Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '09

 
Kategori
Sivil Toplum Kuruluşları
 

8 Mart dünya kadınlar günü

8 Mart dünya kadınlar günü
 

KİMSEYE GÜVENME


Bir anne ki 15 yaşında çocuğunu kucağına aldığında anne olabiliyor mu?

Anne olmak biyolojik bir olay mıdır?

Dolayısıyla bütün kardeşlerine o baktı, evin suyunu, ununu, odununu o taşımak durumunda olduğu gibi devamlı hamile veya lohusa olan annesinin bütün işlerinide üstlenmek durumunda bırakılmıştı doğal olarak. Çamaşır yıkama, yemek yapma, kardeşlerini yıkama tarama, ev temizliği, kardeşlerinin bezlerinin yıkanması, daha bitmedi; babasının çalıştırdığı iş yeri şehirde olmasına rağmen kendileri oraya 35 km uzakta olmalarına karşın o iş yerinin ve babasının ve onun yanında kalıp ve okuyan erkek kardeşinin de giysileri bohça halinde her hafta sonu yıkanmak için ona gelirdi. Ve bu kız çocuğu asla ve asla çocuk olmadı. Kendini bildi bileli evin en büyüğü ve ablası oldu. Ablalar hep büyüktürler ya. Onlar hiç çocuk olur mu ? onlar abla, onlar küçük kadınlardır her işi yapan.
İşte benim de böyle bir ablam vardı. Kardeşlerinin hepsi de okuduğu halde kendisi okutulmamış. Ve de bütün ailenin yükü, soromluluğu yükletilmiş, işleri kim yapar korkusuyla zamanında evlendirilmiyen. Güzel mi güzel, fedakar mı fedakar dı.
Bir gün evlendirildi. Tabiki onun fikri asla sorulmadı. İlk önüne gelene değilde epey bir seçmeden sonra bir esnaf adayına verildi. "Memur " fakir olur düşüncesi vardı büyüklerinde çünkü. Evlendikden bir sene sonra eşi avrupa ya işci gitti. Bu ailenin ablası, yine baba evine bir bebeği ile gelip eski kaldığı yerden işlerini yapmaya devam etmek durumunda kaldı.
İşe girip para kazanarak bebeklerine bakmak için çok mücadele verdi. Ama çalışmak için bebeklerini baktıracağı kimse bulunamadı. Eşi de para yollamıyordu. Ve babasının eline bakıyordu. İki erkek kardeşi evlendi, evini ayırdı. Şu bize yıllarca bakan ablamız iki bebeği ile bizde, acaba bir şeye ihtiyacı varmıdır diye asla düşünemediler. Babsıda eve sadece yemeklik getirmeyi biliyordu. Bir kız kadeşi de vardı ve onuda diğerleri gibi okutmuş her hizmetini yapmıştı. O kız kardeşde çalışıyordu ve aldığı parayı evin eksiklerine harcıyordu. Çocuklara ne lazımsa alıyordu. Ama ablasının belki paraya ihtiyacı vardır diye düşünemiyordu. Aklına gelmiyordu, gelse ne eder eder onun cüzdanına, cebine çaktırmadan para koyardı HERHALDE. Veya çocuklara haçlık verirken çok verirdi. Düşünemedi işte, DÜŞÜNEMEDİ.
Bu kız kardeş iş için evden ayrılınca, evin esas annesi ; bebekleri ile beraber hayatını bu eve harcamış olan kızını evden atmıştır. "Geçimini bizim üzerimize kurdun" diyerek ona "çık git başka ev tut ki eşinde sana baksın" diye söyleyince. Gidip ev tutuyor ve bebekleri ile yalnız başına o kira evine taşınıyor. Bu arada evin erkek çocukları babalarına ait evde otururken, abla bir başına ve küçük bebekleri ile kiraya çıkıyor.
Bana nasıl böyle yaparlar diye aylarca üzülüyor ve hastalanıyor. Kız kardeşi onu tedavi ettirdiysede hastalığı ömür boyu sürerek onun yürüyemez engelli olmasına sebeb oluyor.
"Romotoitartrit" diye illet bir hastalık. Çok uzun yıllar bir bardak suya muhtaç yataklarda yatıyor. Yine ona bebekleri bakıyor. Ne erkek kardeşler ne de anne den asla bir yardım görmüyor.
Kendilerine bir faydası yok ya, hasta ya onu gözden çıkarmışlar artık ölecek gözü ile baktılar yıllarca. Kendi bebekleri hem okullarına gittiler hemde kıpırdamıyan annelerine misler gibi baktılar.
Teyzede elinden gelen maddi ve manevi desteğini asla esirgemedi ama yapmayı akıl edemediği durumlar ne yazık ki şimdi aklına geliyor. Erkek kardeşleri onun hasta olduğuna artık alışmışlardı.
Onun en küçüçük bir şeye, yatakda yandan yana dönmek için bile birine ihtiyacı olduğunu düşünemiyorlardı bile.
"Ben ne diyeyim benim durumum ortada, herkes beni görüyor, bana şunu bunu yapın dememe ne gerek var ki" diye düşünüp sadece kendi çocuklarına nazı geçiyordu.

Hal böyleyken sonunda ne yaptı biliyor musunuz? ;


Konuşup giderken, yani sihhatinin iyi olduğu bir sırada, 8 Mart kadınlar gününde, asil ruhunu teslim ederek herkesi şaşırtı.

Bu davranışı ile anlıyanlara öyle bir ders verdiki o kadar olur.

Ruhu şad olsun, yeri cennet nur olsun, okuyanlara da ders olsun.

 
Toplam blog
: 56
: 661
Kayıt tarihi
: 24.02.08
 
 

Emekli, 19 mayıs ..