Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

8 Ağustos zafer bayramım!

8 Ağustos zafer bayramım!
 

Resim ww. belcikahaber. be/upload/2007/1434–0_m.jpg


Efendim, günümüzde birçok yerde sigara içenlere üçüncü sınıf insan muamelesi yapıldığı aşikâr. Bunu fazlaca fark ettiğimde bu gönül kırıcı durumu her ne kadar içime sindirmekte zorlansam da bunun böyle olmasına fazlaca kızamadım. İçinde 4000 bin adet zehir bulunduran bu maddeyi bilerek içen kişiye kahraman gözüyle bakmalarını ve madalya vermelerini bekleyemezdim tabi!

Bir gün kardeşim Murat ile birlikte bir hastamıza refakatçiliğimiz sırasında, SSK Okmeydanı hastanesinde sabah saat sekiz civarı birer poğaça ve çay aldık. Biraderim ile alelacele poğaçaları bitirip çikolata renkli paketten birer tane (!) yaktık. Henüz daha birer ikişer fırt çektik ki, gırtlağı delik bir ihtiyar yanımızda bütün heybeti ile dikildi.

Biraderim ile bana önce kendini, sonra kuzey cephesini ( kanser hastalarını) gösterdi. Sonra ben ettim siz etmeyin diye, bize ölüm ölüm yalvardı. Sigaralarımızı bize çöpe attırmadan da yanımızdan gitmedi. Utandık, sıkıldık, bu artçı şoku öğleye kadar üstümüzden atamadık.

Aslında uzun zamandır sigarayı bırakmak istiyordum. Bunun için ilk eylemim; biterse bana kalmayacak diye karton karton aldığım sigaranın markasını değiştirmek oldu. İşe yaradı, en azından bir markaya olan bağımlılığımdan kurtulmuştum!
Ellerim, ağzım, üstüm kokuyor geceleri göğsümün hırıltısına uykumdan uyanıyordum. Çocuklarım sanki silah zoruyla bana sarılıyordu! Sigara içmeyen arkadaşlarım ile ancak uzaktan tokalaşıyorduk çünkü sarılırlarken üzerime sinmiş sigara kokusundan dolayı nefeslerini tutup suratlarını buruşturuyorlardı! Oysa günde en fazla bir paket sigara içiyordum ya günde üç paket sigara içenler ne yapsın?

Ben sigarayı bırakacağım ama gelen arkadaşlarıma, yanımda çalışanlara nasıl “sigarayı içmeyin diyecektim?
Ne olursa olsun sigarayı bırakmalıydım. Allahın bana verdiği bu canı en iyi şekilde korumalıydım. Çoluk çocuğun rızkını bu vücudun gücü ve kuvveti ile kazanıyordum öyleyse bu emanete iyi bakmalıydım!

Sağlıklı sıhhatli olmak demek çalışmak kazanmak ve çocuklarım ile daha uzun birlik beraberlik demekti. Öyleydi ama halen sigaraları ekmek, su gibi çifter çifter almaya devam ediyordum!

Mahallemizdeki terzi Hasan'ı görmeyeli uzun zaman olmuştu ve bir akşam ansızın dükkândan içeri daldı.
—Ooooo Hasan emmi hoş geldin...
Hoş bulduk, bu ne yaa! Bu dumanda durulur mu?
(Elektrot ve sigara dumanından tekrar kapının eşiğine çıktı)
—Hasan bey görmeyeli bayağı kibar olmuşsun?
Senin 6 tane kalp damarını değiştirsinler de sen kibar olma istersen!

Efendim günde iki paket sigara içen terzi Hasan'ın bel fıtığı vardı ama kalbinden hiçbir şikâyeti yoktu. Bir gece ansızın yere yıkılmış, bunu paldır küldür hastaneye götürmüşler ve anjiyo yapmışlar. Kalp damarlarının 6 sının tıkalı olduğunu ve ameliyat olması gerektiğini söylemişler. (mübarek kalpte de kaç tane damar var böyle)

Sonrasında bizim terzi Hasan'ı birçok tarafından kesip biçmişler tüfekçi makarası ile de bir güzel dikmişler, sarıp sarmalamışlar eh işte deyip muhtemelen ölecek hastaların yanına bırakmışlar!

Neden mi?
Leş gibi sigara koktuğu ve her yerinden nikotin zehiri fışkırdığı için yaşamaz demişler. Neyse bizim terzi Hasan'ın dünyevi işlerinde ödeyecek daha çok faturaları olduğu için diğer tarafa yolculuk için temiz kâğıdını vermemişler. Adam öyle bir anlatıyor ki iki kelimede bir hı hı hı, kih kih diye sırıtıyor. Motor rektifiyeden çıktı ya keyfi yerinde!

Geçenlerde yanıma gelmiş "ağbi ye, iç, yat, inek gibi şiştim şu internetten bana bir koşu bandı alalım bir adres versene" dedi bende kendisine bir adres bulup verdim.
Terzi Hasan başından geçenleri anlatınca bende kesin olarak sigarayı bırakmaya karar verdim. (8 ağustos 2006)

Yaklaşık iki hafta sonra sigarayı bırakışımın üçüncü yıl dönümü olacak..

Yani her “8 ağustos” benim zafer bayramımdır!

Şimdi bir sigara verseler içermiyim? Düşünmezsem içerim tabi ama insanım düşünüyorum. Neyi mi? Çocuklarımı, göğsümün hırıltısını, pis kokan üst baş ve ağzımı, tokalaştığım insanları, havaya üflediğim paramı, gırtlağı delik amcayı, terzi Hasan'ı, kuzey kapısındaki hastaları, sigarasız kalındığında (!) sigarası olanlara nasıl boyun büküldüğünü, yolculukta beş on dakikalık molalarda geberesiye dumanı içime çektiğimi vs vs.

İçmemek için o kadar çok geçerli tiksindirici sebepler var ki, bunlar aklıma geldiği zaman sigaraya nefretim kat kat artıyor.

Bizim terzi Hasan'a sigarayı bırakma sözü verdik ya kapıdan pencereden beni gözlüyor sonra her gelişinde ondan bir aferin alıyordum. Sigaradan olan şikâyetlerimin hepsi bitti çok şükür. Tatlı tatlı yaşamak varken, değer mi arkadaşlar?

Sevgili tiryaki arkadaşlarım ne olur sizde bırakın bu mereti! Yaşamın tadını çıkarın (!) sizin de zafer bayramlarınızı görmek ve dumansız havalarda görüşmek dileği ile hoşça kalın, sağlıcakla kalın...

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..