8 Şubat Perşembe

İŞTE İNSANLIK BU (Posta)
İnsanların daha kolay, daha güzel, daha rahat -yani insanca- yaşayabilmesi için, bilim ve teknoloji her gün önümüze yeni yeni imkânlar seriyor. Ne var ki, nimetlerimiz arttıkça, içimizdeki insanlığımızı simgeleyen duygular yavaş yavaş azalıyor.

Bana ne faydası var, benim çıkarım ne olacak, hesaplarıyla etrafımıza ördüğümüz duvar, âdeta bütün benliğimizi karanlık bir odaya hapsederken, hasret kaldığımız duyguları hiç ummadığımız bir insanda gördükçe, nostaljik bir heyecan duyup gözlerimiz yaşarıyor.

Ancak filmlerde rastlanacak gibi bir olayı manşet yapmış bugünkü Posta gazetesi.

Beş çocuğu olan Aysel hanım, bundan tam 17 yıl önce, çocuklarının okul masrafına katkıda bulunabilmek için, "evimde bebek bakarım" diye gazeteye bir ilan vermiş. Çok geçmeden ilk müşteri olarak gelen 17 günlük bebek sahibi bir anne, çocuğunu Aysel hanıma bırakıp gitmiş.

Aysel hanım 10 ay kadar baktıktan sonra, yasal bir problem yaşamamak için eşiyle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu'na gidip bebeği teslim etmiş. Ancak eve döndüklerinde ağlamaktan kendini alamamış.

Bir ay boyunca evdeki hüzün devam etmiş. Sürekli bebeği düşünen çiftin gözüne rahat uyku girmemiş. Sonunda dayanamayıp geri dönmüşler ve koruyucu aile olarak bebeği geri almışlar.

Oğulcan şimdi 17 yaşında bir delikanlı ve evin altıncı çocuğu. Çaresiz kalmasaydı biyolojik annem beni bırakmazdı. Ona kırgın değilim. Benim gerçek evim burası, gerçek annem de Aysel hanım diyen Oğulcan, bir ailesi olduğu için mutlu...

3-5 LİRA İÇİN ÖLDÜLER (Güneş ve Takvim)
Türkiye'de en ucuz şeylerden biri insan hayatı. Zaman zaman pamuk ipliğine bağlı bir hayatımız olduğunu gösteren olaylar yaşıyoruz ve halimize şükrediyoruz. İşte yine böyle bir olay meydana geldi. Güneş ve Gözcü gazeteleri bu haberi manşetten verdiler.

Urfa'da Ceylanpınar Tarım işletmelerindeki koyunları 3-5 lira yevmiye ile sağmaya giden işçiler, kendilerini taşıyan kamyonun, sel sularıyla taşan Çırpı deresini geçmeye çalışırken devrilmesi sonucu sulara gömüldü. 44 işçiden ikisi boğuldu, dokuzu kayıp.

Geç saatlere kadar helikopterlerle aranan kayıplardan umut kesildi.

BİR AYDA 5108 ŞİRKET KAPANDI (Gözcü)
2001 krizinden beri IMF himayesinde ayağa kalkmaya çalışan ekonomimiz, bir türlü toparlanamadı. Yetkililerin her geçen gün iyiye gittiğini söylemesine rağmen, somut olarak halka yansıyan bir iyileşme henüz görülmedi. Bunun yanında kötüye gidişi işaret eden bazı gelişmeler de var ne yazık ki...

Geçtiğimiz Ocak ayında ülkemizde açılan şirket sayısı bir önceki yılın Ocak ayına göre % 23, 31 artarken, kapanan şirketlerin sayısında büyük artış oldu. Gözcü gazetesi manşete bu haberi taşıdı. Ocak 2007'de tam 5108 şirket kapısına kilit vurdu. Kapanan şirketlerin oranı ise % 37, 31 oldu.

