Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '07

 
Kategori
Aile
 

52. gün

İşte bu dakikalarda, tam elli iki gün önce kaybettim seni...

Öyle sakin, öyle anlamış yaşadım ki gidişini. Belki de buna mecbur kaldım etrafımın acısına çare olabilmek için. Belki de seni üzmemek içindi yanan alevleri içime gömmek gayreti... Belki de bana verdiğin güçtü öyle ayakta tutan beni... Kimsenin omzunda ağlayamadım, acımı paylaşamadım... Kimse görmedi gözyaşlarımı, içime aktı sızlata sızlata, içimde düğüm oldu haftalarca...

En büyük ablamın dizleri çürümüştü dövünmekten. Sakin kalmaya çalışan küçük ablam, son kez eve gelişinde sana isyan ediyordu "duy sesimi duy, böyle bırakıp gidemezsin bizi, böyle olmamalıydı, bağırmak istiyorum" diye. Ortanca ablamsa zaten kendinde değildi yediği iğne nedeniyle. Abim dışarıda koşturuyordu son gayretleri ile. Ben, evin en küçüğü bense ablalarımı toplamaya çalışıyordum. "Annemi üzüyorsunuz yapmayın" diyordum. Evine son gelişinde "güle güle anne bizi merak etme, seni seviyorum" diyebildim ardından sadece. Oysa ne çok şey vardı içimde...

"Hepimizin annesi babası vardı, biz dayandık siz de dayanacaksınız. Yapılacak birşey olsa ben yapardım geçen kırksekiz yıl hatırına" dedi babam. Yapılacak bir şey yoktu gerçekten de. Babamın ameliyatlı ve pil takılmış kalbi, kırksekiz yıldan sonra annemin yokluğuna dayanacaksa, bizim bencillik edip de kendimizi dağıtma hakkımız yoktu... Babamın yanında acısının sızısına dayanamayan ortanca ablama kızıyordum kendimi tutamayarak "acı hepimizin acısı, babamı hiç mi düşünmüyorsun" diye, yanan yüreğime, titreyen dudaklarıma hakim olmak gayretiyle...

Gün geçtikçe oturuyor acının sızısı yüreğime, ama yok işte elden gelen bir şey... Babamın da dayanma gücü azaldı ilk günlere göre. "Baktığım heryerde hatırası var" diyor çocukça çaresizliğinde.

Ağlasam sızlasam boş, isyanın ise hiç faydası yok... Annem bize güzel bir hayat algılayışı bıraktı. Bize düşen buna sahip çıkıp, onun kadar sevgi dolu ve hoşgörülü yaşayabilmek olmalıdır. Gidişinin ardından sevgi seliyle doldu evi... Nasılda hissettirmişti sevgisini, nasılda sarıp sarmalamıştı herkesi... Ne mutluydu ona, ardından söylenenler hep sevgi sözcükleriydi.

Gönlümce yazamadım nedense... Annemle babamın türküsü ile bitirmek istiyorum. Ben daha bebekken annem bir kasete bunu söyleyip babama göndermişti. O zamandan beridir bu türkü onların türküsü.


Karadır Kaşların Ferman Yazdırır

Karadır kaşları ferman yazdırır
Bu aşk beni diyar diyar gezdirir
Lokman Hekim gelse yaram azdırır
Yaramı sarmaya yar kendi gelsin

Ormanlardan aşağı aşar gezerim
Nazlı yari kaybettim ağlar gezerim
Ormanların gümbürtüsü başıma vurur
Nazlı yarin hayali karşımda durur

Karadır kaşları benzer kömüre
Yardan ayrılması zarar ömüre
Kollarımdan bağlasalar zincire
Kırarım zinciri giderim yare
Ormanlardan aşağı aşar gezerim
Nazlı yari kaybettim ağlar gezerim...




 
Toplam blog
: 75
: 1357
Kayıt tarihi
: 27.12.06
 
 

Her daim doğa ile yaşayan biriyim.. Çünkü işim doğa ile iç içe olduğu gibi evimizde de doğa ile bera..