Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Tarih
 

31 Mart olayı ve şehbal dergisi yorumları (1)

31 Mart olayı ve şehbal dergisi yorumları (1)
 

Size 31 Martı birinci kalemlerin yazdıklarıyla düşlerinizde yaşatmaya çalışacağım. Tarihi seven herkesin büyük bir zevkle bu yazı dizimi takib edeceğini düşünüyorum.

Tarihe 31 Mart Vakası olarak geçen olayların 15 Mayıs 1909 tarihli Şehbal dergisine ait çeviriler elime geçtiğinde hiç durmadım bütün sayfaları tek tek okudum .Hatim ettim. Bazı notlarıda almayı ihmal etmedim.

13 Nisan 1909'da meydana gelen ve tarihe "31 Mart Vakası" olarak geçen olayları kim yapmış, nasıl yapmış, niye yapmış soruları belkide bu zamana kadar hala sorulmakta. Bir varsayıma göre ise, olayın görünmeyen tarafında batı - Osmanlı arasında oynanan siyasi bir bilardo olduğu düşünülebilir. Sonunda itthatçi olduğu için mi Harekat ordusu, yoksa Harekat ordusu olduğu için mi İttihatçı olduğu belli olmayan kurtarıcılar, hürriyeti getirenler.

kötü adamların cezalarını bulmuş bulmasına da, olayların esraregizliğinden kimin eli kimin cebinde olduğu pek anlaşılamadı.

Peki bu konuda Batılı bir gazetecinin neler yazdığını okumak istermisiniz?

Gazeteci Francis Mc. Cullagh anlatımından yansıyanlar;

"1908 yılındaki meclis açılışndaki insan manzaraları, Ayasofya Meydanı'nın unutulmaz anlarından birini oluşturuyordu. Kalabalık konusunda bir fikir vermek adına, İstanbul'un ünlü köpeklerinin bile ortadan yok olduğunu söyleyebilirim. İğne atsan yere düşmüyordu. Meydan kırmızı fes denizini andırıyor, din adamlarının yeşil-beyaz sarıkları ile askerlerin parlayan süngüleri göze çarpıyordu.

...Türk, Rum, ermeni, Bulgar, İranlı ve Yahudi öğrenciler meydandakş yerlerin almışlardı. Meclisin solunda beyaz üniformalı Arnavutlar, sağında da yeşil sarıklı Suriye zuhafları vardı. Bir de, 1908 temmuz2da özgürlüğü getiren selanik'teki 3. Ordu'nun ünlü haki üniformalı neferleri.

...Öldürülme tehlikesi çok yüksek olduğundan, dizginleri çekmeden doludizgin gelen tek araba sultana aitti. Bu kocaman karga burunlu, geniş alnı giderek daralan olağanüstü adam, tehlikeli bir düşmandı. Derken, İslam halifesi mebuslara hitaben konuşmaya başladı. Sadece dudaklarının kpırdadığını görüyor, tek sözcük işitemiyorduk. Tanrı'nın yasama meclisini kutsamasını istiyordu.

...Yeni Kanuni Esasi, 101 pare top atışıyla kutlanmaya başladı. Ama ne kutlamalar, ne de çalınan marşlar, mebusların yerine rejime bağlılık yemini ederken, 'Vallahi, Billahi' demeleri kadar etkili olmamıştı."
 
Toplam blog
: 88
: 3050
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

1982 İstanbul doğumluyum. Yazılım mühendisi olarak çalıştığım bilişim sektöründe fırsat buldukça pek..