Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '11

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

4. Kıbrıs Dedikleri

4. Kıbrıs Dedikleri
 

Kıbrıs… Kıbrıs güzel ülke, Yavru vatan, yeşil vatan… Acılı vatan…
Kıbrıs’ın eski bir tarihi var. Bir bakıma Korsanların vatanı.. .Kıbrıs tarihinde; Bizans Devri (M. S. 395- 1191); Templar Şövalyeleri Dönemi (1191 - 1192); Luzinyan Devri (1192 – 1489) Venedik Dönemi (1489- 1570); Osmanlı Dönemi (1570-1878) birbirini izlemiş… Bu dönemlere ilişkin bir sürü tarihi eser var. 

Kıbrıs’ın fethinde, Başkomutan Lala Mustafa Paşa, Donanma Komutanı olarak da Piyale Paşa görevlendirilmiş. Osmanlı Ordusu, 2 Temmuz 1570 tarihinde Limasol’u fetheder. 4 Temmuz 1570 de Tuzla, 9 temmuz 1570 de Girne kalesi, 9 Eylül 1570 de Lefkoşa ve 12 Eylül 1570 tarihinde Baf alınır. Osmanlı İmparatorluğu Ordusu Mağusa’yı kuşatır. Mağusa, Osmanlı’nın modern silahlarına karşı uzun süre direnir. Nihayet 1 Ağustos 1571 tarihinde Mağusa’nın fethedilmesiyle, ada tamamen Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içine katılarak fetih tamamlanır.
Ondan sonra Kıbrıs 308 yıl Osmanlılar’ın elinde kaldı. Adanın Yönetimi Osmanlılar tarafından geçici olarak 22 Temmuz 1878 tarihinde İngiltere’ye bırakılır. Ada da 308 yıl süren Osmanlı İmparatorluğu Dönemi, böylece geçici de olsa son bulur. 

http://www.neu.edu.tr/ 

15 Temmuz 1974 tarihinde EOKA’cı Nikos Sampson Makarios yönetimine karşı bir darbe yaptı. Makarios İngilizlere sığınmak zorunda kaldı ve adadan kaçırıldı. Samson’un hedefi, kısa sürede adadaki Türkleri yok etmek ve Türkiye’nin müdahale etmesini önleyerek Enosis’i gerçekleştirmekti. O zmanlar süresi içinde çok kan döküldü çok Türk öldürüldü… Kıbrıs’taki Şehitliklerin ve Soykırım yerlerinin bir kısmı şöyledir:
1. Muratağa Katliamı Şehitliği, 2. Tekke Bahçesi Şehitliği, 3. Sandallar Köyü Katliamı Şehitliği,
4. Ortaköy Şehitliği, 5. Atlılar Şehitliği, 6. Alaminya Şehitliği, 7. Geçitkale Şehitliği, 8. Tuzla Şehitliği, 9. Boğaz Şehitliği, 10. Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Şehitliği, 11. Lefkoşe Şehitliği,
12. Karaoğlanoğlu Şehitliği. 

Çeşitli yerlerde yapılan saldırılarda toplu olarak şehit edilen Türkler, Atlılar, Muratağa- Sandallar, Topçuköy, Geçitkale (Köfünye) gibi Toplu Mezarlara gömülmüştür. Bu mezarlara Şehitlik Anıtları yapılmıştır. 


Kıbrıs’taki Türk halkı bugünkü haklarına kavuşuncaya kadar, çok acılar çekti , çok şehitler verdi. Bunları belki de yeni genç nesiller hatırlamazlar ama 1974 yılından önceki yıllarda Kıbrıs’taki insanların Rum mezaliminden çektikleri acıları Türk vatandaşları her zaman yüreklerinde hissetmişlerdir. 

Kıbrıslılar çok acılar çektiler, insan yerine konulmadılar; Bir Kıbrıs Devleti olmasına karşın, o devletin vatandaşı sayılmadılar. Onun ötesinde kesin jenosid teşebbüsleri vardı. Rumlar bir çok baskında çok sayıda insanı, kadını çocuğu öldürdüler. Bir gecede Türk nüfusunu ortadan kaldırmak için planlar yaptılar. Kısmen de olsa bunu uyguladılar. Şimdi Kıbrıs’ta Türk bölgesini gezdiğiniz zaman size ilk gösterecekleri yerler bu Türk şehitlikleridir..Soykırım yapılmış mahallerdir. Hatta buranın gönüllü anlatıcıları vardır. Bir çok şehitlikte, ailesi öldürülmüş, katliama uğramış kişiler soykırım günlerinden sözetmekte ve yapılanları gönüllü anlatmaktadırlar.
Bunlardan başka, Kıbrıs Rum Kesiminde de bir çok Türk Katliam Şehitlerinin Yerleri olduğu bilinmektedir. Ayrıca soracak olursanız, Kıbrıs’ın her yanında size şehit mezarlarını gezdirip, göstereceklerdir. Rumlar , kısa süre içinde binlerce Türkü öldürerek tam bir soykırım yapmışlardır. 

