Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '10

 
Kategori
Spor
 

8'de 8 ile başladığı ligi 9'da 9 yaparak şampiyon bitirecek gibi...

8'de 8 ile başladığı ligi 9'da 9 yaparak şampiyon bitirecek gibi...
 

Normal şartlar altında zaten rahat kazanması gereken bir maçtan İstanbul’a 3 puan alarak dönüyor Fenerbahçe. Ancak öyle bir sezon yaşıyoruz ki bir maçın bitiş düdüğünden diğer maçın başlama düdüğüne kadar hafta içinde futbol dışında herşey konuşulduğu için ne olacağı, neler yaşanacağı belirsizliğiyle bir çok olasılık hesapları yapılıyor.

Alex, biraz dikkatli olabilse daha maçın ilk dakikalardında bulduğu golle takımını çok rahatlatacaktı.

Fenerbahçe bu sezon özellikle ikinci devre, 28 Şubat tarihinden sonra az pozisyona girip, sonuca gitmesini bilen bir takıma dönüştü. Bu daha kontrollü, geride sağlam bir defans anlayışıyla desteklendi.

Peki bu futbol izleyene keyif veriyor mu?

Şu bir gerçek ki Fenerbahçe keyif veren futbol oynadığı tüm maçlarda kalesinde gol gördü, puanlar kaybetti. O zaman ortaya garip bir yol ayrımı çıkmış oldu.

Sonuca ulaşmayan iyi futbol ile ucu şampiyonluğa giden kısır, güdük futbol arasında bir seçim yapmamız gerekiyor.

Bu futbolu ülkemize getiren kişi şimdi bir başka ülkede şampiyonluklar yaşıyor, hem de Avrupa’da takımına kupalar kazandırıyor.

Maça dair çok fazla not var.

Sezon başında Fenerbahçe başkanının bizzat Kayseri’ye giderek özel uçağı ile getirip, bir de şöforlüğünü yaptığı Mehmet Topuz sezonun en önemli gollerinden birini attı. Bu golde Lugano’nun topun kaleye gidişini sezerek, topun yönünü değiştirecek bir müdahalede bulunmamasının çok önemli bir arkadaşlık örneği olduğunu söylemek gerekiyor.

Golden kısa bir süre sonra Ankaragücü’nün ofsayttan attığı gol sonrasında kulübeden fırlayarak saha içine sözlü saldırıda bulunan Ümit Özat’ın hakem tarafından saha dışına gönderilmesi de ilginçti. Ümit Özat’ın çok iyi bir profesyonel olduğuna şüphe duymuyor olsak da yıllarca kaptanlığını yapıp, forması altında şampiyonluklar kazandığı bir takıma karşı oynarken en azından bu türden hareketlerini kontrol etmesinin daha doğru olacağı bir gerçektir.

- Bulunduğu pozisyon itibarıyla nasıl bu kadar kendinden emin bir şekilde itiraz edebiliyordu?

- Zaten haftalar öncesinden hakem atamasıyla başlayan polemiklere neden bu şekilde bir katkıda bulunma ihtiyacı duydu?

Açıkçası Ankaragücü’nün yönetiminden teknik heyetine kadar bu maça ilişkin gösterdikleri tutumu anlamak mümkün değildir.

28 Şubat tarihinden bu yana gol yemeyen takım savunmasının 3-0’dan sonra rahatladığını ve üst üste açıklar verdiğini gördük. Oysa bu maçtan hemen önce oynanan Chelsea-Wigan karşılaşmasında ev sahibi takım maçı 7-0 önde götürürken dahi böyle açıklar vermiyor, disiplini elden bırakmıyordu. Zaten Fenerbahçe’nin bir türlü dönüştüremediği gerçeklik de burada düğümleniyor. Bu rahatlık ve vurdum duymazlık değil miydi Fenerbahçe’ye 27 yılldır kaznamadığı kupanın bir kulbundan tutmuşken maçı kaybettiren?

Asıl mesele 3-0 öne geçebilmek değil; 3-0 öndeyken bile ciddiyeti elden bırakmadan takım olabilmektir.

Mehmet Topuz, Selçuk, Baroni, Emre ve Özer’den oluşan kalabalık ofans hattının çok iyi şeyşer yapabileceğini gözlemledik. Bu beşli arasında önemli paslaşmalar oldu.

İkinci golün Güiza’nın kafasından gelmesi; belki de önümüzdeki hafta Fenerbahçe’ye şampiyonluk getirecek golü atma ihtimalinin olması kimseyi yanıltmamalıdır. Fenerbahçe’nin santrfor mevki hâlâ boştur.

Artık herşey Fenerbahçe’nin elindedir. Talih Daum’a Denizli’de yaşadığı şeyin rövanşını alma fırsatı vermiştir. Haftaya Trabzonspor ile oynanacak final maçının anlamı büyüktür.

Ankaragücü çok iyi mücadele ederek oynadığı ilk devreden sonra, ikinci devrenin hemen başında golü kalesinde görünce dükkanı komple kapattı. Ankaragücü’lü oyuncuların bulundukları vasat pozisyona rağmen maça bu kadar önem vermeleri ve asılmaları futbolumuzun profesyonelleşmesi bakımından önemliydi.

Fakat geçen hafta Eskişehirspor’u nasıl etkisizleştirdiyse, Ankaragücü’nü de oyundan düşüren bir Fenerbahçe vardı sahada.

Bu arada şu Ankaragücü, Bursaspor kardeşliğini takım yöneticilerinin çıkıp bir anlatması gerekiyor.

Lige sekizde sekizle başlayan Fenerbahçe’nin dokuzda dokuz yaparak şampiyon olma ihtimali ortaya çıktı.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..