Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '14

 
Kategori
Kentleşme
 

52 katlı hayalet binamız

52 katlı hayalet binamız
 

Görsel alıntı


Görselde görülen 52 katlı binamız ( hayaletimiz ) ithaldir. Ülke vatandaşlarımızın da dâhil olduğu ileri zekâlı bir grup tarafından Mersin’e ikram edilmiş 1980 li yılların ürünüdür. Kentimize yakışmamış, beklenen gaye elde edilmemiş, hayalleri süslememiş, Mersin'in yüreğine dökülmüş bir beton yığınıdır. Elbette bu benim şahsi görüşümdür.

Görüldüğü üzere hayli yüksektir, lakin içi boştur, kim bilir belki de çürüktür. dıştan görüntüsü sizi yakar, içten görüntüsü beni ağlatır. Ne şekilde görünürse görünsün ithaldir, yabancıdır, yabandır.

Kırk yıla yakın bir zamandan beri Mersin'de oturan bir vatandaş olarak, Mersin ve ülkemizin diğer illerinde böyle gereksiz, beyhude yapılara neden olanlardan ve şehrin görüntüsünü bozanlardan şahsi davacı olduğumu, bu dünyada hakkım icra edilmese de Mahşer günü her iki ellerimin yakalarında olacağını dile getirmek istiyorum.

Bu 52 katlı hayalet binasının yapılacağı tarihlerde Mersin’in gelişmesinde, ilerlemesinde söz sahibi olanlarla birlikte olduğumuz bir gündü. Böyle bir bina inşa edecekseniz deniz kenarında olsun, şehir merkezinde yapılırsa şehrin görüntüsünü bozar dedik. Burakgazi, siz devlet işinden, biz şehircilik işinden anlarız dediler. Bizde hatta tareten uhra’ya kadar ( Ahir, gayrı, son, sonra ) bir daha görüş belirtmemek üzere sustuk.  

Efendim, Arap turistler Mersin’e akın edecekmiş, Riyaller gökyüzünden dolu gibi yağacakmış, Mersin gelişecekmiş, ilerleyecekmiş, dünya şehirleri arasında yerini alacakmış. Hayalet binamız her yönüyle denizden bir kilometre uzaklıkta ve şehir merkezinde. Tahminlerin ötesinde acele bir şekilde bir yıl içinde yapımı bitti.

Meraklılar bakınca başları döndü. Silifke’den Mersin’e gelirken pek görünmez. Tarsus’tan Mersine gelirken, ayrıca havanın açık olduğu günlerde Eshabı kehf’in bulunduğu yerden hayalet binamız net bir şekilde görülür.

Beş on kat hariç tümü boş. Hâlbuki geceleri reklam amaçlı iyi bir aydınlatma sistemiyle daha iyi bir görüntü verilebilirdi. Gündüzün küçük, boncuk misali pencereleri, geceleri siyah benekleriyle ışıksız, simsiyah tam bir hayalet binamıza ne Araplar geldi, ne Riyaller dolu gibi yağdı taştı.

Bakın bu görselin hazırlandığı tarihte, hayalet binası bitişiğinde yapımı devam eden inşaat şimdi faaliyete geçen Adalet Sarayı, Bu hayalet binasını sayıları 1600-2000 civarında olan Avukatlara kiraya verin. Yok Avukatlar aynı yerde olmaz, Mersin Büyükşehir Belediyesi tüm birimleri ile birlikte yerleşsin, Daracık taş bina tarihi eser kalsın, hayır o da olmaz. Çünkü kimse oraya girmek istemiyor da ondan.  

Rahmetli Kemal Sunal’ın dediği gibi, Durun daha bitmedi! 

52 katlı hayalet binamızın yapımından bir iki yıl sonra Almanya’da Berlin de’yim. Kaynım, enişte Mersin'de denize sıfır yerde 52 katlı binada Silifke yokuşu giriş bölümünde çok güzel bir iş yeri aldım demez mi. O bina deniz kenarında değil, şehrin ortasında dedim.

Peki, kaça aldın,15 bin mark diyorlar tam pazarlık yapmadık sadece bin mark kaparo verdim dedi. Bir gidip bakalım kimdir nasıl deniz kenarında diye satıyorlar. Gittik dış cam boydan boya bizim 52 katlı hayalet binamız ve gerçekten denize sıfır. İnsanlar binaya girip çıkıyor, denizde yüzenler, kumda güneşlenenler her şey harika, gölgelikler, uzun, uzun palmiye ağaçları al beni, al diyor kocaman bir maket.

İçeri girdik kayınbirader beni tanıştırdı eniştem Mersin'den geliyor deyince, adam yavaş, yavaş şeker pancarı gibi renklendi. Beyefendi bu binanın hamileliğinden, doğumsancılarından ve yaşından bile haberdarım. Benim oturduğum evin iki cadde ilerisinde ve şehrin ortasında, denizle ilgisi yok, satıcı, biz onu bilmeyiz dedi. Mersin’deki temsilcimiz maketi böyle gönderdi. Kayınbirader parasını geri aldı 52 katlı hayaletten kurtuldu.

Kıymetli okurlar düşüne biliyor musunuz dışarıdan ithal bir kaç insan ve içeriden birkaç ileri zekâlı adam bir araya gelerek bir vilayetin kaderi ile nasıl oynuyorlar. Bir İlin gelişmesini, ilerlemesini kendi çıkar ve kirli emelleri için nasıl engelliyorlar.

Bu biçare bu cihandan göçer gider görmez, lakin gelecek nesil görecek. Sözde metropolit planlaması çerçevesinde yapılmış bu hayalet bina mutlaka bir başka ileri zekâlı grup tarafından yıktırılacak.  

Bu kez yıkımı için beyhude yere harcama yapılacak. Başkasının bizi engellemesine gerek yok. Biz kendimizi engelliyoruz, ileriye gitmek istemiyoruz. Yerimizde saymayı seviyoruz. Biz, bize neden olmuşuz biz, bizi bu hallere düşürmüşüz.  

Aklın Terazisinde tartılmayan hiçbir bilgi kesin ve dolayısıyla gerçek bir bilgi olamaz. ( İBN-İ SİNA )

Peki, bu hayalet binayı yaptıranlar gerçekten Mersin'in geleceğini düşündüler mi, yapının inşa edileceği yeri, planı, projeyi, akıl terazisinde tarttılar mı? 

Büyüklerimizin sözlerini hatırlıyorum. Mal güzeldir, mal güzeldir, sahibi ile mal güzeldir. Mal kötüdür, mal kötüdür, sahipsiz mal kötüdür. Mersin'in sahibi olsaydı böyle içi boş, gereksiz, şehir kalbine dökülmüş beton yığını ( 52 katlı hayalet binamız ) olmazdı. 

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

                                                                                             

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..