Kıbrıs insanı çok acı çekti , bunu o günleri yaşayan Kıbrıslılar ve gaziler çok iyi bilir. Çok Gazi ve Şehit verildi. Bir çok insan da acılara işkencelere dayanamayıp Anayurda veya İngiltere’ye göçettiler. 

Fakat dayanan dayandı. Hem de aslanlar gibi. 

Kıbrıs şimdi belki biraz yalnız bir ülke; yalnız bıraktırılmış bir ülke görünümünde. Ama değil. Aslında Kıbrıs Türkiye’nin sırt torbasında taşıdığı bir evlat. Oysa Kıbrıs, pek nereye gittiğini bilmiyor. Fakat gidiyor. Aslında mesele çoktan halledilmiştir. Ecevit, Barış harekatına (20 Temmuz.1974) karar verdiği an iş bitmiştir. Sonra sınır çizilmiştir. 

KKTC anayasası, 15 Kasım 1983 te bağımsızlığın ilan edilmesinden sonra kurulan Kurucu Meclis tarafından hazırlanmış, 5 Mayıs 1985 tarihinde Kıbrıslı Türk seçmenler tarafından çoğunlukla onaylanmıştır. 

Ondan beri herkes bağırıp çağırsa da aslında taraflar durumdan memnundurlar. Çünkü bu iki ırkın bir arada kardeş kardeş yaşamasına imkan yoktu. Rumlar Türkleri keserek yoketmeyi kafalarına koymuşlardı. Ama Midyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldular… Şimdi istedikleri kadar bağırıp çağırsınlar ; artık herkes biliyor ki geriye dönüş yoktur. Geriye dönüş olmamalıdır. 

İki yıl öncesine kadar Türk bölümünde altı tane güzeller güzeli üniversite yerleşkesi varken, Rum Bölümünün bir tek Fakültesi yoktu. Sonradan durumu görüp, onlar da Üniversite oluşturmaya başladılar… Ama işe bakın ki onların Üniversitelerinin bir çok öğretim üyesi de Kuzeyden, Türk bölümünden gitmektedir. Bu işte geç kaldılar… 

Türk Bölümünde son derece güzel oteller yapıldı ; tümü de ful kapasite çalışmaktadır. Aşağı yukarı 45 tane kumarhane var. Bunların tümü de geceleri güneyden gelen, Rumlarla dolmaktadır.. Kıbrıs Türk kesimi artık para kazanmaktadır. Ama daha akıllı olabilirler. Çevre ülkeleri ; örneğin Mısır’ı , Lübnan’ı , Ürdün’ü, İsrail’i kendilerine turizm açısından bağlayabilirler. Çünkü çok güzel yerlere, imkanlara sahiptirler. Ama buna karşılık, bazı aç gözlü kesimler, Kıbrıs’ı parselleyip evler, malikaneler inşa edip zengin Alman, İngiliz, Fransız vatandaşlarına satmayı iş edinmişlerdir. Ve Kıbrıs bu yolla parsellenip, dünyaya satılıyor. Kıbrıs’ın ne kadar toprağı var ki… O bakımdan yazık oluyor… 

Diğer yandan Türkiye her yıl bütçesinden önemli bir parayı Kıbrıs’a aktarmaktadır. Kıbrıs biraz da Yunanistan’ı taklit ederek bütçesini memurlarına, çalışanlarına bol keseden dağıtmaktadır. Kıbrıs’taki bir öğretmenin ücreti Türkiye’deki öğretmenin ücretinin en az üç, dört katıdır. Onun için Türkiye’den Kıbrıs’a giden öğretmenlerin çoğu oraya yerleşmişler; Kıbrıs vatandaşı olup kalmışlardır. Kıbrıslı öğretmenlerin çoğu ellerine geçen ücreti beğenmeyip, iki de bir greve gidip, dersleri aksatmaktadırlar. Diğer devlet dairelerinde de durum pek farklı değildir. Sanırım, Yunanistan’a bakıp; onların durumundan bir ders çıkarıp, biraz daha tok gözlü olmaları gerekir. 

Kıbrıs güzel bir ülke; cennet gibi… İklimi ılıman; hemen hemen kış yok gibi… Avrupa’nın yaşlıları burayı bir kez tanıdı mı bir daha bırakıp gitmek istemiyorlar... 

Kışı çok ılıman geçtiği için sobaya filan gerek yok, bir klima ile beş on gün süren serin havalar geçiştiriliyor… Soba filan olmadığı için de Kıbrıs’ın havası çok temiz.. Tertemiz bir havası var. Denizi de temiz. Buna karşılık sanki burada balık çıkmıyor… Balığı Türkiye’den getirtiyorlar... Garip bir şey...
Kıbrıs üzerine söylenecek çok şey var. Daha sonra anmak üzere… 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..