Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '10

 
Kategori
Bilim
 

4000 yıl önce beyin ameliyatı olabilir mi?

4000 yıl önce beyin ameliyatı olabilir mi?
 

Dün akşam Milliyet internet sayfasına göz gezdirirken, ana manşette ‘’Bilim tarihini sarsacak buluş’’ adlı haber ve fotoğraf dikkatimi çekti.. İnşallah bir yerde şehit yoktur diye korka korka göz ucuyla baktığım sayfada, bu haberi görür görmez tıkladım. Ancak petrol falan bulunduğu zaman bir haber ancak böyle bir yerde alır, müjde olarak verilir. Yoksa ülkenin gündemi o kadar yoğun ki.

Kayseri-Sivas karayolu üzerindeki Kültepe Höyüğü'nde yapılan kazılarda bulunan Asurlu bir tüccara ait iskeletin incelemesi sonucu, yaklaşık 4 bin yıl önce, kafatası açılarak, beyin zarı iltihabı operasyonu yapıldığı tespit edilmiş. Bu alanda 1948 yılından beri kazı yapılıyormuş.

Neresini kazsanız tarih fışkıran, üzerinde sayısız medeniyetlerin yaşadığı ülkemizde Arkeoloji bilimine pek değer vermeyiz. Arkeologların çoğunun üzerinde çalıştığı kazıyı bitirmeye ömrü bile yetmez. Umutla kazarlar.. Bu nedenler halk arasında, mesleklerinin adı ‘’mezarcı’’dır. Bunlar bilim uğruna ömürlerini tüketen isimsiz kahramanlardır.

Bir de jeologlar vardır arkeologlar gibi. Tamamına yakını deprem kuşağında olan bir ülkede, ne yazık ki bu mesleğe önem verilmez, bu fakülteleri bitiren genç iş bulamaz, gider alakasız bir meslek öğrenir, hayatını oradan kazanır.

Yaşadığımız günden, 4000 yıl önce beyin ameliyatının yapılmış olması ilk başta şaka gibi geliyor. Pek inandırıcı değil ama asıl şaşırtıcı olan, mezarı bulan arkeologların açıklamaları.

Diyorlar ki, bu Asur’lu bir tüccar!.. İnsanın ‘’ne satıyormuş peki’’ diye sorası geliyor. Beyin ameliyatı olmuş ve iyileşmiş!. Kafatası kesiklerinden anlaşılıyormuş. Masada kalmadığı nerden belli? Kafatasını delerken matkap mı kullanmışlardı, çivi mi?. Herhalde 4000 yıllık iskeletin de Asur’lu olduğu o bölgede çıkarılan on binlerce tabletten anlaşılıyor. Bir de ameliyatı kimin yaptığı ve nerede yapıldığı bilinmiyor ama ilerde hepsini öğreneceklerdir mutlaka. Kazılan yerim beyin cerrahisi çıkmayacağı ne malum?

Ben de bilimin işte bu bölümünün hayranıyım. Bizler günlük hayatta bir düğmeye basarak kullandığımız, hayatımızı kolaylaştıran bir sürü alet hakkında merak edip ilk ne zaman bulunduğu, kim tarafından bulunduğu gibi detayları önemsiz bulup, araştırmaya bile gerek görmezken, bilim ile uğraşanların, bulunan nesnenin bir çırpıda kaç yıllık olduğunu, kime ait olduğunu şıp diye söylemeleri şaşırtıcı geliyor ve bunu tesbit etmenin de ayrı bir ihtisas gerektirdiğine inanıyorum. Yoksa, iskeletin 4000 yıllık olduğunu belki üç aşağı-beş yukarı bilebilirsiniz ama, onun beyin ameliyatı geçirmiş bir iskelet olduğunu düşünemezsiniz bile. Sanırım bu iskelet, tıp tarihinde de önemli bir araştırma konusu olacaktır.

Haber önemine göre, başlıkların sık sık değişmesi, gün içinde internet gazeteciliğini okur için ön plana çıkarıyor ve halkımız, bu haberlere yorum yapmayı bir görev olarak kabul ediyor sanki ve en ilginç, bazen en doğru, bazen en matrak yorumları yansıtan bu satırlar gerçekten de bazen güldürüyor, güldürürken de düşündürüyor. Onlar, halkımızın ne kadar hazırcevap, pratik ve mizahı seven bir toplum olduğunu açıkça ifade ediyor. Her an, her konuda tartışmaya hazır her kesimden meydana gelmiş, geniş ve ilginç bir kitle var.

Birisi, piramitleri örnek vererek, bazı medeniyetlerin bu günkünden daha ileri seviyede olduğunu ama helaka uğradığını, teknolojinin zaman zaman sıfırlandığını düşünmüş ve yazmış. Diğeri inanmamış pek, ne ameliyatı yahu, bu kadar da olmaz demiş. Bir diğeri bunların ikisine de kızmış ‘’arkeoloji bilimi hakkında ne biliyorsunuz da tartışıyorsunuz?’’ Diye kızmış onlara… Bir diğeri işi makaraya vurmuş, onun derdi başka; ; ‘’SSK yüzde kaçını ödemiş’’ diye sormuş…

Bir başkası belli ki hiç inanmamış, sormuş? ''Yanında da röntgen veya tomografi cihazı bulunmuş mu?''

Bilim böyle bir şey işte, bilim adamı olmak zor. Pazarta domates satsan hem daha çok kazanır, hem daha az yorulursun. Dünyanın yuvarlak olduğunu ve kendi etrafında döndüğünü ispatlayan İtalyan fizikçi, matematikçi ve gökbilimci Galileo Galilei düşündüklerini yazıp, yazdıklarını ispatladığından dolayı 400 yıl önce ömrünü hapiste kör olarak tamamlamamış mı?..

Bulmak, ispatlamak o kadar zor değil, gel gelelim, insanoğlunu inandırmak pek kolay olmuyor.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..