Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '12

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

30 yıl önce "mobbing"e nasıl karşı koydum?

30 yıl önce "mobbing"e nasıl karşı koydum?
 

Günümüz globalleşmiş dünyamızda özellikle ileri sanayii toplumlarında, bence "rekabetçi" "iş ortamında" bireylerarası iletişimde ortaya çıkan toplumsal normlar ile örtüşmeyen "olumsuz davranış kalıplarıdır." Dünya'da '80'li yılların başlarında "iş ortamında" bu durumun adı "mobbing" olarak isimlendirilmiştir.

İngilizce "mobbing" kavramı "mob" kökünden geliyor. "Mob" sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili yasaya uygun olmayan kalabalık anlamındadır.Sözcük Latince "mobile vulgus"dan türemiştir. "Mobbing" sözcüğü ise çevresini kuşatma, topluca saldırma ya da sıkıntı verme anlamında kullanılıyor.

"Mobbig"i tanımlayan anahtar sözcükler "yıldırma," "duygusal taciz," "iş yeri terörü"dür. Memory Center Nöropsikiyatri Merkez Yöneticisi Prof.Dr. Nevzat TARHAN, "Mobbing"in sistematik şekilde ve bilinçli bir "baskı yapmak" anlamına geldiğini ve karşı tarafı "edilgen etmek" amacı taşıdığını belirtiyor.

Yıl: 1983, Ülke: Türkiye, Şehir: İzmir, Firma: 1984 yılında Türkiye'nin 100 Büyük Sanayii Firması Sıralamasında 51. sırada yer almış %49 Alman sermayeli, Yıkama Maddeleri ve Yağlar Sektörü'nde faaliyet göstermiştir.

Aktarmaya çalışacağım anımda yer alan kişiler ve yerler gerçek olup; olaylar yaşanmıştır. Ben de bir zamanlar dile kolay 30 yıl kadar öncesinde, "mobbing"e (yıldırma) uğramışım, o zaman böyle bir kavram olduğunu bilmiyordum.

Başlangıçta, işyeri performansım oldukça yüksek ve sorun çıkarmayan bir yapım, verilen bir projeyi süresinden önce tamamlayabilen bir çalışma tarzım vardı.

Şirketin üst yönetiminde "B.liler" söz sahibi olmuşlar; kendi kurallarını uygulama fırsatı yakalamışlardır.

Kasım 1983 yılında "B.'li" C. ve Z. ile birlikte "Mamul Yöneticisi" olarak İngilizce geçen Şirket üst yönetiminin de katıldığı iki aşamalı görüşmeler sonucunda işe alındık. Personel Diretörlüğü'nün organizasyonu dahilinde Ön Eğitim Çalışmaları sırasında "B.'li" iki arkadaş C. ve Z. "kanka" konumunda sanki bir yabancıyı veya düşmanı kaçırmak için yaptıkları davranışları ile "anlaşmazlık" çıkarıyorlardı.

C. ve Z. Ön Eğitim Çalışma Programı'nı tamamladıktan ve göreve başladıktan sonra bende uyguladıkları "mobbing" (yıldırma) sürecini daha da yoğunlaştırdılar. Tek hedefleri beni bezdirip, "işten kovulmak" ya da "istifa etmek" için neden olacaklardı.

"Yıldırma Stratejisi" ile benim canımdan bezdirmek, işi bırakma düşüncesine kadar bir tür "psikolojik taciz" bir tür "terör" uygulamaya başladılar.

Neden beni seçtiler ?

Çünkü, o güne kadar aldığım "aile" ve "kültür" terbiyesi ve "idol" olarak örnek aldığım babamdan her şeyden önce "dürüst," "güvenilir," "saygılı olmayı" öğrendim.

"Zeki" ve "yaratıcı olma" gibi özelliklerimi "doğru yerlerde" ve "doğru zamanlarda" ortaya koymayı temel ilke edindim. Ülkemde Ege Üniversitesi'nde aldığım iyi bir "İşletme" "Lisansı" üzerine Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kazandığım yurtdışı bursuyla '70'li yılların ikinci yarısında Amerika Birleşik Devletleri'nde(ABD) "Top Ten"de ilk on içinde yer alan Michigan State Üniversitesi'nde "Master" derecesi kazandım.

Ayrıca Uludağ Üniversitesi'nde kazandığım akademik kariyer ve deneyim , C. ve Z. 'in beni kendilerine "rakip görmeleri" ve "kariyer patikasında" paniğe kapılıp "önyargılı" bakış açısıyla "iş ortamının" gerilmesine neden oluyorlardı.

Proje toplantılarında ben yokmuş gibi davranmaya, beni dışlamaya, giderek eleştirmeye başlarlar. Takım ürünü olan projelerin periyodik çalışma toplantılarında takım içinde kendi katkılarının daha fazla olduğunu gösterebilmek için "kötü niyetli" ve "hileli eylemlere" başvuruyorlardı.

Kişiliğime uygulanan "mobbing"e (yıldırma) rağmen; Şirketimle olan "aidiyet duygularım" ileri derecede gelişiyor ve "işimle özdeşleşiyorum." Hatta, Cumartesi ve Pazar günleri dahi ya Şirkette çalışıyorum ya da eve iş getiriyordum.

Takım çalışmalarında C. ve Z. bir araya geldiklerinde ayrıcalığa sahip olduklarını düşünüyorlar ki; benim üzerimde aşırı "denetleyci" olmaya çabalıyorlar; ama başaramıyorlar. Çünkü, kendimi savunuyordum..

Şirkette daha yüksek pozisyonlarda gözü olan C. ve Z.'ye ABD'de kazandığım "Master" derecem, "hard worker" (çalışkan) karakterim ve "üstün performansımla" "rakip" olacağım endişesi ile "hedef seçiliyordum."

01 Ocak 1987 tarihinde "Mamul Yöneticisi" pozisyonumdan "Satış Eğitim Şefliği'ne" terfian atandım"Satış Eğitim Şefliği'ne" terfian atanmam C. ve Z.'in oluşturduğu "mobbing"(yıldırma) ortamından bir anlamda, kurtulmam olmuştur.

Eğer iş ortamınızda çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz; gerçekten de tüm enerjinizi ve motivasyonunuzu işinize vermek istiyorsunız ama bir süredir alışık olmadığınız davranışlarla karşılaşıyorsunuz:

OLAYIN ARKA PLANINI ve BAĞLANTILARINI DÜŞÜNMEK GEREKİR.

EN BÜYÜK HATA KARŞI TARAFIN SAVAŞ ALANINA GİRMEKTİR...

 

 

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..