50 değil 49

Herkes blogda ki 50. yazılarını yazarken ben değişiklik yapayım ve 50 yerine 49 da yazayım dedim. Benden daha sonra MB’ye üye olmuş arkadaşlarım 300.yazılarını yazarken ben 49 oldum diye sevinmeli miyim yoksa üzülmeli miyim bilmiyorum. Ancak haftada 1-2 yazı yazmaya fırsat bulabildiğim için böyle oldu. Çünkü benim MB’ye yazı yazmaktan başka işlerimde var!! (Sözüm meclisten dışarı)

Bu yazıda aklımda olan birkaç şeyi sıralayacağım. 49 un bir anlamı olsun değil mi?

1- Öncelikle yazdığım ve bana yazılan yorumlardan bahsetmek istiyorum. MB’de takip ettiğim yazarlar var. Hepsinin yazılarını okumama rağmen bazılarına yorum yapmak istemiyorum. Çünkü yazdıkları yazılar yeterince anlamlı oluyor. Benim katacağım bir şeyler olmuyor ve bundan dolayı yorum yazmak istemiyorum. Ama bu demek değil ki yazılarını okumuyorum. Birde bana yazılan yorumlar bazen o kadar güzel oluyor ki cevap yazmak istemiyorum. Ama cevap yazmasam saygısızlık olacağını düşündüğümden bir şeyler yazmak zorunda kalıyorum. Bundan sonra bana yazılan yorumlara sadece “Teşekkür ederim” yazarsam lütfen kimse alınmasın. Bu cevap aslında söyleyecek söz bulamamamdan kaynaklanıyor. Umarım cevap yazdığım insanlar şimdide “benim yorumuma cevap yazdın, cevabım yeterince güzel değimliydi de sadece teşekkür etmedin” demezler. İnanın bazen o kadar zorlanıyorum ki bir yoruma cevap yazmak bir blog yazmaktan daha uzun sürüyor…

2- Uzun zamandır tartışılan “En çok kim okunuyor, mesaj alıyor” gibi tartışmalara mümkün olduğu kadar girmemeye özen gösterdim. Çünkü benim buradaki amacım en çok okunanlara girmek değil yazdığım yazıları insanlarla paylaşmaktır. Egomu tatmin edeceğim yer burası değil kendi mesleğimdir. MB’de en çok okunanlara, en çok yorum ya da mesaj alanlara girmekten daha büyük hedeflerim ve ideallerim var. Amacım sadece yazı yazmakken gelen mesajlar doğrultusunda insanlara da faydalı olduğumu görmek sadece beni mutlu etmekte. Bundan daha fazla bir şeyde beklemiyorum.

3- Blog yazılarımı genellikle müzik ya da sanat alanında yazmak istesem de bazı yazılarımı diğer başlıklarda da yazıyorum. Çünkü müzik alanındaki yazılarımın okunmasını istiyorsam diğer yazıları da yazmak zorunda kalıyorum. Bunu da kendi çapımda yaptığım araştırmalarda gördüm. Nasıl mı? Eğer iki tane müzik başlıklı yazımdan sonra bir tane gündelik yaşam ile ilgili yazı yazarsam, müzikle ilgili yazdığım yazının okunma oranları da artmış oluyor. İşin açıkçası en çok okunanlara giren yazımın “Aşk acısı” isimli yazı yerine müzikle ilgili bir yazı olmasını tercih ederdim. Tekrar önemle belirtmeliyim ki amacım en çok okunanlara girmek değil sadece müzik ile ilgili yazdığım yazılarında okunmasını sağlamaktır.

4- Benim için tabi ki MB’nin en büyük katkısı bana kazandırdığı arkadaşlar, dostlar olmasıdır. Belki de hiçbir zaman tanışmayacağım insanları bulmama yardım etmesidir. Burada herkesin ismini yazmayacağım. Onlar kendilerini biliyorlar nasılsa…

5- 14 Nisan Cumartesi günü MB’deki resmimi değiştirmiş bulunuyorum. Ve Cumhurbaşkanımız seçilene kadar da değiştirmeyi düşünmüyorum.

6- Son olarak 18.01.2007 tarihinde MB’ye annemde dâhil oldu. Yazılarına http://blog.milliyet.com.tr/suzan adresinden ulaşabilirsiniz. Ben verdiği yemek tariflerini kaçırmayın derim. Bizzat test edip onaylıyorum. İçiniz rahat olsun…

Şimdilik bu kadar. Aklıma başka bir şey gelirse yazarım. 50. yazıma daha var nasıl olsa…