Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '09

 
Kategori
Futbol
 

5'te 5 oldu; altılı tutar mı?

5'te 5 oldu; altılı tutar mı?
 

5'te 5 benim yaşım itibarıyla görebildiğim bir seri olmadı. Fenerbahçe açısından söylüyorum. Ligin henüz beşinci maçında çok ciddi bir futbol beklentisi içinde olmak anlamsız... Takımlar onuncu haftadan sonra form tutuyorlar. Kötü oynarken bu seriyi tutturmak gelecek açısından umut verici.

Dün Galatasaray 5'te 5 yapınca acaba ligin tepesinde yalnız kalır mı diye aklımdan geçirmedim değil; çünkü Bursaspor ciddi ve kaliteli bir ekip. Geçen sene Fenerbahçe'nin yine böyle 1-0 önde götürdüğü maçı son çeyrekte rakibine teslim ettiğini henüz unutmamışken...

Bu Galatasaray'ın da erken havaya girmesini engelleyen bir seri aynı zamanda…

Ama Fenerbahçe'nin geçen seneden çok ciddi farkları var. Özellikle ikinci yarı Carlos saha kenarına alınıp, Wederson gerçek yerini bulunca geri dörtlü neredeyse kusursuz bir maç çıkardı. Bilica ve Lugano top sektirmedikleri her pozisyonda ayakta kalmayı başardılar.

Fenerbahçe'nin orta sahasında ise sorun var. Yaratıcılıktan çok uzak görüntü çiziyor. Takımda bu kadar çok orta saha oyuncusu varken Alex dışında ileriye top götüren bir tek adam olmaması çok ilginç.

Daum'un oyuncu değişiklikleri ise çok ilginçti.

Güiza'nın kenara alınmasına çok şaşırdım. Deivid'i görmek istiyorduysa aslında Baroni'yi tercih edebilirdi. Deivid'in forvet oynamayacağını geldiği birinci sene gördük biz. Eğer Daum bilmiyorsa kasetlerini izlesin yeter. Güiza kenara geliyorsa onun yerine Semih girmeli ama Daum bu hafta enteresanlıklar yapan teknik direktörler kervanına katılmak istedi.

Hadi onu geçtik.

Mehmet Topuz - Selçuk değişikliğine ne demeli? Ortada bir Kazım sorunu varken üstelik. Eğer yine Selçuk girecekse; Kazım kenara alınıp, Mehmet Topuz'u sağa çekebilirdi. Ama Bursaspor'u orta sahada kilitleme düşüncesi ağır bastı sanırım. ama o Kazım son dakikada yaptığı ciddiyetsizlikle neredeyse Fenerbahçe'nin iki puanı kaybetmesine neden olacaktı.

Kazımsız Fenerbahçe takım olabilir.

Henüz 4. dakika...

Top Bursaspor kale çizgisinin solunda. Kazım ile Yenal karşı karşıyalar ve Fenerbahçeli oyuncu topa sahip geçmeye çalışıyor. Ama Yenal hamle üstünlüğünü alıyor. Kazım da kendi kendine gülümseyerek dışarı çıkıyor. Oysa, İspanya Ligi'nden bir maç izliyor olsak; o pozisyonu kaybeden oyuncunun topa dönüp hamle etmesini beklersiniz. Ama Kazım olunca normal karşılıyorsunuz.

Dakika 30...

Güiza çok uygun bir pozisyon yakalıyor; hemen Bursaspor ceza sahası girişinde. Kazım sağında çok daha uygun ve önü boş. Güiza topa vurmayı seçiyor. Hani Manisaspor maçında bir psikolojik analiz yapmıştık ya; Güiza gol atmış olmanın rahatlığıyla son saniyede topa vurmak yerine ceza sahasına doldurmuş, asist olmuştu. Burada psikolojik yorumumuza bir ekleme yapıyoruz. O pozisyonda Alex olsaydı; Güiza o pası ona atardı. Alex de Güiza'yı çok daha uygun bir çizgiye çekip gol atmasını sağlardı.

Dakika 44...

Fenerbahçe 1-0 öne geçmiş. Orta sahada Alex bir top daha kapıyor; topu Kazım'a iletiyor ve boş koşu yapıyor. Kazım ise yaklaşık 30 metreden şut çekmeyi deniyor. Güzel de bir şut çekiyor ama kaptan arkadaşını azarlıyor. Üstelik yerden göğe kadar haklı.

Kazım Fenerbahçe'nin takım olmasını engelliyor; tek başına oynuyor ve hiçbir oyun disiplini de yok. Üstelik Fenerbahçe'nin ilk yarı gördüğü sarı kartların geri planında onun rakiple olan didişmesi ve hakeme doğru itirazları var.

İlk yarı...

İlk yarı kopuk kopuk bir oyun vardı. Her iki takım açısından. Bursaspor çok iyi ve güçlü bir takım. Ancak orta sahasında yaratıcılık yok. Sercan'ı bir kere Bilica ile girdiği futbol dışı karede görebildik. Ali Tandoğan'ın mücadele gücüyle sol kanadı deniyor. Oysa Fenerbahçe'nin sağ kanadı daha zayıf duruyor.

Fenerbahçe'nin ilk yarı ilk otuz dakika bizim gibi maçı izlediğini gördük. Sonra Mehmet Topuz'un da cesaret gösterip, sorumluluk almasıyla birlikte topu Bursaspor yarı sahasına yıktıktan sonra hakimiyeti ele almış oldu.

Golde Güiza- Alex anlaşması çok etkiliydi.

<ımg height="105" alt="" src="http://i.milliyet.com.tr/MansetSagAlt_396_105/2009/09/13/fft5_mf371813.Jpeg" width="396" border="0">

Hakem!

Hakem ciddi bir sorundu. Öylesine basiretsizdi ki üzerine yürüyen Fenerbahçeli futbolculara hiçbir şey yapamadı. Orasını burasını ellemeyen futbolcu kalmadı gibi. Yan hakemler doğru karar vermişken, bir Fenerbahçe kalesinde, bir Bursaspor kalesinde takımlar aleyhine çaldığı düdükler çok ilginçti.

Fenerbahçeli oyuncuların hakeme karşı agresif tutumu ise çok yanlıştı. Bu maçı sekiz kişi bitirebilirlerdi. Özellikle Gökhan Gönül'ün tavrını hiç ama hiç anlamadım.

Güzel bir seri oluyor. Ancak Fenerbahçe ve Galatasaray ligden kopuyorlar. Umarız ligin heyecanı kalmayacak diye iyi saatte olsunlar bir iki operasyon yapmaz.

Uzay Gökerman

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..