Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

31 Mayıs Perşembe

31 Mayıs Perşembe
 

Ülke bütünüyle bir demokrasi sınavından geçiyor. İktidar, muhalefet, asker, yargı, resmi ve özel kurumlar, kuruluşlar ve sonuçta halk… 22 Temmuz sürecine doğru herkes ayrı ayrı bu sınavın hakkını verecek.

Yıllardır demokrasi ile yönetildiğimizi zannediyoruz ama demokrasinin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Cumhuriyeti de tam anlamış değiliz. Hele cumhuriyetle demokrasinin kesiştiği ve çeliştiği noktalar var mıdır, ne zaman cumhuriyetçi, ne zaman demokrat oluyoruz, bu sorulara da verilecek cevabımız ezberimizde değil.

Aslında bu soruları sormayı yeni yeni akıl etmeye başladık. Şimdiye kadar böyle gelmiş böyle gider havasında, pek sorguladığımız yoktu pek çok şeyi. Ama şimdi çelişkili ifadeler yerine göre gözümüzü, yerine göre kulağımızı, yerine göre ruhumuzu, yerine göre gönlümüzü tırmalıyor.

Demokrat mıyız değil miyiz? Ya da ne kadar demokratız? Cevaplanması gereken soru bu… Demokrasi bazı insanlara farklı bazı insanlara daha farklı davranmaya izin veren bir yönetim biçimi değildir. Demokrasi işimize geldiği gibi yorum yapabileceğimiz bir kurallar bütünü de değildir. Demokrasi toplumda var olan farklı siyasal anlayışları ve yaşam tarzlarını özgürlük ve barış ekseninde bir arada tutma anlayışının adıdır.

Bugünkü gazetelerin manşetlerinde öne çıkan iki konu var. Birincisi sayın başbakanın Anayasa mahkemesi’nin kararını eleştirmesi üzerine Başkan Tülay Tuğcu’nun beyanatı. İkincisi de Bağcılar lisesinde öğrencilerin toplu namaz kıldığı iddiasıyla ilgili tepkiler.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Tuğcu, Anayasa Mahkemesi'nin 44. kuruluş yıldönümü toplantısında yaptığı konuşmada "Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin ve bağlayıcı olması, onların eleştirilemez olduğu anlamına gelmemektedir. Diğer deyişle, mahkeme kararlarına uyma yükümlülüğü, söz konusu kararları eleştirme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Bir hukuk devletinde, yargı kararlarının da eleştirilebilmesi doğaldır. Mahkeme kararlarının oybirliği ile alınmadığı durumlarda, azlık oyu kullanan üyelerin düşüncelerinin de bu anlamda karşı hukuki düşünceyi oluşturduğu açıktır, " diyordu.

Doğrusu da budur.

Sayın Başbakan da bu kararı eleştirmiştir, yanlış bulduğunu söylemiştir. Fakat sayın Tuğcu şimdi Erdoğan’ın sözlerinin tehdit, hakaret ve husumet içerdiğini, kendilerinin hedef gösterildiğini iddia ederek dava açacaklarını söylemektedir.

Aynı açılış konuşmasının daha sonraki bölümünde sayın Tuğcu şunları da söylemişti:

"…görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgili hakim veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlamak suçtur."

Ancak sayın Baykal’ın 1 Mayıs tarihli gazetelerde şu beyanatı yayınlandı: “Anayasa Mahkemesi 367’ye gerek yok doğrultusunda karar alırsa, bu Türkiye’yi çok tehlikeli bir çatışmaya sürükleyecektir.”

Henüz karar aşamasındaki bir davayla ilgili sayın Baykal mütalaasını yayımlayarak suç işlemişti ama, sayın Tuğcu’dan hiçbir ses çıkmamıştı.

Adalet ve eşitlik ilkesi çalışmayan bir demokrasiyle toplumu mutlu etmek mümkün değildir. Vatandaşların bir kısmı, diğerlerine karşı üstün tutulur veya torpilli muamele görürse halkın adalete de yargıya da bakış açısı değişir.

Türkiye bu ikilemi yaşamaktadır. Zenci muamelesi görenlerin beyazlara tanınan ayrıcalıklara karşı haklı bir isyanı söz konusu.

Bütün kurum ve kuruluşların Ak Parti’ye karşı bir saldırı içine girdiklerini, dört yandan psikolojik bunaltma metodu uyguladıklarını hepimiz biliyoruz.

