Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

31 Ocak Çarşamba

31 Ocak Çarşamba
 

2007'nin zor geçeceğini hep düşünüyorduk da, böylesini bekliyor muyduk bilmiyorum. Allah beterinden korusun. . .

Yılın ilk ayını geride bırakırken, gazetelerimizin manşetleri, Hrant cinayetinde polisin ihmalini konu alan haberlerle dolu. İlk bakışta hiç de mantıklı gelmeyen bir sürü saçmalık, akıl almaz bir ihmal, cevapsız sorular, hani bu kadar da olmaz ki dedirtiyor insana. . .

Milliyet gazetesinin manşeti tam bunu anlatıyor: "Bu işte bir iş var"

En kestirme yol olarak bu konuda hükümeti suçlamayı, bahaneyle onlardan kurtulmayı düşünenler de var. Böylece bir taşla iki kuş vurulacağını zannedenlere katılmıyorum. Sadece bir kuş vurursunuz, ötekileri de uçar gider.

Akşam gazetesinin manşeti "Başka yerde olsa hepsi giderdi". Doğru belki, ama oralarda böyle bir âdet oluşmuş. Gelenek ona göre. Biz daha bunu oturtamadık. Gerçi bir yerden başlamamız lazım ama. . .

Cumhuriyet gazetesinde muhalefet partilerinin ortak görüşü hakim: "Önlem almayan hesabını versin. " Elbette bunu sorgulamak muhalefetin hakkı. Hesabı vermek de iktidarın görevi. Akşam gazetesinin haberine göre başbakan "Emniyetin hatası varsa ders alırlar" demiş. Bence bu dersi hükümetin vermesi gerekiyor.

Eğer gerçekten iddialar söylendiği gibi geliştiyse, gözünün yaşına bakmadan ihmalkârların haddi bildirilmeli. Ancak yine de tedbirli olmak istiyorum. Çünkü Türkiye'de öyle şeyler yaşanıyor ki, insan şaşırıp kalıyor.

Ogün'den sonra Yasin Hayal'e ulaşıldığında, onun da arkasında birisinin olduğunu iddia edenler, olayın çorap söküğü gibi çözüleceğini zannederlerken, tam tersine o birisine ulaşıldı ve her şey orada tıkandı.

BirGün gazetesi gerçi bir taraftan "Erhan Tuncelin ihbarı kesinleşti" bir taraftan da, "Cerrah hakkında suç duyurusu" diyor ama, Yeni Şafak gazetesinin deyimiyle "Emniyet susuyor, çete saklanıyor. " Posta gazetesi ise bu vesileyle herkese sesleniyor: "Susmayın!"

Hürriyet'in manşetinde Yasin Hayal'in aradığı katil adayına söylediği söz var: "Bu eylemi yap, kahraman ol" İlk olarak bu işle görevlendirilen Zeynel Abidin Yavuz, bu teklife kanmamış. Ama kandıracak biri bulunmuş.

Radikal gazetesinin mahşetine göre "Dink'in vurulacağını polis hariç Pelitli'de herkes biliyor"muş. Güneş gazetesinin haberine göre muhbir "Polisi 4 kez uyarmış. " Hürriyet gazetesinde bu uyarıların sayısının daha da fazla olduğundan söz ediliyor.

Eğer bu söylenenler doğru çıkarsa Vatan gazetesinin dediği gibi istihbarat daire başkanıyla İstanbul emniyet müdürü "Topun ağzında. "

Asıl amaca ulaşmak, gerçek failleri yakalamak ve ülkemizdeki bu tür olaylara son vermek açısından bu bir çözüm değil elbette. Bir taraftan da bu işin üzerine daha ciddiyetle gidilmeli ki, sonuç alınabilsin. Önümüzdeki günler daha farklı iddialara sahne olacak gibi. Bakalım neler göreceğiz.

*****

Günün gazetelerde en çok yer alan haberlerinden biri de % 10 barajıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı. AİHM'e göre "Yüzde on barajı normal. " Türkiye gazetesi haberi böyle verirken, BirGün ve Cumhuriyet gazeteleri "Seçim barajı hak ihlâli değil" şeklinde yansıttılar.

*****

"İstanbul'da namus da tehlikede" manşetiyle, Bahçelievler'de E-5 üst geçidinde bir hanımı zorla kaçırarak Bakırköy akıl hastanesi bahçesine götüren bir sapığın tecavüz olayını anlatan Güneş gazetesi, önemli bir noktaya temas etmiş. Kültür başkenti İstanbul afişlerinin süslediği şehir, yaşanmaz bir kent haline geldi maalesef.

Vatan gazetesi "Gözleri döndü" diye vermiş haberi. Hürriyet gazetesinin de "Hastane bahçesinde tecavüz" başlığıyla duyurduğu haber, bilmiyorum emniyet yetkilileri için bir şeyler ifade ediyor mu?

******

Yine Güneş gazetesinden bir başlık: "Başbakan Etiyopyalı açlara çok üzülmüş. " Gerçekten de durum üzülünecek gibi. Ama benzer görüntülerin Türkiye'de de olduğunu hepimiz biliyoruz. Ayrıca üzülmek de bir çözüm değil. Çözüm ise çok daha zor bir kavram. Her şey zaten çözüm noktasında düğümlenip kalıyor.

*****

İçte ve dışta karışık olaylar her geçen gün ivme kazanıyor. Yeni Şafak gazetesindeki bir haber AB dönem başkanı ve Almanya Başbakanı Merkel'den : "İmtiyazlı ortaklık teklif dahi edilemez"

Doğu Akdeniz'deki petrol kuşatması, yeni bir Kıbrıs gerilimi yaratırken, bir CHP milletvekili de Barzani'yi övüp Güneydoğu'nun şehitlerinden bahsedebiliyor. Hürriyet gazetesinin "Sizin şehidiniz kim Esat bey? " sorusunu bu milletvekilinin cevaplandırması gerekmiyor mu?

İktidar partisini yıpratmak adına kendi hükümetimizi güçsiz, zayıf, haksız, beceriksiz göstermeye çalıştıkça, bundan istifade etmeye çalışanların çok olacağını aklımızdan çıkarmamak zorundayız. Olacaklara aldırmadan bu tehlikeli yolda devam edersek, Türkiye 12 Eylül öncesine dönmeye yüz tutar.

Şimdiden başlayan fakat henüz önemsiz görünen bazı olaylar, bu konuda maalesef kötü sinyaller vermektedir. Bu hafta maçlarda atılan sloganlar ve asılan pankartlar, sanki kötü günlerin habercisi gibi. . .

*****

Bolu tünelinin buzlanma yüzünden tekrar kapanması bazı gazetelerin "Korku tüneli" başlığı atmasına sebep oldu.

Son başlığımız Milliyet gazetesinden. Hollanda'da düzenlenen ve üç ay sürecek olan Turkey Nov Festivali, Sezen Aksu konseriyle açıldı. Aksu, kendi deyimiyle damardan giren şarkılarını okudukça, soğuk kuzey ülkesinin iklimi değişmiş sanki. Milliyet de bu haberi "Amsterdamı Sezen ısıttı" şeklinde duyurdu.

Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla. . .

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..