ABD'DEN SOĞUK DUŞ (Cumhuriyet)
Hemen her yıl Amerikan Kongresinde gündeme gelen Ermeni Soykırım tasarısı, şimdiye kadar bir biçimde ertelenirken, bu sefer işler biraz karışık gibi... Hrant cinayetinin ardından gözler Washington'a çevrildi ve Dışişleri bakanımız Abdullah Gül Amerika'nın yolunu tuttu.

Rice'la yaptığı görüşmelerde PKK ile ilgili olumlu sayılabilecek bazı izlenimler alan Gül'e, temasları sırasında Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Savunma Bakanı Robert Gates'in randevu vermemesi, Türk heyetinde sıkıntı yarattı.

Ermeni tasarısı konusunda havanın Türkiye'nin aleyhine dönmesi üzerine Gül, lobi yapmak üzere ABD'ye gidecek TBMM heyetine, "gelmeyin" mesajı verdi. Türk heyetinin ziyareti ertelendi. Meclis Dışişleri komisyonu başkanı Dülger, bu konuda yeni bir değerlendirme yapacaklarını söyledi.

Öte yandan ABD'nin Ankara büyükelçisi Wilson, Ermeni tasarısının geçmemesi için ABD başkanlarının yıllardır mücadele ettiklerini, fakat bu sefer Beyaz Saray'la Kongrenin farklı ellerde olduğunu, dolayısıyla başkanın Kongre'ye "bunu yapın" diyemeyeceğini belirtti.

Bu tür tasarların kanun hükmünde olmadığını, dolayısıyla bağlayıcılığının da bulunmadığını belirten Wilson, bu şekilde bizi teselli etmeye çalıştı.

PKK PARASINA ABD DARBESİ (Hürriyet)
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Amerika'daki temasları sırasında PKK ile ilgili olumlu bazı gelişmeleri, Fransa ve Belçika'da yapılan operasyonları size dün aktarmıştım. Gül bu konuyla ilgili yaptığı Basın toplantısında, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Başkan George Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ve bazı kuruluşlarıyla yaptığı görüşmeleri değerlendirdi.

Avrupa'da PKK'nın para kaynaklarını kurutmaya yönelik yapılan operasyonlar için Gül, bunlar tesadüf değil, Washington'un bunda etkisi var, dedi.

Büyükelçi Wilson da, İşbirliğimizin amaçlarından birisi de, PKK'nın Avrupa'dan Türkiye'ye yönelik faaliyetlerinin engellenmesi. Bu konudaki çalışmalarımız da sonuç verdi, dedi.

Ankara Avrupa'da yakalanan PKK'lıların iadesini istiyor (Zaman)
PKK'nın malî kaynaklarına kurutmaya yönelik Avrupa'da yapılan operasyonların ardından, yakalananların Türkiye'ye iade edilmesi gereği gündeme geld. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, uzun süredir bunları almaya çalışıyorduk, şimdi iade edilmeleri gerekiyor. Adalet Bakanlığı dosyaları hazırlayacak, dedi.

Ancak daha önce sığınma talebinde bulunan, bu hak kendisine verilmemekle beraber, ölüm tehlikesi ve korkusu bulunan kişilere sağlanan özel bir sığınma hakkı verilen Rıza Altun'un iadesinde bir problem yaşanabileceği belirtiliyor. Ancak Türkiye'de ölüm cezasının kalkması üzerine bu kararın geçerliliğinin de kalkmış olması gerektiği üzerinde duruluyor.

Bu arada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Büyükelçi Wilson, PKK'ya yönelik operasyonların 2005 Ocak'ında başladığını, bu girişimler sayesinde Avrupa'da PKK'dan, el-Kaide'den sonra ikinci teröris örgüt olarak bahsedildiğini, söyledi.

TARİHE BİR İMZA DAHA (Türkiye)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TAV tarafından inşa edilen Tiflis Uluslararası havaalanının açılış törenine katıldı. Daha sonra, Bakü - Tiflis - Kars demiryolu projesi için tarihi anlaşma, Tiflis'te üç ülke lideri tarafından imzalandı. Böylece yıllardır hayali kurulan "demir ipekyolu" konusunda önemli bir adım atılmış oldu.

