Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

7 Senaryo

Valla, Holywood’u bilem geçtik. Artık, aksiyon filmi senaryosu gibi, gelecekbilim senaryoları yazıyoruz. Bunlardan biri de dünkü Milliyet’teydi.

"Gel Tezkere"nin farklı güftelerini yazmışlar.

Bakalım onlar hangileriymiş:

"SENARYO 1:

TEZKERE KOZ İÇİN KALIR:

Türkiye, elindeki tezkereye rağmen Kuzey Irak'a müdahalede bulunmaz.

SONUÇ: Piyasalar fazla etkilenmez, ancak müdahale sürekli gündemde kalacağı için, 1 yıl boyunca baskı yaratır. Yatırımlar ve turizm olumsuz etkilenmez."

"SENARYO 2:

NOKTA OPERASYON:

Geniş kapsamlı askeri harekat yapılmaz. Ancak, özel harekat timleri tezkeredeki gibi sınırı birçok kez geçer ve PKK militanlarına yönelik operasyon yapar.

SONUÇ:

Sınır geçildiği için piyasalar tedirgin olur. Dolar ve faizde yükseliş baskısı doğar. Yatırımların bir bölümü beklemeye geçebilir."

"SENARYO 3:

YENİ SINIR ÇİZİLİR:

Türkiye, 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi, sınırın 20-40 km içinde yeni bir tampon bölge oluşturur.

SONUÇ:

Sıcak çatışma olmazsa piyasalarda başta tedirginlik yaşanır ancak daha sonra etki azalır. Yatırımlar ve turizmde gerileme yaşanabilir."

"SENARYO 4:

SADECE HAVA BOMBARDIMANI:

Türkiye karadan müdahale etmez ancak belli noktaları bombalar.

SONUÇ:

Petrol 90 doların üzerine çıkar. Dolar ve faizde yükseliş borsada düşüş olur. Ancak göğüs göğüse çarpışma olmamaması halinde etkileri sınırlı kalır."

SENARYO 5:

PKK'YA KARADAN MÜDAHALE:

Türk askeri sıcak takiple sınır ötesine karadan girer.

SONUÇ:

Peşmerge ve ABD askeri ile de çatışma ihtimali belirirse petrol 100 dolarla yeni rekor kırar. Faiz yüzde 17’yi aşar. Yatırımların bir bölümü rafa kalkar. Dış basın faktörü turizmi kısmen baltalar."

"SENARYO 6:

PEŞMERGEYLE ÇATIŞMA:

Irak kuvvetleri Türk askerine müdahale eder.

SONUÇ:

Petroldeki yükseliş sürer. Dolar 1, 50 YTL’yi faiz aşar, faiz yüzde 20’leri bulabilir. Borsa 50 binin altına düşer. Yatırımların bir bölümü iptal olur. Turizmde rezervasyonlar hissedilir derecede düşer."

"SENARYO 7:

ABD ASKERİYLE ÇATIŞMA:

En kötü senaryo olur. ABD ile savaş durumuna geçilir.

SONUÇ:

Piyasalar bu senaryoyu öngörülemeyen risk olarak algılıyor. Petrolün 120 doları, doların 2 YTL’ye aşacağını iddia edenler var. Kesin sonuçları bilinmese de sadece borsadaki piyasa değeri kaybının 150 milyar doları bulması, petrolün Türkiye’ye faturasının ise en az 10 milyar dolar artması bekleniyor. Yıllık 20 milyar dolarlık yabancı sermaye girişinin durması, Türkiye’nin en az 10 milyar dolarlık turizm kaybına uğraması da söz konusu."


Alıntının internet adresi:


http://www.milliyet.com.tr/2007/10/18/son/songal209.asp

Bilgisel hata: Senaryo 4’teki ‘göğüs göğüse çarpışma’nın ne savaşsal, ne de ekonomik sonuçsal bir anlamı yoktur. Şu anda bile zaten, karşı taraf bizim toprakta, biz onların toprağındayız. Onu, ‘karşı tarafın kentlerini tahrip’ olarak değiştirmek daha uygun. Hiç kimse ayırsamadı ama MHP milletvekili Bölükbaşı, TBMM konuşmasında, bunu gayet anlaşılır olarak senaryolaştırdı.

Öncelikle belirteyim:

Piyasaların savaş koşullarında ne herze yediği ulusu zerrece ilgilendirmez. TÜSİAD üyesi Ferit Şahenk’in dediği gibi: “Savaş koşullarında ekonomik kar düşünülmez.”

