Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '08

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

7 yılda bir gelen krizler Türkiye'de nelere mal oluyor?

7 yılda bir gelen krizler Türkiye'de nelere mal oluyor?
 

img320.imageshack.us/img320/2443/006910249kw.jpg


Yeteri kadar üretmeyen, bu nedenle ithalatı ihracatından fazla olan, aradaki dış ticaret açığını borçlanarak veya elindeki malları satarak dengelemeye çalışan ülkelerin kaderidir krizler. Bugüne kadar bu krizler üretimi arttırmak yerine ya devalüasyon yapılarak, daha fazla borçlanarak ya da faizlerle oynamak suretiyle geçiştirilmiştir. Tabii bu acı reçeteler sonunda fakir daha fakir, zengin daha zengin olmuştur.

Yıl 1994

Başbakan Ekonomi profesörü Tansu Çiller.

Dolar kuru uzun zamandan beri 15.000 TL. civarında, Faizler yüksek seyrediyor. Halk genellikle parasını repoda değerlendiriyor. Çiller hükümeti bir karar alıyor ve repoya vergi koyuyor. Bir anda piyasalar allak bullak oluyor. Bir ay sonra dolar kuru 30.000.- TL. Kuru düşürmek için Çiller hükümetinin aldığı tedbir. Yıllık % 200 faizli 3 ay vadeli hazine bonosu çıkarmak. 1 milyar TL. sı yatıranın parası üç ay sonra 1.5 milyar. TL. sı oluyor. Bu dönemde dolar kuru 22.000 TL. sına kadar geriliyor. Bu paranın kaynağı ise başta akaryakıt olmak üzere, her türlü tüketim maddelerine zam yapılarak halkımızın üzerine bindirilen yüklerden sağlanıyor.

Yıl 2001

Başbakan Bülent Ecevit

Dolar kuru 600.000 TL. Uzun zamandır değişmemiş. Ekonomi patlama noktasında. Patlamak için bir kıvılcım bekliyor. O kıvılcım ise Cumhurbaşkanının Başbakan’a fırlattığı söylenen Anayasa kitapçığı. Borsa bir anda tepetaklak. Yabancılar hisse senetlerini satarak paralarını dövize çeviriyor ve yurtdışına çıkarıyor. İki gün sonra dolar kuru 1.100.000 TL. sı. Acele olarak yurtdışından bir kurtarıcı çağrılıyor. Kemal Derviş. Tabii ilk alınan tedbir mevduat ve hazine bonosu faiz oranlarının yükseltilmesi. 1 ay vadeli hazine bonosu faizi % 95. İMF ile yeni anlaşmalar, değişken kura geçiş ve bugüne kadar eskiye nazaran daha kontrol altında bir ekonomi yönetimi.

Yıl 2008

Başbakan Recep Tayyib Erdoğan

Yıl başında dolar kuru 1.15 YTL. ye kadar düşmüş. 1 YTL. olur mu diyorlar. İMKB nin % 70 inden fazlası yabancıların elinde. Döviz artmadığından dövize talep yok. Ancak cari açık her geçen gün büyüyor. Ucuz dövizle her türlü mal getiriliyor. Piyasada Çin malları çok ucuz. Yabancılar yurt dışında alamadıkları faizleri ve borsalarda kazanamadıkları paraları İMKB de kazanıyorlar.

Dünya ekonomisi bir anda sarsılıyor. Borsalar düşüyor. Dünya borsaları düşerken Türkiye’de borsa neden düşüyor? Dünyadaki krizin Türkiye ile ne ilgisi var diyenler ne yazık ki şu noktada yanılıyorlar. Yabancı yatırımcılar dünyanın her tarafında bulunan borsalarda hisse senedi alıp satarlar. Dünyanın her hangi bir ülkesinde borsa tepetaklak olmuşsa, karlı oldukları ülkelerdeki hisse senetlerini de satarlar ki, paçal maliyet dediğimiz portföylerindeki maliyetleri dengeleyebilsinler. Daha sonra da paralarını dövize çevirerek yurt dışına çıkarırlar. Döviz talebi ise döviz fiyatlarını yükseltir.

Burada bankalar açısından en büyük risk açık pozisyon durumudur. Neyse ki BDDK bankaların açık pozisyonlarına sınırlama getirdi. Yoksa eski zamanlardaki gibi dövizin artmadığı zamanlarda döviz borçlanıp, TL. sı kredi veren bankalar, batma durumuna girerlerdi. Yine de bankalar açık pozisyonlarını yasanın sınırlarına kadar kullanıyorlar. Bu yüzden de dövizin artması karşısında en iyi döviz müşterisi bankalar oluyor.

Kriz nasıl önlenecek?

Geriye baktığımızda kurdaki yükselişler hep faiz arttırılmak suretiyle frenlenmiştir. Ancak hükümet bu sefer beklenmeyen bir şey yapmış, döviz kurları artarken faizleri düşürmüştür. Aslında bir nevi kumar oynamıştır. Bu durumda yatırımcılar fiyatı yükselen dövize mi yoksa düşen faizlere mi yatırım yaparlar? Bu durumda hükümetin elinde tek bir seçenek kalıyor. İMF ile anlaşarak yüklü bir şekilde borçlanmak. Bu yöntem ise kalıcı olmayacak, sadece günü kurtarmaya yetecektir.

Yerel seçimler öncesi akaryakıtta yapılan 3-5 kuruşluk indirimler sadece göz boyamak içindir. Yoksa normalin üzerinde şişirilmiş petrol fiyatları olması gereken seviyelere gerilemesine rağmen, dolar kuru yükselirken akaryakıtta indirim yapılmaz.

Başbakan 2009 un ilk yarısı kötü geçecek derken, esas sorun seçimler sonrasında başlayacaktır. Hem faiz hem de kurlar yükselmeye devam edecek ve 2009 un ilk yarısı için % 4 zam alan ücretliler her geçen gün daha fazla yük altında kalacaklardır.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..