7 Üniversiteli gençten gelen acı haber üzerine

2009 yılına Ankara’dan gelen kötü bir haberle girdik.

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=yasam&ArticleID=1041847&Date=02.01.2009&b=Ankarada%20gaz%20faciasi:%207%20GENC%20OLDU&ver=29

7 tane genç Bilkent üniversitesinde okuyan pırlanta gibi insanlar nasıl oluyor da yok oluyor. Bunu anlamak mümkün değil.

Acaba diyorum kepimizin çoluk çocukları var. Bizim ya da bir başkası ne var ki onlarda bizim evlatlarımız. Ve o çocuklar üzerinde taşımış oldukları canlarını bir doğalgaz sebebiyle veriyorlar.

Ah gidi gençler. Ne güzel parti düzenlemişsiniz. Öleceğinizi bilmeden. Yeni yıla birlikte girerek. Onların doğal hakkı diye düşünüyorum. Gençlik işte. Size iyi eğlenceler. Güzel yemekler yapmışsınızdır. İçtiğiniz biralarla birbirinizin yeni yılını kutlamak için kadeh tokuşturmuşsunuzdur. Ev sahibi olan gencin bilgisayarınızdan çaldığınız romantik müziklerle dans etmişsiniz.

Gecenin ilerleyen saatleri olmuş saat 4 ve ya 5. O apartmanda başka bir dairede de gaz kaçağını fark eden komşular polise ve gerekli mercilere haber veriyorlar. Geliyorlar ve yalnızca o daire için ilgileniyorlar. Öğrencilerin kaldığı daireyi pas geçiyorlar.

Mesele burada. Neden orada pas geçiyorlar ki. Bir tehlike olduğu an apartman girişinde yangın alarmı gibi bir alarm olsa günün hangi saatte olsa alarm çalmalıydı ve dairelin içinde olanların dışarıya çıkması sağlanabilirdi.

O aman acil olarak her apartmanda alarm zili taktırılmalı diye düşünüyorum.

Ya da bir ikmal daha var. Karbon monoksit gazının yayıldığını ve tehlikeyi arz eden aygıtın evde olmaması bu acı olayı yaratmış.

Artık yapılacak bir şey yok. Giden gitmiş. Vah gidene. Aileler perişan. Kim bilir onlarda daha ne ümitlerle yeni yıla girmişlerdir. Gelen bir acı haber yeni yıl onları kâbusa dönüştürmüş.

Ben doğal gazla daha henüz ısınmıyorum. Bu olaydan sonra her evine doğalgaz yaptırır mı veya bağlattırır mı? Onu bilemem. Ama yetkililerin bu konuda çok duyarlı olması gerektiğini burada söylemek istiyorum.

Doktorların işi hayat kurtarmaktır. İnanın bir doktor veya denizde boğulmakta olan birini kurtaran cankurtaran bir hayat kurtarıp görevini yaptığında o gece daha huzurlu bir şekilde yatıyorsa ki ve ben şimdi bir ihmal varsa diyorum hani o yetkili insanlar bundan sonra her gün yatağa nasıl yatacaktır. Bir doktor, bir cankurtaran kadar rahat ve huzuru bulamayacaklar.