Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '21

 
Kategori
Anılar
 

748. YILINDA MEVLANA

     ÖLÜMÜNÜN 748. YıLINDA  HAZRETİ MEVLANA  ANILIYOR 

Dünyayı ilim ve irfanıyla aydınlatan Hazreti Mevlâna’nın asıl adı, Celaleddin Rumi’dir. Hazreti Mevlâna 30 Eylül 1207 ‘de Belh ( Horasan)’de doğdu.  17 Aralık 1273 yılında Konya ‘da vefat etti.  Büyük tasavvuf şairi olan Hz. Mevlâna Mesnevi adlı eserinde İslam’ın mistik düşüncesini yazdı ve bu eser edebiyatımızda da önemli bir yer almıştır. 

 

Babası, Moğol tehlikesi yüzünden 1218 ‘de ailesini alıp Anadolu Selçuklularının Yönetimindeki Anadolu’ya geldi. Bir süre Karaman’da kaldı. 1228‘de Anadolu Selçuklularının Başkenti olan Konya’ya geldiler. Babası burada ki medreselerde ders verdi. 1231 yılında vefat edence onun görevini Mevlana sürdürdü.   Babasının ölümünden bir yıl sonra eski öğrencilerinden Burhanettin Muhakkik, Konya’ya geldi. Mevlâna, ondan İran’da gelişen bazı mistik kurumları öğrendi.   30 Kasım 1244’te Şems Tebrizi ile tanıştı. Bu tanışma Mevlâna’nın yaşamında bir dönüm noktası oldu.  Şems, geleneksel mistik dinsel kuruluşlarla hiçbir ilgisi yoktu. Üstün bir kişiliğe sahipti.  İki mistik aylarca birlikte yaşadılar. Şemsi Tebrizi Mevlana’ya Tanrı’nın ilahi büyüklüğünü gösterdi. Şems Şubat 1246 ‘da Konya’dan ayrıldı.  Mevlâna bu duruma çok üzüldü. Bunu gören Sultan Velet Suriye’ye giderek Şemsi geri getirdi. Ancak Şems 1247 ‘de ortadan kayboldu, bir daha da geri dönmedi.

 

Hz. Mevlâna Şems’e duyduğu sevgi ve özlem onu şiir yazmaya yöneltti. Otuz bin dize tutan mistik şiirlerdi ve çok sayıda rubaileri Şems’e duyduğu sevginin değişik aşamalarını anlattı. Divan-ı Şems’te kendi deneyimlerini şiire aktarır. Amla dili, yüce bir maneviyat bağlamında belirsiz düşünceler arasında yitip gitmez.  Mevlâna’nın düşünceleri ve şiirleri evrensel olur. Güçlü ritimlerle ilerleyen canlı dili, zaman zaman halk şiirine yaklaşır. Şiirlerinin çoğunu ney ya da davulun, kuyumcuların altına vuruşunun ya da arkadaşlarıyla birlikte doğanın güzelliklerini tatmak için gittikleri Konya- Meram Bağları’ndaki değirmenin sesiyle kendinden geçerek yazdığı ileri sürülmektedir. Mevlâna, doğada din Işığının parlayan güzelliğinin yansımasını buluyor; çiçeklerle, kuşların, kendi sevgisini paylaştıklarını hissediyordu. O, şiir söylerken çoğu kez dönerek raks / dans ederdi.  Şems’in ölümünde sonra Kuyumcu Selahattin Zerkup’a benzer bir yakınlık duydu. Bir gün Konya Çarşısı’nda Salahattin ‘in dükkânından yükselen çekiç seslerini duyunca dans etmeye başladığı söylenir. Salahattin Zerkup uzun zamandır en yakın, en sevgili öğrencilerinden biriydi. Kızı da Mevlâna’nın büyük oğluyla evleydi. Mevlâna’nın bu büyük eseri Salahattin’in ölümünden sonra yakın ilgi gösterdiği Hüsamettin Çelebi’nin etkisiyle yazdı. Hüsamettin Çelebi, ondan mistik öğretilerini fıkralar, öyküler, özdeyişler ve alegorilerle süslü uzun şiirler yazardı. Burada 26 bin beytini mistiklerin ve kendi öğrencilerinin severek okuduğu bu şairleri örnek alarak yazdığı ifade edilir.

Tasavvuf düşüncesinin 13.yüzyıldaki değişik yönlerini dile getiren Mesnevi, daldan dala atlayan çağrıştırmalarla okuyucuyu sürükler.  Onun yaşadığı ilahi sevgi deneyimini yansıtır.  Mevlana Mesnevi’ye tamamladıktan sonra çok yaşamadı. Konya’nın ileri gelenleri arasında her zaman saygı bir yeri olan bir kişi olur, sevilir ve sayılır. Bir yerde çağın ilim ve irfan adamı olur. Müslüman olsun, Hristiyan osun, Hristiyan din adamlarına kadar herkes onun arkadaşlığından hoşlanırdı.

