Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

7 direkten biriymişiz!..

7 direkten biriymişiz!..
 

İngiliz The Daily Telegraph gazetesi, 34 milyar dolarlık cari açığıyla Türkiye’nin "küresel talebinin yedi direği"nden biri olduğunu bildirmiş!.. Bu 7 direk sırasıyla, ABD, İspanya, İngiltere, Avustralya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye imiş!.. (Hürriyet)

Telegraph ayrıca; Asya’daki yükselen ekonomilerin dünyadaki büyüme trendini koruyamayacağını belirtmiş ve buradaki ülkelerin ekonomilerinin “fazla küçük ve deforme!” olduğunu savunmuş!..

Vay vay vay!..

Haberde yer alan 7’linin biz de dâhil tamamı içte ve dışta borçlu ülkeler. Dünyadaki borçlu ülkelerde 1. sırayı ABD çekmektedir. Ekonomisi çökmek üzere olan koca devin yere düşmemesi için ülkeler ekonomilerini ABD’e göre ayarlamaktadırlar. Üzerinde güneş batmayan İngiltere ise hâlâ yeni sömürgeler aramakta, 200 yıllık kısır dilini dünya dili yapmaya ve bu yolla kazanacağı paralarla ayakta durmaya çalışmaktadır.

Stratejik müttefikimiz (!), dostumuz (!) ABD ile 50 yıldır “bizi içeri al!” diye kapısında yalvardığımız AB ise inişe geçmiştir. Ekonomik ve ahlakî olarak çökmektedir. Yükselen işsizliğe çare bulma derdinde olan Batı, sorununu Türkiye gibi Batı hayranı ülkelere iş gücü aktarımı ile çözmeye çalışmaktadır. Buna örnek olarak da Türkiye’ye yabancı doktor ithali için TBMM’de yasa çıkartma girişimini verebiliriz. Atatürk’ten sonra binlerce yıllık kültürünü unutan ya da unutturulan Türkiye, Batılı ülkelerle düşüp kalktığı için aynı yola sürüklenmektedir.

Telegraph’ta yayınlanan bu haber Türkiye’nin; dünyanın, özellikle de Batılı ülkelerin küresel sömürge pazarı haline geldiğinin ayan beyan ispatıdır.

**

34 milyar Dolar açık demek üretmeden tüketmek, üretmeden satın almak, kısaca kazanmadan yemek demektir. Batılı ülkelerin pazarı haline gelmek demektir. Üniversite gençliğinin dev alış veriş merkezlerindeki yabancı firmalarda tezgâhtarlık yapması demektir.

7. ayak olan Türkiye yarış sahalarından çekildiği anda Batı ekonomisi de çökecektir. Bu nedenle Türkiye, sürekli olarak, Gümrük Birliği prangasının da büyük ölçüde katkısı ile borçlandırılmaktadır.

Genç ve dinamik nüfusu, kaybolmayan ahlakî ve manevî değerleriyle bulunduğu özellikli coğrafî bölgede pırıl pırıl parlayan bir yıldız olan Türkiye’yi söndürme çalışmaları içte ve dışta son sürat devam etmektedir.

Ana dilde eğitim haysiyetsizliğinin yanı sıra bin yıllık dininin adı da Ilımlı İslam olarak değiştirilmeye çalışılan Türkiye’de bir şeyler ters gitmektedir. Bir şeylerin ters gittiği o kadar açıktır ki 34 milyar Dolar cari açığı olan Türkiye bütçesi, Maliye Bakanı’nın açıklamalarına göre Kasım ayında fazla vermiştir!..

***

Telegraph’ta yayınlanan haberde ayrıca; dünya devi olma yolunda hızla ilerleyen ve verdiği borçlarla ABD’nin de ayakta kalmasına katkı sağlayan “Çin” ise “küresel tüketime katkı veremiyor” muş!.. Buradan bizim anladığımız Asya ülkelerinin ve en başta Çin’in akılcı ve haysiyetli bir dış politika izledikleri, borçlanmadıkları, bizde olduğu gibi ithalat çılgınlığına kapılmadıkları, kısaca; kazanmadan yemedikleri anlaşılmaktadır.


***

Batı inişte, Asya çıkıştadır.

Borçlanarak ekonomisini canlı tutmaya çalışan Türkiye derhal, IMF’yi defetmeli, AB müracaatını geri çekmeli, Gümrük Birliğini de askıya almalıdır. Türkiye daha fazla vakit geçirmeden tarihî ve akrabalık bağları olan Asya ve özellikle Türk cumhuriyetleriyle bütünleşmeli, her alanda iş birliği yapmalıdır.


Bu durum Batı’nın tamamen dışlanacağı manasına gelmemelidir. Türkiye, Batı ile de ilim ve ekonomik iş birliği yapmalı ancak kapısında yalvarmaktan vazgeçmelidir.

İslam'ı en doğru bir şekilde yaşayan ve yaşatan Türkiye, yüzlerce yıl koruyuculuğunu yaptığı İslam ülkeleriyle de tarihten ve din birliğinden gelen bağlarını kuvvetlendirmeli, İran ile eskisinden daha fazla işbirliğine gitmelidir. ABD ile sözde müttefiklik konusunu ve ülkemizdeki ABD üslerinin durumunu yeniden gözden geçirmelidir.


Türkiye, dünyada bir denge politikası izlemelidir.

Binlerce yıllık tarihine, diline, kültürüne, dinine, haysiyetine ve şerefine, millî değerlerine sahip çıkan bir Türkiye dünyadaki saygın yerini tekrar kazanacaktır. Uygurlardan bugüne onlarca devlet kurmuş, Asya, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’da 600 yıl hüküm sürmüş bir medeniyetin evlatları olarak silkelenmeli ve ayağa kalkmalıyız.

Sağcısı, solcusu, Alevîsi, Sünnîsi, Türkü, Kürtü, Lâzı, Çerkezi, Abazası, Atatürkçüsü, milliyetçisi, ulusalcısı, açığı, kapalısı, türbanlısı, türbansızı, zengini, fakiri, genci, yaşlısı hepimiz biriz. Bu, tarihte böyleydi, bugün de böyle, gelecekte de böyle olacaktır. Bu ülkede yaşayan ve vatandaşlık bağı ile bağlı olan her Türk vatandaşının ayağa kalkmasının ve maddi – manevi değerlerine sahip çıkmasının zamanı gelmiştir.

Küresel sömürü düzeninin direği olmaya hayır!

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..