Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

3919 a mesaj

3919 a mesaj
 

Geçtiğimiz günlerde ardı ardına gelen toplu şehit haberleriyle sarsıldı yüreklerimiz. Pek çok blog yazarı arkadaşım, isyanlarını bloglara ve yorumlara döktüler. Bu tepkilere destek verenlerin yanında, bundan rahatsız olanlar da oldu

- Efendim nutuk atmak kolay, hani somut çözümleriniz?... diyenler oldu.

1980 yılında üniversite öğrencisiydim. Yani olan biteni tam da göbeğinden izledim. Ve yaşamım boyunca hep; gençlik yılları 80 öncesine denk gelenlerle, 80 sonrasına denk gelenlerin, her olayda bıçak gibi ayrıldıklarını izledim. Biz değerlerimiz uğruna canımızdan bile vazgeçmiş bir kuşaktık. Tepkilerimizi en uç noktalarda gösterip, sonuçlarına en uç noktalarda acılar çekerek katlandık. Doğrusu- yanlışı tartışılır elbette. Yine de ben, bilgisayar oyunları ve futboldan başka hiçbir şeyin kendilerinde ilgi alanı oluşturamadığı bugünkü gençlik ve televizyondaki abuk diziler ve gündüz programları ile uyutulmuş kitlelerden iyiydik diyorum.

Bu bakımdan son günlerdeki bu tepkilerin bazılarının şeklini şemalini çok sevmesem de, doğru bildiği uğruna sokağa dökülen gençleri, isyanlarını yazıya dökenleri ve bayrakları görmek iyi geldi bana. Kıpırdanıyor muyuz ne… diye bir umut gelip geçiverdi içimden.

Bayrak asmak, yollara dökülmek, tepkilerini yazıya dökmek, imzalar toplamak her ne kadar somut çözümler gibi görünmese de uygar dünya ülkelerinin medeni tepki şekilleri bunlar. Kaldı ki, halkın görevi tepkisini dile getirmek. Somut çözümler, yürütme organlarının işi.

Tepki konusundaki en büyük eksiğimiz sivil toplum örgütleri. Kişisel isyanlarımızı ve çığlıklarımızı, ortak ve kalıcı bir sese dönüştürmenin ve ses getirmenin tek uygar yolu bu çünkü.

Ülke ve toplum olarak fazla aşina ve alışık değiliz bu örgütlere. Daha doğrusu tam alışıyorduk ki, koskocaman bir darbe, silindir gibi geçiverdi, zaten yeterli olmayan toplum örgütlerinin üzerinden. Şimdi biz sudan çıkmış balıklar gibi çaresiz ve acemice sesler çıkararak anlatmaya çalışıyoruz doğru bildiklerimizi. Umarım çok geç kalmayız bu cılız seslerimiz toparlayacak örgütlenmelere…

Şimdi size o silindirden kurtulmayı başarabilmiş ve hala direnen az sayıdaki sivil toplum örgütlerinin birinden ve somut bir çözümden bahsetmek istiyorum;

Bu yazıyı okuyan hiç kimsenin ormanlarımıza kıyacağını sanmam. Çok iyi biliyorum ki; tek bir ağacımıza bile kor düşse, yüreğinizin bir parçası onunla birlikte yanıyor.

E o zaman işte size somut bir çare. Atatürk’ün kurduğu ve bu ülkenin en güvenilir kurumlarından biri olan Türk Hava Kurumu ormanlarımız için yangın söndürme uçakları alıyor.

Ve size somut çözümler için de bir fırsat sunuyor. Hem de oturduğunuz yerden cep telefonunuza YANGIN yazıp 3919 a gönderiyorsunuz. Bu sms in size maliyeti sadece ve sadece 6 YTL .

Ben birkaç mesaj gönderdim. Gerçekten neredeyse kimsenin bütçesini sarsmayacak bir meblağ ama yine de ben özellikle somut çözüm için ne yapıyoruz diyerek, ellerini taşın altına koymak isteyenlere seslenmek istiyorum. Günde birkaç sigara eksik içip, birkaç günde bir paketi finanse edebildiğinizde, bazen bir taksi yerine bir dolmuşa binip 6 YTL ya da daha fazla tasarruf ettiğinizde, tam satın alacakken arkadaşınızda olduğunu öğrendiğiniz ve ödünç aldığınız bir kitap olduğunda, lütfen tasarruf ettiğiniz bu rakam kadar mesaj gönderin…

ÇOK MU ŞEY İSTEDİM…????

 
Toplam blog
: 54
: 1158
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

7 Ocak 1960... Hayatın öğrettiği herşeyi okumak ve yazmak için buradayım.....