Bir sinir savaşı havası içinde seçimlere kadar devam edecek bu baskı ve yıldırma politikası, sandıktan CHP’yi iktidar olarak çıkarmaya yetmezse, asıl pandomim o zaman kopacaktır. Bugünkü tablonun aynen devam etmesine rıza göstermeyi düşünmeyenlerin o gün demokrasiyi nasıl yorumlayacaklarını öyle merak ediyorum ki…

BAŞBAKANA YARGI MUHTIRASI (Akşam). Anayasa mahkemesi Başkanı, başbakan devlet adamı ciddiyetiyle bağdaşmayan tehdit, hakaret ve husumet içeren sözlerle bizi hedef gösterdi, dava açacağız, dedi.

SAYGI SINIRINI AŞTI (Cumhuriyet). Başkan Tuğcu, Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’ni hedef gösterdiğini söyledi.

BAŞBAKAN SAYGI SINIRIN AŞTI (Güneş). Anayasa Mahkemesi 367 kararına yüz karası diyen başbakan hakkında suçu duyurusunda bulunacak.

BU HUKUKA KARŞI BİR TERÖR (Radikal). CHP lideri Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı için yüz karası diyen başbakan Erdoğan’ı yerden yere vurdu.

CEVAP O SALONDAN (Vatan). Anayasa mahkemesi Başkanı Tuğcu 367 kararı yargının yüz karası diyen Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Tuğcu’nun açıklamayı Yüce Divan salonunda yapması dikkat çekici.

Öte yandan Bağcılar Lisesi'nde çekildiği iddia edilen görüntülerle bir okulda toplu namaz kılındığı konusu gazetelerin çok ilgisini çekti.

İlk bakışta bana da ters gelen bu olayla ilgili biraz düşününce, neden bunu yanlış bulduğumu sordum kendime ve cevaplayamadım.

Anayasa Madde 24: VI. Din ve vicdan hürriyeti. Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dini âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.

Sanırım 14. madde hükümlerine aykırı olmaması konusu dikkatinizi çekmiştir, demek ki bu 14. maddeye aykırı diye düşünmüşsünüzdür. O zaman 14. maddenin ne olduğuna da bir bakalım:

ANAYASA MADDE 14. – Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Şimdi okulda namaz kılan üç-beş öğrencinin laik cumhuriyeti ortadan kaldırmak amacıyla bunu yaptığı söylenebilir mi ya da üç beş öğrencinin namaz kılmasıyla laik cumhuriyet ortadan kaldırılabilir mi?

Kendi yarattığımız paranoya kendimiz inanır hale geldik. Sınıfta esrar partisi yapan öğrenciler için göstermediğimiz tepkiyi namaz kılan öğrencilere gösterdik. Ve hâlâ demokrat bir ülkede yaşadığımızı iddia edebiliyoruz.

İSTANBUL ŞERİAT MEKTEBİ (Güneş). Bağcılar Lisesi’nda okuyan kızlarında beklenmedik değişimlikler fark eden aile Haber Özel ekibiyle iz sürdü. İrticai kadrolaşmanın bir eseri daha ortaya çıkarıldı.

LİSEDE NAMAZ VAKTİ (Hürriyet). İstanbul bağcılar Lisesi’nde okuyan kızlarının başını bağlayıp namaz kılmaya başlamasından kuşkulanarak olayı araştıran aile, okulda ders saatlerinde toplu namaz kıldırıldığını ortaya çıkardı.

OKULDA NAMAZ (Posta). İstanbul bağcılar Lisesi’nde okuyan bir kız öğrencinin aniden tesettüre girmek istemesi üzerine ailesi okulda araştırma yaptı. Aile okulun bodrum katındaki gizli mescitte öğrencilerin toplu halde namaz kıldığını tespit etti. Baba gizli kamerayla toplu namazı görüntüledi.

DEVLET LİSESİNDE GİZLİ MESCİT MÜDÜR EŞLİĞİNDE TOPLU NAMAZ (Radikal). İstanbul’un bağcılar lisesinde okuyan kızların örtünmek istemesi üzerine harekete geçen aile okulun bodrumunda gizli mescit bulunduğunu ortaya çıkardı. Müdür yardımcısının kıldırdığı namaz görüntülendi.

Diğer gazete manşetleri de şöyle :

ŞİRKET PAŞALARI (Bugün). Her holdingin bir paşası var. Aylık ekonomi dergibi Forbes Türkiye, emekli olduktan sonra şirket yönetimlerinde çalışan paşaları kapak yaptı.