Anlaşmanın bölgesel işbirliği açısından önemli bir örnek olduğunu ifade eden başbakan Erdoğan, bu projeyle birlikte her istasyon, bir barış, dostluk ve dayanışma istasyonu olarak dünyaya mesaj verecek dedi. Soykırım yalanlarıyla dünyayı kandırmaya çalışan Ermenistan ise bu projenin dışında tutuldu.

DÜNYA REKORU (Vatan)
Değişik konulu bu haber Vatan gazetesine manşet oldu bugün...

Devleti soymaya kalkışanların bulduğu bahaneler bitmiyor. Son zamanlarda sağlıkta soygun iddialarını araştıran müfettişler ilginç sonuçlarla karşılaştılar. Sizce bi doktor bir günde kaç anjiyo yapabilir? Üç, beş, on, onbeş, yirmi?

Tabii ki bilemediniz. Yapılan incelemelerde bazı hastanelerde çok yoğun sayıda anjiyolar yapıldığı gözlemlenirken, bir doktorun bir günde tam 41 anjiyo yaptığı tesbit edildi. Bu herhalde farkında olmadan doktorun kırdığı br rekor olsa gerek.

YANAKLARINDAN ÖPERİM ALAATTİN (Milliyet)
Milliyetin manşetinde farketiğiniz gibi değişik bir konu, değişik bir başlık var. Eski MİT daire başkanı Nuri Gündeş'in, canlı yayında Alaattin Çakıcı'dan bahsederken, şimdi dinliyorsa bizi yanaklarından öperim, demesiyle ilgiliydi bu haber...

MİT'le Mafya arasındaki bu yakın ilişki gerçekten dikkat çekecek boyutta.

BirGün gazetesinin manşeti de bu konuya ayrılmıştı. Nuri Gündeş Abdallah Çatlı'dan da Abdullah diye bahsetmişti. BirGün de bunu manşete taşıdı: MİT'ÇİDEN ÇAKICI'YA ÖPÜCÜK; ÇATLI'YA ÖVGÜ..

HRANT CİNAYETİ...
Günlerdir hepimizi meşguleden Hrant cinayetiyle ilgili gelişmeler altı gazetede manşetteydi:

Cinayeti işleyen bir kişi miydi, yanında başkası da varmıydı? Bu soru çok soruluyordu. Ancak Akşam gazetesinin manşetine göre Ogün Samast'ın, yedi kişilik teknik bir ekibin günlerdir izlediği "4 KASETTE TEK BAŞINA" olduğu tesbit edildi.

Sabah gazetesi, KONUŞACAĞIM DEDİ KONUŞTU başlıklı haberde, ilk ifadesinde, Hrant'ı vurdurmak için Ogün'ü kendisinin yönlendirdiğini söyleyen Yasin Hayal'in, konuşacağım diyerek şimdi bütün suçu Erhan Tuncel'in üstüne attığı belirtiliyor.

Yeni Şafak'ın dediği gibi, Yasin Hayal, MUHBİRİ ÖĞRENİNCE İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ.

Star gazetesinde, VUR EMRİNİ ERHAN VERDİ, Radikal gazetesinin CİNAYETİ ERHAN TUNCEL HAZIRLADI şeklinde yer alan ifadesiyle Hayal'in intikam aldığı belirtiliyor.

Bugün gazetesi ise başka bir noktaya dikkat çekerek ERHAN'I KİM SUSTURUYOR şeklindeki manşetle, aydınlanması gereken bir soru soruyor. Bence Erhan konuşturulmuyor. Hatta şunu da söyleyebiliriz: Erhan sadece bir resmiyle tanınan bir sanık. Şapkası da yüzünü kapattığı için kimsenin belleğinde de yer etmiş değil. Bu bir görüntü dışında bununla bağlantılı bir iz yok.

Sonuçta yine olayla direk bağlantısı olan bir gelişme yok. Onun için ben bu haberi en sona bıraktım.

Tekrar birlite olabilmek umuduyla