 

Mevlâna’nın bir başka eseri FİH MAFİH adıyla derlenen konuşmalarından da gene şiirlerindeki düşüncelere rastlanır. Ayrıca çeşitli insanlara yazdığı mektupları da vardır. Mevlana Türk kültürü coğrafyasında önemli ve takdire değer bir yer alır. Eserleri dünyanın dört bir yanında birçok yabancı dile de çevrilmiştir. O evrensel bir düşünceye sahiptir. Bundan dolayı yaklaşık 750 yıldır eserleriyle ve sözleriyle aramızda yaşamaktadır,(1)   

 

 

Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin ölüm yıl dönümünü ifade eden Şeb-i Arus, Düğün Gecesi olarak da bilinir. Mevlana bu zamanı, Rabb'ine kavuşma gecesi şeklinde ifade etmiştir Mevlana Celaleddin Rumi'nin ölüm yıldönümüne denk gelen tarihlerde idrak edilen Hz. Mevlâna'nın 748. Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri (Şeb-i Arus), Düğün gecesi anlamındadır. 2021 yılında 07-17 Aralık 2021 tarihleri arasında kutlandı. Onun ile ilgili çeşitli törenler yapıldı. Konya’ da mezarı başında dualarla anıldı… 2008 yılından bu yana UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan Mevlevî Sema Törenleri, Hazreti Mevlânâ’nın daha doğru anlaşılması ve anlatılması maksadıyla her yıl 07-17 Aralık tarihleri arasında “Hazreti Mevlânâ’nın Uluslararası Vuslat Yıldönümü Anma Törenleri” (Şeb-i Arûs) kapsamında düzenleniyor. Kutlamalar Konya'da gerçekleşiyor.

 

         HZ.MEVLANA’DAN BAZI SÖZLER:

- Dost acı söyleyen değildir. Acıyı tatlı söyleyebilendir.

- Kapına geldim. Ve ben, ben olmaktan vazgeçtim. Sen yeter ki "Kim o" de. Kim olmamı istiyorsan, o olmaya geldim.

- Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay'da ne Güneş'te ara. Gözlerindeki perdeyi arala.

- Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak.

- Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır!

- İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara.

  İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara.

- Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.

- Ayıplarım seni ey gönül; hal bilmeze hal sorarsın, bülbül dururken kargadan gül sorarsın.

Gülü gülene ver, kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir kıymet bilene ver.

- Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır.

- Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

- Kalbin bir gün seni sevgiliye götürecek. Ruhun bir gün seni sevgiliye taşıyacak. Sakın acında kaybolma. Bil ki çektiğin acı bir gün dermanın olacak.

- Nefsin ejderhadır. Öldü sanma, uykuya dalar o. Dertten eline fırsat düşmediği için uyur. Derdin bitince çıkar hemen. Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır.

- Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.

- Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur…

 

 

Sevgide güneş gibi,

Dostluk ve kardeşlikte

Akarsu gibi ol,

Hataları örtmede gece gibi ol,

Tevazuda toprak gibi ol,

Öfkede ölü gibi ol,

Ne olursan ol,

Ya olduğun gibi görün,

Ya da göründüğün gibi ol…

 

Hazreti Mevlâna’yı vefatının 748. Yılında rahmetle ve saygıyla anıyor, onun için yazdığım bir şiirimle sözlerimi bağlamak istiyorum:

       MEVLANA

 

Bağrım söyler özdeyişler

Yanar Mevlâna Mevlâna

Acı, içli söyleyişler

Kanar Mevlâna Mevlâna

 

Kelepçeli bileklerim

Sana ayan dileklerim

Geldi sana meleklerim

Sunar Mevlâna Mevlâna

 

Tövbe etti dağlar, taşlar

Sana köle bütün başlar

Gözlerimden akan yaşlar

Akar Mevlâna Mevlâna

 

GÜLER yanar senelerce

Bağrı kanar hece hece

Akşam, sabah ve her gece

Anar Mevlâna Mevlâna.

 

                     Abdülkadir GÜLER

 

1-Dicle Köprüsü (Şiirler), Çaba Yayınları, 1970- Ankara

2-Eylül Sonrası  (Şiirler), Abdülkadir Güler,2016- Ankara 

 

 

   Abdülkadir GÜLER 

   28 Aralık 2021-  SÖKE

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..