Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '11

 
Kategori
Hamilelik Öncesi
 

35 yaş üstü çalışan hamile adaylarına tüyolar

35 yaş üstü çalışan hamile adaylarına tüyolar
 

35 Yaş Üstü, Çalışan ve Hamile Kalmayı Düşünenlere Tüyolar


Çalışan bir kadının hamile kalıp terfi etmesini geçtim; çalışırken hamile kalabilmek bile bir mucize.
Hem bu iş için gerekli olan iki kişinin işten vakit bulup biraraya gelmesi ve gerekli interaktif etkileşimde bulunmaları açısından, hem de tüm aşamaları geçip hamile kalmayı başardıktan sonra karnınız büyümüyormuş, hiçbir şikayetiniz yokmuş da her şey güllük gülistanlıkmış gibi eski performansınızla işyerinizde çalışıp verimli olmaya çabalamak açısından.
Hele ki benim gibi işi ağırdan alıp ilk doğumunu yapmadan en az 35 yıl –benim vakâmda 37 yıl- bekleyenlerin durumu daha da kötü.
Yaş olarak 35’in altını çizmemin nedeni tamamen tıbii verilerden kaynaklanıyor.
Doktorların ilk sorduğu şey yaşınız. Sonrasında daha önce doğum yapıp yapmadığınız, düşüğünüz olup olmadığı, kürtaj yaptırıp yaptırmadığınız.
Zaten ilk soruya cevabınız 35 ve üstü ise, direkt söylemeliyim ki diğerleriyle kıyaslandığında sizin ayvayı yemiş olma ihtimaliniz çok daha yüksek. Zira o durumda ona da bakalım, bu testi de yapalım, kan değerlerinizde şunlara da dikkat etmek lazım durumları sözkonusu oluyor ki, “Pek tabii ki bu testi yapın ama lütfen şunu yapmayın doktor bey, o teste ihtiyacım yok” diyecek bir durumunuz olmuyor.
Bu durumda da test üstüne test yaptırıp doktor-eczane-ofis bermuda şeytan üçgeni arasında mekik dokurken işyerinden oldukça fazla izin almanız gerekiyor.
İstanbul gibi bir yerde doktorunuzun muayenehanesi ya da kontrollerinizi yaptırdığınız hastane ile ofisinizin arasındaki mesafe ne kadar az olursa olsun, randevu saatlerini doktor size değil, siz doktora göre ayarlamak durumunda kaldığınızdan gününüzün yarısı gidebiliyor.
Randevunuz sabahtan olduğunda tüm sabahı, öğleden sonra ise tüm öğleden sonranızı izin almanız daha mantıklı oluyor zira zaten birkaç saat içinde gidip işyerine geri gelebilseniz dahi, o gün heba oluyor.
Ve ne yazık ki bunu problem yapan yöneticiler de, çalışma arkadaşları da mevcut.
Sağolsunlar sanki keyfinizden izin alıyormuşsunuz surat asabiliyor ya da en olmayacak yerde iğneleyici bir sözle son zamanlarda ne kadar çok izin kullandığınıza dair sert bir yorumda bulunabiliyorlar.
Çok da can sıkmamak, sonuçta kucağınızda tutabileceğiniz bebeğinize –yine benim durumumda bebeklerinize- odaklanmanız en iyisi.
Çünkü inanın bana, çalışıyor olsanız da olmasanız da en önemlisi huzuru yakalayabilmek, mutlu olabilmek. Başkalarının dediklerini dinlemek, ama çok da kulak asmamak gerekli.
Zira herkesin yaşayacak tek bir hayatı var ve bunu da istediği gibi yaşayabilmek için elinden geleni yapmalı.
Hayat insana ilginç tecrübeler sunuyor çünkü.
Aklından bile geçirmediklerin gerçek olurken, planladıklarının gerçekleşmemesine hayat diyoruz galiba.
Ben “evleneceğine hiç ihtimal vermeyenler familyasından”dım mesela. Eşimle tanıştım.
Çocuk sahibi olmakta geç kaldığım için olmasının uzak bir olasılık gibi gözüktüğü kişilerdendim; hamile kaldım.
Hâlâ emin değilim tabii anne olabilecek miyim, bebeklerimi kucağıma alabilecek miyim ama, en azından hamileliğin bir kısmını başarıyla geride bırakmış biri olarak buna daha fazla ihtimal veriyorum artık.
Yalnız ben ve benim yaşlarımda, hatta tüp bebek hamileliği düşünenlerin şu konulara kesinlikle dikkat etmesi gerektiğinin altını çizmek isterim:
*Doktorunuz içinize sinen, soru sorabildiğiniz birisi olsun. İçinize sinmiyorsa hemen bırakın. Onca hafta boyunca hamileliğinizi takip edip kısmetse doğumunuzu yaptıracak doktorunuzla aynı frekanslarda olabilmek önemli. Dışarıda yüzlercesi olduğunu unutmayın.
*35 yaşını geçtiyseniz ve çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız önce jinekolojik bir sorununuz olup olmadığına baktırın.
*Kan değerlerinizin bazıları, 35’in bile ilerisinde olmanız durumunda sizin için belki de elinizi çabuk tutmanız gerektiğine dair sinyaller veriyor olabilir; zamanınızı iyi değerlendirin. Ama bunu yaparken de paniğe mahal vermeyin.
*Tüplerinizi kontrol ettirin; açık olup olmadıklarına baktırın. Bu işlem de her işlem gibi doktorların şahsi tercihlerine göre daha sonraki aşamalarda kontrol ettirilebiliyor ama siz siz olun bunun kontrolünü istediğinizi tedavinizin başlarında doktorunuza bildirin.
*Hamilelik öncesi hemoroid probleminiz oluyorsa bunu da doktorunuzla paylaşın; belki hamilelik sırasında nüksetmesini en baştan engelleyebilirsiniz.
*Hamilelik denilen şey özellikle belirli yaştakiler için çok da kolay değil; hazırlıklı olun. 20li yaşlarınızdaki gibi hemen pırtlatıveririm diye düşünmeyin.
*Ve belki de en önemlisi : Tüp bebek tedavisi düşünüyorsanız işlemlerin maliyetlerine hazırlıklı olun. Bunları ilk fırsatta sizlerle ayrıca paylaşacağım. İşin sonucunda bebeğinizi kucağınıza almanın paha biçilmez değeri olsa da işlemlerin herkesin karşılayabileceği maliyetlerde olmadığını da kabul etmek gerek.
İşyerindekileri de iplemeyin. Hamilelik keyfinizi bozmalarına, hayatınızın belki de tek sefer yaşayacağınız bu özel tecrübesini zedelemelerine izin vermeyin.
Boşuna dua etmiyorlarmış meğer “Bir avazda kurtarsın Allah” diye. Güzel duaymış; değerini şimdi anlıyorum. O günleri görebilirsek tabii.
Hamilelik zor zanaat(mış) vesselam.

www.umutsuziskadini.com

 

 
Toplam blog
: 83
: 1446
Kayıt tarihi
: 03.10.11
 
 

Uzun yıllar plazalarda dirsek çürütmüş, son yıllarda refahı evden çalışmakta bulmuş ikiz kız anne..