Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '10

 
Kategori
Haber
 

5 Erkek, ‘’ 2 Kız ‘’ = Beş Kardeşiz…

5 Erkek, ‘’ 2 Kız ‘’ = Beş Kardeşiz…
 

Sıdıka Platin’in hikayesini geçen yıl haber bültenlerine konu olduğundan bir çoğunuz hatırlacaksınız…

Sıdıka, Van’ın Saray ilçesinde yaşayan 31 yaşında evli ve üç çocuk Annesi genç bir kadın. Geçen yıl eşi tarafından uğradığı şiddet’le yoğun bakıma alınmıştı, kocası Faruk onu bıçaklayarak kulağını kesmişti. Sıdıka hastanedeki tedavi süreci bitince ailesinin yanına dönmek istemedi çünkü aile maddi olanaksızlıkların da getirdiği gerekçelerle Sıdıka’ yı istiyordu fakat çocuklarını kabul etmiyordu…

Yaşadığı korkunç şiddetin acısını çaresizlik içerisinde yüreğinde yaşayan Sıdıka nasıl olurda o’na bunu yaşatan adama çocuklarını emanet edebilirdi ki…

Bu durum üzerine Sıdıka Devlet koruma evlerinden birine yerleştirildi, çocuklarsa Sosyal Hizmetlere teslim edildi… İlerleyen süreçte Sıdıka kocasının tehditleri ve aynı zamanda ailenin de baskısıyla eşiyle yeniden bir araya geldi, tutuksuz yargılanan ve barışma isteğiyle Hakim önünde de söz veren eş Faruk Platin, kısa bir süre sonra Sıdıkaya yeniden şiddet uyguladı ve Sıdıka yoğun bakıma kaldırıldı. Hakkında arama ve tutuklama kararı çıkartılan Faruk Platin halen kayıp ve Sıdıka’ nın yakınlarını da sürekli tehdit etmekte ve firari durumdaki Faruk, elini kolunu sallaya sallaya tehditleri iletmek istediği kişilere ulaştırırken, yetkili kurumlar ne hikmetse ona ulaşamıyor…

Geçtiğimiz günlerde bir canlı yayın programında kanalları gezerken tesadüfen gördüm ve izlemeye devam ettim, Sıdıka’ nın kardeşi canlı yayın programına katılmıştı ve hastane odasından kaçırıldığını iddia ettiği ablası Sıdıka’ nın hayatından endişe ettiğini söylüyordu, çünkü halen tehlike arz eden ve aranmakta olan eşi Faruk Platin yakalanamamış ve aileye de rahatsızlık vermekteydi…

Sıdıka Devlet korumasına alındığı için yeri ailesine söylenmiyor olabilirdi ki bu olasılık benim içimi rahatlatsa da, ablası için endişelenen erkek kardeşe sorulan bir soruya verdiği yanıt beni en az Sıdıka’ nın başına gelen durum kadar rahatsız etti…

Sunucu erkek kardeşe soruyor…

_ Siz kaç kardeşsiniz ?

Erkek kardeş cevap veriyor…

_ Beş kardeşiz…( ! )

Nasıl olur diyor sunucu, yedi kardeş olduğunuzu sanıyordum…

Erkek kardeş yanıtlıyor…

_ Evet yedi ama 5 Erkek, ‘’2 Kız’’…

‘’Beş erkek, iki kız’’…!

Doğuda eğitimin ulaşmadığı ya da eğitimin ulaşmasına engel olunduğu bir çok Şehrimizde yaşanan bir gerçekti bu. Zaman zaman ‘’İnsan Hakları’’ çığlıklarının taşla, sopayla ve hatta küçücük çocukların bedenlerinin siper edildiği gövde gösterileriyle sergilendiği yerlerde olağan bir durum gibi yaşanan bir gerçekti kadına uygulanan şiddet.

Erkek egemen toplumlarda ve ağırlıklı olarak kırsal kesimlerde yoğun olarak gözlemlediğimiz kız çocuğunu evlattan saymayan ebeveynler, karısını mal olarak gören kocalar ve bu kör bağnazlıkla yetiştirilen oğlan çocukları, kendi mahremiyetlerinde dört duvarın içindeyken bile adaletsizliğin tavan yaptığı beyinlerde nasıl oluyor da işlerine geldiği zaman sözde hakkımızı arıyoruz adı altında sesleri yükselebiliyordu?

Hani eğitim eğitim deriz ya hep, peki ya vicdan?

Bu yaşananların temelinde yalnızca eğitimsizlik mi var?

‘’Kuşkularıma ve kafamda beliren soru işaretlerinin şaşkınlığıyla baktım o canlı yayın da oturan ve ablasını arayan onun için endişelendiğini söyleyen erkek kardeşe’’…

‘’Aranan firari, Faruk Platin miydi orada oturan? yoksa kız çocuklarının insandan, kardeşten sayılmadığı bir zihniyetle yetiştirilmiş ve gelecekte şiddet mağduru yeni Sıdıkalar’ ın habercisi mi’’ ?

Sıdıka’ nın erkek kardeşinin yedi kardeşiz demek yerine, beş kardeşiz diyerek baştan düşüncesinde yok saydığı kız kardeşleri için verdiği yanıt şiddetin farklı bir kısır döngüsü değil mi?

Düşünce yapılarımız ve davranışlarımız değişmeyecekse bugün hayatımızda yolunda gitmediğini fark ettiğimiz durumları değiştirebilir miyiz’’?

‘’Sanıyorum ki ‘’hak’’ aramayı öğrenmeden önce her bireyin ‘’hak’’ vermeyi de, toplumda ve yasalar önünde, belki de salt vicdanlarımız da, her canlının eşit olduğunu ve en önemlisi ‘’insan’’ olmanın bilincine varabilmeyi öğrenmesi gerekiyor. ‘’Aksi halde Adaletsizlik, haksızlık gibi kavramlar ve cehaletin koynunda beslenen şiddet, birilerinin yalnızca çıkarcı ve bencilce kendi bedenlerinde duyacakları sızıdan öteye geçmeyecek ve farklı zaman dilimlerin de, farklı boyutlar da tekrarlanmaya devam edecek’’…

Konudan yola çıkarak, cinsiyet farklılığı gözetmeksizin önce biyolojik olarak kardeş olduğunun farkındalığında ve insana insanca değer veren bireylerin seslerinin yükseleceği ‘’ Halkların Kardeşliğinin’’ insan olmaktan geçtiğini öğrenerek kenetlenildiği, hiçbir canlının diğer bir canlıya şiddet uygulamadığı bir Ülke dileğiyle…


Rahşan Atar… 03/12/2010

 
Toplam blog
: 25
: 598
Kayıt tarihi
: 18.08.10
 
 

Resim yapıyorum... Ustası değilim bu işin... Ama en iyi kendimi resmederim... Bembeyaz boş bir tu..