Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '10

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

60 Yıllık Bir Çınarın Yaprağı Olmak

60 Yıllık Bir Çınarın Yaprağı Olmak
 

Gazetemiz Milliyet, kuruluşunun 60. yılını kutluyor. Bir insan, ömrüne 60 yılda pek çok şeyi sığdırabilir: acı ve tatlı hatıraları, doğruları ve yanlışları, hüzünleri, mutlulukları ve hayal kırıklıklarını... Bizi, insan yapan ve yaşamımızın parçası olan her şeyi...

Milliyet de pek çok şeyi sığdırdı 60 yıllık yayın hayatına. Türkiye'nin yakın tarihinin tanığı oldu âdeta. Ama sevinçlerinden daha çok, Türkiye'nin mücadelelerle dolu, zorlu, sıkıntılı ve karanlık yılları; Milliyet'in 60 yılını geride bıraktığı yayın hayatının karelerinde yerini aldı. Dönüp, Türkiye'nin son 60 yılına baktığımızda, iyi hatıralarla hatırladığımız belki de çok az yaşanmış olay var akıllarımızda kalan.

Kendimi bildim bileli Milliyet Gazetesi, evimizin tek değişmez günlük gazetesi ve zaman içinde ailemizden biri oldu. Konuşmayı daha henüz sökmeye başladığım emekleme yaşlarımda bile sıkı bir Milliyet takipçisiydim desem, abartı olmaz herhalde. Parlak renklerden yalnızca pembenin, Milliyet logosundaki hükmünü sürdüğü siyah-beyaz sayfalarda, rahmetli Altan Erbulak'ın kalemiyle hayat verdiği renkli tiplemeleri; ölümünün üzerinden 22 yıl geçmiş olmasına rağmen, bugün bütün canlı çizgileri ve hicivleriyle dün gibi hatırlıyorum. Süleyman Demirel ve Turgut Özal'ı canlı çizgileriyle karikatürize edebilen, siyasi kişilikleri, mizahın malzemesi yapabilen, 1970 ve 80'li yılların kaynayan Türkiyesi'nde O'nun gibi belki çok az isim vardır. Yine rahmetli Turhan Selçuk'un Abdülcanbaz tiplemeleri, çocukluğumun Milliyet Gazetesi'nin hatıralarımda yer edinen diğer çizgileriydi.

Büyüdüm, ve bir Milliyet okuyucusu oldum. Milliyet okuyucusu olmak, bana her şeyden önce farklı çizgi ve ideolojilerdeki görüşlere saygı göstermeyi, farklılıklara karşı hoşgörülü olmayı, farklı görüş ve düşüncelerin de yaşadığım toplumun bir parçası olduğunu, onlar olmadığında ise ne kendi görüşlerimin, ne de ferdi olduğum toplumun bir değerinin olamayacağını benimsetti. Okuduğum her makalede, ülkemin güncel olaylarına farklı görüş açılarıyla baktım.

Yıllar önce yazacağım yazıların, günün birinde Türkiye'nin önde gelen gazetelerinden birinde yayınlanacağını söyleseler, herhalde hiç kimseye inanmazdım. Yıllardır okuyucusu olduğum Milliyet'in, günün birinde blog yazarı da olmak varmış.

İki hafta sonra 4. yılımı geride bırakacağım Milliyet Blog'da, tam olarak hangi amaçla yazdığımı bilmemeksizin, çeşitli kategorilerde kaleme aldığım 5 yazım; zaman içinde Milliyet sayfalarında yerini aldı. Yayınlanan ilk blog yazımdan itibaren, Milliyet'le aramdaki organik bağın sadece 'gazete-okuyucu' düzeyinde kalmadığını, artık yayınlanan ( ve de yayınlanacak olan) yazılarımla Milliyet'in bir parçası olduğumu anladım.

Kökleri 1950'li yıllara dek uzanan ulu bir çınar Milliyet Gazetesi. Dünyada okuyucularıyla arasında böylesine sıkı bağlar oluşturan, köprüler kuran belki de çok az sayıda medya kuruluşu, gazete vardır. Ben de zamanla bu ulu çınarın yapraklarından bir tanesi oldum.

60. yılın bir kez daha kutlu olsun Milliyet. Ambleminde taşımış olduğun meşaleyle Türk basınını daha nice yıllar aydınlatman dileğiyle...

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..