Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

3 Temmuz öncesine dönemedi Fenerbahçe

3 Temmuz öncesine dönemedi Fenerbahçe
 

fenerbahce.org


 

Aykut Kocaman Şampiyonlar Ligi’ne kalıp, 3 Temmuz öncesine dönmek istiyoruz demişti maçtan önce. Olmadı. Aslına bakılırsa 3 Temmuz öncesine dönmenin S.Moskova engelini aşmak kadar kolay olamayacağını da anladık son 1 haftada yaşananlardan sonra. 3 Temmuz’dan bu yana istikrarlı bir politikası olmayan ve hatta kendisi de ortalıkta olmayan Yönetim’in 2 ön eleme oynanacak Şampiyonlar Ligi gibi bir arenaya yönelik stratejiyi kurgulamadıkları belli oldu. Yoksa bu kadar orta alanı boş bırakılmış bir takımı bize seyrettirmezler, Emre Belözoğlu’nun da yeri doldurulabilirdi.

Fenerbahçe’den giden transferlerin yerinin bir türlü doldurulamaması yönetsel zafiyet olduğu gibi, nihayetinde böyle bir maçtan önce Aykut Kocaman Alex sorununu da gündemden uzak tutmak veya çözebilmekte yönetimin işi olmalıydı… Kongrede yönetimin ağır topları gittiğinden beri yeni yönetimin de esamisi okunmuyor. Başkanın da doğal olarak henüz eskisi gibi olamadığını Antep maçında mikrofonu eline alıp, saha kenarından kadın ve çocukları susturma garabetinden anlamış olduk.

Görüldüğü gibi bu eksiklikler giderilmeden Moskova maçını kazansan da 3 Temmuz öncesine dönmek Kocaman’ın söylediği kadar kolay olmayacaktı zaten... Takımın ve Camianın henüz bu aşamaya gelmediği çok açık.

Maça baktığımızda ise, Antep maçının kadrosunu bulduk sahada. Antep maçındaki gibi Krasiç Kuyt Sow üçlüsüyle enerjik ve etkin bir Fenerbahçe izlemeye başlayacağımızı umarken Avrupa maçları talihsizliğimiz baş gösterdi ve 5.dakikada maça 1-0 geride başladık. Ardından Krasiç’in sakatlığı erken oyuncu değişikliğini getiriverdi. Oyuncu değişikliği derken, sonradan oyuna giren 3 oyuncunun da yabancı menşeli olması; transfer ettiğin yabancılarını efektif kullanamama adına yine yönetsel bir sorun olarak karşımıza çıktı.

Fenerbahçe bu sezon oynadığı diğer maçlarda olduğu gibi yine ilk 45’i çöpe attı. Hem de böylesi hayati bir maçta. Orta alanda koca bir boşluk ve o alanda topu kimsenin tutamayıp 35-40 metreden pas ya da şişirme yaptığını izlediğimiz bir 45 oldu. Yobo da bugün kötü günündeydi ve Egemen’le birlikte hiçbir şekilde topu ön tarafa taşıyamadılar. Orta alanda kimse onlardan pas almayınca, almaya gelmeyince en kısa pasları yaklaşık 30 metreden başlıyordu. Koca ilk yarıyı hücumsuz ve şutsuz bitirerek berbat bir görüntü sunduk. Ne oynadığımız bile belli değildi. Yazık oldu.

İkinci yarı özellikle orta alanda Mehmet Topal’ın geldiğinden bu yana en etkili oyununu ortaya koyması ve Alex’in de oyuna girip o bölgede top tutmaya başlamasıyla yavaş yavaş hücum bindirmelerimiz geldi. Alex’in varlığı tribündeki bizler kadar saha içindeki oyuncularında “sıkışınca Alex’e ver” şeklinde algılanacak bir rahatlamaları yaşadıkları belli oluyordu. Alex Fenerbahçe’deyse kimse Alex’in görevini Alex’den daha iyi yapamaz. Bu net olarak ortaya çıktı bir kez daha.

İkinci yarı tüm oyuncuların maçı çevirmek için olan gayreti kesinlikle takdir edilmesi gereken durumdu. Mehmet Topal ise bir harikaydı. Vurduğu şut direk yerine filelere gitmiş olsaydı gecenin adamı olacaktı. Topal’ın bu akşam ki oyunu yakın gelecekte birçok kişiyi pozitif anlamda mahcup edecek diye düşündüm.  İleride Sow’un da çok çalıştığını fakat son dakikada kendisine yakışmayan bir vuruş yaptığını da ekleyelim. Kuyt ise önceki altı maçına göre daha bir tutuktu. Bunda ise devamlı değişen pozisyonunun da etkisi var mı bilemiyorum. Sol tarafta Hasan Ali bu gece çok özveriliydi ama kesinlikle çok daha fazla güçlenmesi gerek. Kademe konularında biraz daha performansını arttırması gerekiyor.

Yine de, ikinci 45’te tonlarca girilen pozisyonda Moskova kalecisini geçebilseydik bu gece çok daha başka şeyleri konuşuyor olacaktık. Aykut Hoca hâlâ arayış içerisinde ve takımın oturması zaman alacak bu belli, fakat işi zor. Taraftar ise sabırsız. Doğaldır, taraftar çünkü onun adı. Bugün’ü yaşar. Yarını kurmak veya planlamak onun işi değildir. Bu yüzden ormana bakmaktan ziyade önündeki ağaçta gördükleriyle ilgilenir…

Maç sonunda birçok taraftar hâlâ Alex mevzusunu konuşmaktaydı ve Aykut Kocaman’a hınç doluydu.

Son sözüm ise Selçuk konusunda; yakışmadı taraftarın onu yuhalaması. Böyle önemli bir maçta çubuklu’nun kaptanı olarak çıkmış ve yaklaşık 10 yıldır bu takımda özveriyle oynayan birini ıslıklamak en hafif tabirle ayıptır. Selçuk’un oyun anlayışını, riskli oyununu beğenmezsiniz ama unutulmamalıdır ki, 10 yıldır hocaları onu oynatmakta. Onun özverisine laf edemezsiniz. Formayı giymek onun suçu değil. 10 yıldır halen Selçuk’la Şampiyonlar Ligi’ne çıkıyorsanız işte bunu tartışabilirsiniz. Başta da söylediğim gibi siz ciddi bir Avrupa Kupası yatırımı yapıyor olsanız Selçuk’un yerine de oynayabilecek bir adam koyabilmelisiniz kadronuza. Zavallı Selçuk en riskli bölgeye konuluyor ve ondan sorumluluk alması bekleniyor. Sorumluluğu da riski de alan o. Ama en sonunda günah keçisi de olan o.

Bir Şampiyonlar Ligi daha başlamadan sona erdi. Umarım bu bitiş Avrupa’da yeni zaferlerin başlangıcı olur…

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun. Atatürk ve Silah arkadaşlarına ve bu Vatan için ölmeyi göze alan Mehmet’lere minnet borçluyuz. Onlar olmasaydı bugün peşinden koştuğumuz Fenerbahçe’miz de, Beşiktaş’ta, Galatasaray’da olmayacaktı…

http://twitter.com/ahmetceliksungu

 

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..