Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '10

 
Kategori
Şiir
 

3 Şiir, 1 Üstat ve Sen

3 Şiir, 1 Üstat ve Sen
 

Sürgün

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği

(…)

Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layık olmasam da
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim

(…)

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
aşk cellâdından ne çıkar madem ki yar vardır
yoktan da vardan da ötede bir var vardır
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
sevgili
en sevgili
ey sevgili

Sezai Karakoç – Sürgün

Geceleyin sana şiirler okuyorum. Büyük usta, üstat Sezai Karakoç nasıl da güzel anlatmış diyorum; O da sevdiğinden sürgün edilmiş gibi hissetmiş, O da sevgilinin ayaklarına kapanıp af dilemek istemiş, O da muhabbetin en fazla bir rüzgâr kadar sürdüğünü içi yanarak hissetmiş, O da kimi zaman her şeyin gücünü, anlamını yitirdiğini ve öyle zamanlarda en güzel şarkıyı bir kurşunun söyleyebileceğini düşünmüş…

"Sanatsız yaşayamayız" diye boşuna söylememişiz birbirimize… Belki hiç geçmedi aramızda böyle bir konuşma, belki ben hayalimdeki konuşmalarımızda fısıldadım bunu da senin ağzından kendi kulaklarıma… Sanat olmasa, her şeyi yaşama evirmese; devam etmek ne çok zor sensiz…

Gündüzleyin sana konuşuyorum. O kadar çok anlattım ki sana, anlatıyorum ki… Geçmişimden bahsediyorum, hayallerimden, korkularımdan, sevinçlerimden, kederlerimden, kaderden sonra… İşte o anda senin de düşüyor yüzün, ne kadar güzelsin yine de, o karanlık içinde dahi… “Sonra hepsi bir hayal miydi?” diye düşünürken aklıma düşüyor Usta’nın dizeleri: “Muhabbet sürermiş bir rüzgar kadar” diyen….

Rüzgâr

Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım!
Gelin duvağından kopan bir rüzgâr...
Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım;
Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar...

O ceviz dalları, o asma, o dut,
Gül gül, mektup mektup büyüyen umut...
Yangından yangına arda kalmış tut.
Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar.

Sezai Karakoç – Rüzgâr

Harflerini cehennemde ergitmiş şair, ıskalanmış sevdaların acısını asmış göğsüne muska niyetine… Sana dualar ediyorum, seni hep esirgesin, benden alsın sana versin canı diye… Ve korkuyorum seni görmekten. Bir aşığa Tanrı’nın verebileceği en büyük cezayı çekiyorum; korkuyorum sevdiğimi görmekten…

(…)

Açma pencereni perdeleri çek

Mona Roza seni görmemeliyim

Bir bakışın ölmem için yetecek

Anla Mona Roza, ben bir deliyim

Açma pencereni perdeleri çek...

(…)

Sezai Karakoç - Mona Roza

Tek değilim ya bu duyguyu yaşarken; bu dizeler aklıma çarpınca(düşünce değil, çünkü senle ilgili her şeyi çok keskin yaşıyorum); Usta’ya kalpten minnet duyuyorum… Bir bakışın ölmem için yetecek biliyorum…

Hayatın boşluklarında dikilip, sulara, fırtınalara bakıyorum. Bu koskoca, anlamsız maceraya küçük bir tebessümle gülümsüyorum. Daha da anlamsızlaştırıyorum bu saçma sapan koşuşturmayı…

Ben yollar geçtim yaşımdan ve ömrümden büyük; uzaklıklar, ayrılıklar, kayıplar… Şimdi gülüşün göğsümde muskam ama ne fayda... Artık daha iyi biliyorum;

“Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar”…

 
Toplam blog
: 160
: 2717
Kayıt tarihi
: 16.04.09
 
 

Öykü Şiir Deneme ..