüne neden olan Gencay Yolcu ve iki arkadaşı, ağırlaştırılmış müebbet ve 30'ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. TEKEL Sigara Fabrikası Araştırma Enstitüsü Maltepe Şube Müdürü İclal Ülker, 11 Kasım 2005 tarihinde, çantasını almak isteyen kapkaççılar tarafından otomobille 230 metre sürüklendikten sonra, tekerleğin altında kalarak hayatını kaybetmişti.

Yorum : Kapkaç olaylarındaki cezaların azlığı dolayısıyla caydırıcılığı olmadığı için olayların çoğalmasını ve bundan mağdur olanların haklarının çiğnenmiş olduğunu, değişik haberlere yaptığım yorumlarda yazmıştım.

Bu olayda ilk kez böylesine bir ceza verilmesini olumlu karşılıyorum. Toplum da bundan büyük memnuniyet duyacaktır.