Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '15

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

50. Sanat yılında Ataol Behramoğlu

50. Sanat yılında Ataol Behramoğlu
 

 

 

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği.

Ataol Behramoğlu

 

 

 

Medyadan öğrendiğim doğrultuda ve çağrıya uyarak şair arkadaşım Sabri Galip Nakipler ile Beşiktaş Fulya Kültür Merkezi’ni araya araya bulduk. Beşiktaş Belediye Başkanlığı ve Tekin Yayınevi’nin organizesindeki izlenceye ilgi duyanlar İstanbul’un ilçelerinden ve çevre illerden gelerek “Şiirde ve aydınlanma savaşında yarım yüzyıllık yürüyüş”te çoğaldılar.

Etkinliğe sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda adlar, bilinen yüzler katıldı. Hülya İşbilir Behramoğlu, Sanatçı Haluk Çetin, Prof. Dr. Haluk Şahin, Prof. Dr. Bingür Sönmez, Yazar Şefik Asan,  gibi kimi adlarla kısa kısa konuştuğumuz oldu. Ne ki siyasetçilerin her zamanki davranışlarında sergiledikleri gibi, her istasyonda durmadıkları gözlendi!

Etkinlikte edebiyat, sanat ve siyaset dünyasının adlarını bir araya getirdi. İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek ve eşi Şule Perinçek, Aydınlık Gazetesi Yazarı Hayati Asılyazıcı, Tarık Akan ve Edip Akbayram geceye katılanlardandı.

Yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği gecede salon hınca hınç doluydu. Sanatçı dostları Behramoğlu'nun şiirlerini okudu, bestelenen şarkılarını söyledi. 

"Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var" şiiriyle belleklerde yer edinen Türk edebiyatının usta kalemlerinden ünlü şair Ataol Behramoğlu'nun, etkinliğinde Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Kartal  Belediye Başk. Altınok  Öz, Yönetmen Nebil Özgentürk,  Yazar Doğan Hızlan,  gibi ünlülerin yanı sıra sanat ve  siyaset dünyasından kimi sanatseverler görüldü.

Etkinliğin sunuculuğunu Gülsen Tuncer ve Orhan Kurtuldu, ikilisi başarıyla yürüttüler. Piyanist Utku Asan'ın çaldığı Schubert'in senfonilerinden bir bölüm, salondakilerden büyük alkış aldı! Daha sonra Nebil Özgentürk'ün yönettiği ve Çetin Tekindor'un seslendirdiği belgesel izlendi.

 

Açılış konuşmasını yapan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, sanatçıların hayata dokunuşlarında siyasetçilerden çok daha derin, kalıcı ve anlamlı izler bıraktığını kaydetti. Hazinedar: "Bir siyasetçi olarak yaşam boyu bizlere sunulan bu zenginliği Beşiktaş'tan İstanbul'a, İstanbul'dan Türkiye'ye taşımayı hedefliyoruz. Bu hayat yolculuğunda Ataol Behramoğlu'nun dizeleri yolumuzu aydınlatıyor." dedi. Hazinedar, Behramoğlu'nun şiirlerinden dizeler de seslendirdi.

Yazar Doğan Hızlan; Ataol Behramoğlu'nun Türk toplumcu şiiri için çok önemli bir isim olduğunu belirtti. Hızlan, "Ama sadece toplumculuk vasfı niteliği taşıyan bir şiir iyi olmasını sağlamaz. Eğer toplumcu bir mesaj verecekseniz ve bir düşüncenizi açıklayacaksanız bunu en iyi şiirle yapmanız gerekir. Ataol, bu iki ögeyi de şiirinde birleştirmiş adamdır." dedi.

Sunucu ve yazar Metin Uca, Behramoğlu'nu ağabeyi gibi gördüğünü belirttiği açıklamasında; "Türkiye'de verilen tüm demokrasi mücadelelerinde onun varlığını hep yanımda hissetmişimdir. Sonra onu tanıdım ve o benim abim oldu. Bu da ayrı bir gurur kaynağımdır. Hayata aynı baktık, gördük ve aynı mücadeleleri verdik. Bugün de onun 50. yılında yanındayım.” dedi.

Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, sanatın önemine değinerek duygularını şu tümcelerle aktardı:  “Kimi zaman kalın bir romana sığdıramayacağımız mesajı, usta şairler eliyle bir dörtlükte belki de tarihe kazıyoruz. İşte o tarihe kazınmış şiirleri yaşarken bizimle buluşturan, yani yaşarken değerini anladığımız şairlerden birisiyle bir araya geldik. 50. yılın kutlu olsun Atol Behamoğlu! Beraber nice yıllara, kaleminiz ve şiirleriniz çok yaşasın!”  

Behramoğlu ile 1970'li yıllarda tanıştığını belirten oyuncu Rutkay Aziz: "Behramoğlu’nun şiir dünyasına, edebiyata, yaptığı çevirilerde yazdığı yazılarla büyük katkıları olmuş bir isimdir. Düşüncesinde ve ilkelerinde onurlu biçimde kendini koruyan ender insanlarımızdan bir tanesidir." diye konuştu.

Tekin Yayınevi Genel Koordinatörü Elif Akkaya, özenle seçtiği tümceleriyle Behramoğlu’nu anlattı. Nasıl mı ?  İşte böyle:     

"Edebiyata, sanata ve şiire gönül veren; bugün bizimle olan siz değerli konuklarımızı usta’nın “Bu yangın yerinde” şiiriyle selamlamak istiyorum:  

Yaşamak bu yangın yerinde, 
Her gün yeniden ölerek. 
Zalimin elinde tutsak, 
Cahile kurban olarak. 
Yalanla kirli havada, 
Güçlükle soluk alarak. 
Savunmak gerçeği, çoğu kez 
Yalnızlığını bilerek. 
Korkağı, döneği, suskunu 
Görüp de öfkeyle dolarak. 
Toplanıyor ölü arkadaşlar, 
Her biri bir yerden gelerek. 
Kiminin boynunda ilmeği, 
Kimi kanını silerek. 
Kucaklıyor beni Metin Altıok, 
“Aldırma” diyor gülerek. 
“Yaşamak görevdir bu yangın yerinde 
Yaşamak insan kalarak”    

Şiir, akılla yüreğin ortak üretimidir… Yaşamı, estetiğin imbiğinden geçirip, yeniden biçimlendirme işidir. Şair, bu yeniden doğumun hem anası hem ebesidir. Bugün böyle bir ustayı, sanatın gücünü donanarak çağına tanıklık ve müdahale eden bir düşünürü, “şiir yapılmaz, şiir yaratıcısının derinliğinden kopup gelir” gerçekliğini yarım yüzyıla işlemiş ve bunun bedelini ödemiş bir ozanı, Ataol Behramoğlu’nu “şiirde ve aydınlanma savaşımında” verdiği onurlu mücadeleyi kutlamak için bir araya geldik.  

O, şiirin evrenselliğini, özgün ve ulusal olanla birleştirdi; hem geleceği gördü, hem de zaman aşımını yendi. Yarım asırlık üretimiyle dağa da, taşa da, yorgun olana da dimdik durana da seslendi. 

Bir yaşam biçimi, bir ufuk derinleştirme aracıdır O’nun şiiri. Üretimleriyle çocukları da kadınları da yaşlı ve yaşsızları da yalnız bırakmadı. O’nun şiiri acılara, toplumsal sorunlara, ayrılıklara, sürgünlere, mahpustakine derman oldu… 

Einstein gibi, bir kum tanesine Evren’i sığdırdı. Vietnamsız, Che Guevara’sız olamazdı tabii ki evrenselliği ama onunla yetinmedi; şiirlerine sınırlar ötesi bir dil, diller üstü bir içerik kazandırdı. “Şiir çevrilemez” diyenleri, çevirdiği şiirlerle ve pek çok dile çevrilen şiirleriyle yanıtladı. 