Bir diğer üye Yalçındağ’ın dediği gibi değil: “Savaş çıkarsa, karımız düşer.”

En son söyleneceği en baştan söyeleyim:

Benim kestirimim 6, 5. senaryo. Yani: Peşmerge kılığındaki ABD askeriyle ve ABD askeri kılığındaki peşmergeyle savaş. (Yani: Olayı kılıfına uydurma.) ABD ve Türk askeri cephede ilk kez karşı karşıya gelmiyor: İşgal İstanbul’unda ve Batı Cephesi’nde Yunanlılar’a yardım eden ve onlara ABD üniforması veren olarak savaşılmış olarak, aramızda zaten bitmemiş bir hesabımız var. (İkinci alt tümce için bakınız: Hemingway, İşgal İstanbul’u, Milliyet Yayınları.)

Burada ara bir not:

TBMM en sonunda ABD ile Türkiye’nin müttefik olmadığını dile getirdi.

Tarihsel kanıt: Zamanında koskoca topraklarında güneş batmayan imparatorluk İngiltere bile, dünya fatihi İspanya ile ancak dolaylı, korsanlar aracılığıyla savaşmıştı.

E, biz de ABD ile birileri nezdinde ve aracılığında er geç savaşacağız, bunu 10 yıldır yazıyoruz. 1946’dan beridir bu ülkenin başına ne geldiyse, müsebbibi ABD’dir. Nokta. Türk halkı ABD’den refret etmektedir, Yine nokta. Türkiye Müslüman bir ülke değildir. Üç nokta.

Senaryoda eksik olanlar: Türkiye’de bombalar uçuşur. Dün 2 tane patladı bile.

Senaryomuzun devamı:

Medya ve TÜSİAD (aynı kaba edenler), savaşa yan çizer ama sopayla doğru yolu bulur.

Siyasiler, Meclis tartışmalarının gösterdiği üzere, suda olduğunu bilmeyen balık kadar bilinçsizdir.

Kitle kahramanca ölmeyi sürdürür.

Entellektüeller (sağ bekler de, sol bekler de) trene bakar gibi, tarihi seyreder. Seyrediyorlar zaten.

Ordu, 24 yıldır edinemediği tam deneyimin bu kez en az % 50’sini öğrenir ama % 100’ü zor. Onlar henüz jandarmayı hala asker saymamakta ısrarlı. Cephede hatası açık seçik olan üstleri Divan-ı Harp’te yargılamamakta ısrarlı. Cephede en üst sorumluluğun en yaşlı 40 yaşında ve en yüksek rütbeli albaya verilmesi gerektiğini anlamamakta da ısrarlı. Genelkurmaş başkanının denizci veya havacı olması gerektiğini ağzına bile almıyor.

Oysa:

Uydudan okunan gazete bile göründüğüne göre, karanlıkta ısı yaymayan, varlığı asla ayırsanmayan, gayrınizami usüller kullanan, sivilleri öldürmekte yetkili, kararları kendi içinde alan (yani emir almayan), en yaşlısı 30 yaşında, bildiğimiz terör (veya devlet terörü) hücrelerini kurmamakta ısrarı bırakın. Bu iş, ölü düşman kulağı kesip, boyuna asmakla olmaz, ona ‘artizlik’ denir. Öyle biri olacaksın ki çocuğu öldürürken de, kadını öldürürken de ondan nefret etmeyeceksin, zevk duymayacaksın, yaptıklarından dolayı hiçbirşey hissetmeyeceksin ve bu olağan ve doğal tavrın olacak, psikopat tavrın değil. Yani gerçek savaşçılar gerek: 75 milyondan 75 kişi. Yoksa yoktur, o zaman hiç uğraşmayın, siz bu kafayla gittikçe, Kuzey Irak’tan sonra, Türkiye’de de Kürt devleti kurulur. Bugün burada tartıştığımız budur: Çiller’e ‘verelim toprakları’ diyen ETO’lular (Egeliler) mı geçerli olacak, Şahenk mi?: “That is the question.”

Valla film senaryosunu geçti, dizi film oldu. Adı da hazır:

‘Prison Break’.

Dipnot: Senaryoların önceden bilinmesinin, tarihi yaptığını bilenler ve bilmeyenler üzerindeki etkisinin informatik-kognitif yönlerinin simpleks metoduyla analizi ise başka bir metnin konusu. (İpucu: Negatif ve pozitif manipülasyonları nötralize edici yöntemler de vardır.)

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..