4 Günde Likya’nın gizemi

Yakapark gezisinden sonra Kadıköy’de el dokuması halı atölyesi ziyareti var burada içilen çayların ardından Doğal bir cennet Saklıkent kanyonuna ulaşıyoruz. Kanyonun uzunluğu 17 km içeride akan su karpuz çatlatan tipten. Kanyon içersinde onlarca su kaynağı buluyor. Bu kaynaklardan fışkıran sular birkaç saniye içerisinde bir nehir oluşturuyor.

 

Saklıkent kanyonuna yaklaşık 100 metre mesafede yer alan kayıp cennet ise bir başka doğal güzellik. Burada Alabalıktan oluşan güzel bir öğle yemeği alıyoruz. Xhantosh’a doğru yola çıkıyoruz. Xhantosh hakkında burada çok detaylı izlenimlerimi aktarmıştım.

 

Patara’ya vardığım da Likya’nın başkenti olmasının önemini çok iyi anlıyorum. Büyük bir liman kenti olan Patara antik olarak veya plaj olarakda muhteşem güzellikte. 17 km uzunluğunda ki plaj Akdeniz’in en büyük plajı olma unvanına sahip.

 

Patara’nın ardından Letoon antik kenti ve ören yeri ziyareti aldı sırayı, antik tiyatro ayakta kalma mücadelesi vermekte fakat etrafta keşfetmenizi bekleyen onlarca tarihi eser var. Letoon gezisinin ardından bir başka antik kent Pınara’ya gidiyoruz. Pınara zamanında Xhantosh luların kurduğu bir yerleşim alanı olmasına rağmen Likya uygarlığının 3 oy hakına sahip büyük şehirlerinden birisi. Yamaç bir alana kurulu şehirde kaya mezarları ilginizi çekecektir. Antik tiyatro hala ayakta ve keşfinizi bekliyor.

 

Bu kadar kültür gezisinin ardından otelimize dönüyoruz. Otelde bizi bekleyen yemeğin ardından tüm grup Yörük çadırı olarak bilinen Çalış plajında canlı yerel müziklerin yapıldı bir alana gidiyoruz. Kıl çadırların içerisine kurulu restoran tarzı yerde gece geç saatlere kadar eğlendik.

 

2 Güne güzel bir kahvaltı ile merhaba dedik kahvaltının ardından Ölüdeniz’de yapacağımız tekne turu için tekneye doğru yol alıyoruz. Bu taraflara yolunuz düşerse mutlaka tekne turlarına katılın. Kelebekler vadisinde binlerce çeşit kelebek, soğuk sularda yüzmek, ada ve koylarda turkuaz mavisi denizde yüzmek muhteşem keyifli. Burada en çok ilgimizi kelebekler vadisi çekiyor. Tekne turu gezisinin ardından Kayaköy antik kentini gezdik. Kayaköy Lozan barış anlaşmasında terk edilmiş Rum köyü olmasına rağmen hala ayakta kalan evler, kiliseler mevcut. Kayaköy gezisinin sonunda Telmessos antik tiyatrosu geziliyor. Şehir merkezinde yer alan antik tiyatro bence görülmeye değer.

 

Otelde geçireceğimiz 2 gecede yemekten sonra otel içersinde yer alan eğlencelere katılamaya karar verdik. Oldukça da keyif aldık. Ertesi gün Sabah Dalyan’da güne merhaba dedik. Dalyan kanalında muhteşem bir tur yapıyoruz labirenti andıran sazlıkların arasında önce çamur banyosu sonrada Patara plajının küçük kardeşi diyebileceğimiz İztuzu plajına varıyoruz. Günün sonunda otelde yemeğimizi alıyoruz vede grup halinde Fethiye’nin gece hayatına doğru yol alıyoruz.

 

Otelde son gecemizin ardından 12 adalar tekne turuna katılmak üzere Fethiye şehir merkezine varıyoruz. Fethiye’den Göcek’e kadar onlarca ada ve koy gezisi gerçekten görmeye değer nitelikte. Denizin metrelerce derinliğini görebileceğiniz tertemiz berrak sularda yüzmek, teknenin kaydıraklı havuzundan kayarak denize ulaşmak, fotoğraf çekme yarışına girmek harikaydı.

 

Tekne turunun sonunda bir gözümüz geride O cenneti andıran güzelliklerde kalarak İstanbul’a doğru yola çıktık. 

 

Tur hakkında izlenimlerime gelince, profesyonel bir ekip bize refakat etti. Konakladığımız oteller gerçekten güzeldi. Yemekler, tekne turları kısaca organizasyon eksiksizdi. Aynı turda olduğumuz arkadaşlarımızda düşüncelerini paylaşabilirler. Ben http://www.tatilkampanyasi.com/tur/likya-turu-3gece-4gun.html buradan satın aldığım tura katıldım. Oldukçada memnun kaldım. Tüm ekip Fethiye hakkında oldukça bilgiliydi.