O, sevdaya ve kavgaya dair yazmakla kalmadı, “yaşadıklarından öğrendiklerini” şiirleştirdi ve her yaştan, her toplumsal kesimden insan için dizelerini bir çeşit pusulaya çevirdi. Şiirleri 50 yıldır yaraya merhem, aşka kimya oluyor ve haklı kavgalarda sloganlaşıyor.   

Özlemi de cesaret de kavgayı da yazan, 

Dizelerinde Mayakovski’yide Nazım’ı da yaşatan, 

Yüzünü görmediği insanlarla da empati kuran 

Şiirin yaşayan ustası, güzel insan… 

İyi ki seni tanıdık, iyi ki varsın, 

Bu gecenin asıl mimarı, yaratıcısı sizsiniz… Siz ve asırlara damgasını vuracak, unutulmayacak şiirleriniz… Yazarımızı kutluyor ve selamlıyoruz…  

Şiirin, sanat ve edebiyatın vefakâr dostları, yazının elleri nasır tutmuş emekçileri, yazarlarımız, ruhumuza dizeleriyle seslenen değerli şairlerimiz, aydınlanmanın güvencesi sanatçılarımız, gecemize hoş geldiniz… 

“Sanat uygarlığın imzasıdır” diyor bir düşünür… Sanatı halkla buluşturan, sanatçıya yaşarken değer veren, aktarımlarını taşımaya vesile olan her kimse, sanatçıyla birlikte imzasını uygarlığa taşıyandır. İşte bugün şairin ardından değil, şairle birlikte halkı buluşturan, “yarım yüzyıl süren şiir ve aydınlanma savaşımını” kitlelere aktarmada önemli bir görevi üstlenmiş olan Beşiktaş Belediyesi’ne ve sayın başkan Murat Hazinedar’a çokça teşekkür etmek istiyoruz.  

Bu gecenin hazırlanmasında pek çok insanın çok değerli katkıları ve emekleri oldu. Tekin Yayınevi olarak herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz." 

 

Ne ki program yoğundu. "Böylesi organizelerde zaman çokiyi kullanılmalı ve izlencenin süresine de özen gösterilmeli..." fısıltıları, dillendirildi ve kulaklara ulaştı.

 Sanatçı Ataol Behramoğlu’nu kutluyor, başarılarının sürmesini diliyorum.

                                                                             

                                                                                      

                                                Bebeklerin Ulusu Yok

 

                                                İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
                                                Bebeklerin ulusu yok
                                                Başlarını tutuşları aynı
                                                Bakarken gözlerinde aynı merak
                                                Ağlarken aynı seslerin tonu

                                                Bebekler çiçeği insanlığımızın
                                                Güllerin en hası, en goncası
                                                Sarışın bir ışık parçası kimi
                                                Kimi kapkara üzüm tanesi

                                                Babalar çıkarmayın onları akıldan
                                                Analar koruyun bebeklerinizi
                                                Susturun susturun söyletmeyin
                                                Savaştan yıkımdan söz ederse biri

                                                Bırakalım sevdayla büyüsünler
                                                Serpilip gelişsinler fidan gibi
                                                Senin benim hiç kimsenin değil
                                                Bütün bir yeryüzünündür onlar
                                                Bütün insanlığın gözbebeği

                                                İlk kez yurdumdan uzakta yaşadım bu duyguyu
                                                Bebeklerin ulusu yok
                                                Bebekler, çiçeği insanlığımızın
                                                Ve geleceğimizin biricik umudu...  
 
                                                Ataol Behramoğlu
 
  
 
 
 

 Ataol Behramoğlu'nun özgeçmişi ve kitaplarının listesi için tıklayınız:

 http://tr.wikipedia.org/wiki/Ataol_Behramo%C4%9Flu

 

Günün videosu için tıklayınız:

https://www.facebook.com/hulya.behramoglu?fref=ts 

 

 

 

 

 

 NOT: Gecenin fotoğrafları, slayt durumunda aşağıda izlenebilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..