Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '10

 
Kategori
Güncel
 

30 yıldır bitmeyen dava ve referandum

30 yıldır bitmeyen dava ve referandum
 

Kemal Türkler davası 30 yılda karara bağlanamadı.


21 Temmuz 2010 günü bir davanın duruşması vardı…

Bundan 30 sene evvel öldürülen, dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler’e ait dava!

İnce bir dikkate bile gerek yok! Her şey ayan beyan ortada!

Dava tam 30 yıldır, neredeyse kuşaklar boyu diyebileceğimiz bir uzunlukta sürüyor.

Sürdüğüne göre; ne hüküm verildi, ne de dava sonuçlandı!

Fakat dava düştü… Çünkü zaman aşımına uğradı.

Her ne kadar, “dava” 23 Eylül’e ertelenmiş olsa da, o gün celse açılınca; hadisenin üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçtiği göz önüne alınarak dosya kapatılacak, herhalde!

Bu vaziyette “adalet yerini bulmuş” oldu mu?

Hüküm verilmeyince hak yerini nasıl bulsun?

* * *

Tabii dava ünlü bir şahsa ilişkin ve kamuoyuna mâl olduğu için keyfiyetten haberdar olabiliyoruz.

Hâlbuki ülkenin her yerinde böyle uzun süren, sonuca bağlanamadan zaman aşımına uğrayan belki binlerce “dava” mevcut!

“Dava”lar sürerken kim bilir kaç hâkim-savcı değişti, hatta ne kadar yargı mensubu emekli oldu, Hakkın rahmetine kavuştu?

Tabiatıyla davalar bu denli uzayınca ucu bucağı kaçıyor, hüküm vermek de gittikçe zorlaşıyordur.

Nitekim hukuktan bahseden herkesin dilindeki ünlü söz: “Geciken adalet, adalet değildir”, diyor.

Bu noktada insanın aklına 8 yıllık istikrarlı, tek parti iktidarı geliyor. Hani, adı “ADALET ve Kalkınma” olan partinin iktidarı!

Adının başında “Adalet” olan partinin hükümeti, meclis çoğunluğu “geciken adaleti”, daha doğrusu adaletsizliği göremiyor mu? Görmemesine imkân var mı?

Peki, bu aksaklıklara bu kuşaklar boyu uzayan “dava”lara, yargılamalara karşı ne tedbir aldı? Hangi düzenlemeyi getirdi, neyi düzeltti?

Kemal Türkler davası kanıtlıyor ki, iktidar hiçbir şeyi düzeltmemiştir. Yargılamayı hızlandıracak herhangi bir tedbir almamıştır.

Neden?

“Yargı Reformu” yıllardan beri dillerinde pelesenk değil mi?

Hatta şu son “Anayasa değişiklikleri”nin çoğu “yargı”yla ilgili değil mi?

Fakat bunlar içinde yargılamayı hızlandıracak, gecikmeyi önleyecek, “adaletsizliklere dur diyecek” bir şey var mı?

Yok!

Neden yok?

Siz, adında “ADALET” olan parti değil misiniz?

Adalet bu mu?

Niyetiniz “adaletli bir Türkiye”, “adaletli bir dünya”, hatta “adil bir düzen” olsaydı, öncelikle bu işlere el atardınız…

“Adalet”in süratle gerçekleşmesine çalışırdınız!

Belli ki…

Niyetiniz, iyi niyet değil, azizim!

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..