TEZİÇ HOCAYA SUÇÜSTÜ (Bugün). YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in Galatasaray Üniversitesi Rektörlüğü sırasında usulsüzlük yaptığı ortaya çıktı. Maliye müfettişleri 3 trilyonluk usulsüzlük tespit etti.

ASKERİ SIRLAR PKK’YA (Cumhuriyet). ABD, Türk ordusunun hareketlerini izleyip KDP lideri Mesud Barzani’yi aktarıyor.

TRENDE 762 SUİKAST SİLAHI (Hürriyet). Bingöl’de patlatılan bomba nedeniyle geçen Cuma raydan çıkan yük treninin vagonlarında havan mermisi ve patlayıcının yanı sıra 762 tane de Kanas suikast silahı bulundu.

ANKARA’DA TREN SENARYOLARI (Milliyet). PKK’nın Bingöl’de devirdiği yük treninden çıkan havan mermileri ve roketatar parçalarının Hizbullah’a ya da Hamas’a tezlim edilmek üzere İran’dan Suriye’ye gönderildiği sanılıyor.

MİDE BALONU ÖLDÜRDÜ (Sabah). 118 kilo olan 64 yaşındaki Canan Leki zayıflamak için midesine balon taktırdıktan 12 gün sonra öldü. Ailesi doktoru suçladı. Balonu çıkar dedik, yapmadı.

KDV İNİYOR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ (Sabah). Yarından itibaren et, süt, çay, çorba, pek çok üründe KDV yüzde 18’den 8’e iniyor.

EN ŞANLI MİLANLI (Star). İtalyan dergisinin iddiasına göre bir çok kulübün transfer teklifini reddeden Tuncay Şanlı, Milan’a hayır diyemedi.

BERAATİNE (Star). Başbakanın evinin krokisi ve patlayıcılarla yakalanan Atabeyler için savcı, askerde suikast krokisi olabilir, başka delil yok deyip beraat istedi,

ÖZ ANNE DEHŞETİ (Takvim). Minik bir Can o… Komada. Öz annesi “düştü, onun öz annesi ise torunumu bu hale kızım ve imam nikâhlı eşi getirdi, diyor.

TUNCAY ÇİZMEYİ GİYİYOR (Takvim). Milan’ın sahibi Belusconi’nin dergisi Contro Campo, manşet yaptı. Tuncay Şanlı’nın resmen Milanlı olduğunu yazdı.

HER ŞEY İYİ GİDİYOR BU MU? (Tercüman). Dağ gibi borcu, esnafın gözyaşını, ihracatsız sanayiyi, pembe yalanla örten iktidar, enerjideki iflası saklayamadı. MB uyardı. Üç aylık fatura 7 milyar dolar.

VATANDAŞ AHMET’İN SUÇU NE? (Türkiye). 2001’de emekli olan Ahmet Tezcan’a 2007’de bir yanlışlık olmuş denildi ve aldığı 33 bin YTL’yi derhal iade etmesi istendi.

AKP’DE ŞENER KRİZİ (Vatan). Abdüllatif Şener hem AKP’den hem siyasetten kopuyor. Partinin üç numaralı ismi 22 Temmuz seçimleri için aday olmuyor.

GİZLİ DOSYADAN ATABEYLER’E BERAAT ÇIKTI (Yeni Şafak). Evlerinde bombalar, silahlar ve başbakanın evinin krokileri bulunan Atabeyler’e beraat isteyen savcı, bombaları kullanılmadığı için tehlikeli bulmadı. 11 kişilim grubu da çete saymadı.

DİYARBAKIR’DA PROVAKASYONU POLİS ÖNLEDİ (Zaman). Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Harekatı Derneği’nin Diyarbakır’da silahlı saldırıya uğradığı iddialarının doğru olmadığı ortaya çıktı. Çelişkili ifadelerden yola çıkan polis, olay yerinde saldırı izine rastlamadı. Olayın 5 Haziran’daki bayrak yürüyüşü öncesine denk gelmesi dikkat çekiyor.

CHP ŞERİAT GELİYOR SAFSATASIYLA MECLİSE GİREMEZ (Zaman). Aralarında Hikmet çetin, Onur Kumbaracıbaşı, Gürbüz Çapan gibi bir dönem CHP’de etkili olmuş isimlerin bulunduğu CHP’li muhalifler Bostancı Kültür Merkezi’nde bir araya geldi.Eski Adalet bakanlarından Mehmet Moğultay, ülkeyle ilgili tek projeleri yok, Baykal iktidar olsun, intihar etmezsem namerdim dedi.

Yarın yeniden beraber olabilme umuduyla…

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..