83 yılda kaç arpa boyu ilerledik ?

YENİDEN CUMHURİYET: Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!

Seksenüç yıl önce bugün, dünya'ya Türk ulusunun gücü, bütünlüğü ne demek gösterdi bu ülke.. Hiç bir ülke yenilmez, hiç bir toprak alınmaz, hiç bir rejim yıkılmaz değil.. Ama bu ulus, küllerinden yeniden doğru, yeniden çoğaltı, yeniden öğrendi herşeyi, yeniden yapılandı, yeniden şekillendi, yeniden kendine güvendi ve yeniden tüm dünya'ya ben de varım değil, " ben varım " dedi. Herşeye son nokta bundan tam 83 yıl önce, 29 Ekim 1923'te kondu. Artık Anadolu toprakları Türkiye, burada yaşayan insanlar ümmet değil, MİLLET ve bu millet TÜRK MİLLETİ'dir dendi. Tüm dünya ülkelerinin ayakta alkışladığı bu millet, dünya tarihine adını çift katmanlı altın harflerle yazdırdı !...

Cumhuriyet'i her kutladığımız bu günde, yalnızca milli bir bayram olarak algılamak, algılatmak ve çocuklarımıza, gençlerimize öğretmek en kadar yanlış, ne kadar sakıncalı bir durum.. Onlara geçmişi anlatmadan, bu ülkenin nasıl bu hale geldiğini harfiyan öğretmeden, nasıl anlaşılacak bu günün değeri.. Eğer geçmişten günümüze gelene kadar, yapılanları, kazanımları, kaybettiklerimizi iyi algılamamız gerekiyorki, değeri daha iyi anlaşılsın...

Cumhuriyet kazma-kürek sapı, orakla, bıcakla, olmayan cephane, aç ve açıkta, hiçbirşeyden beklentisiz, tek vücut, tek iman, tek inanç ve tek ülkü ile kazanıldı.. Ve bu tek üküyü, tek inancın baş mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün bugün bile medeni ve askeri anlamda güçlü olan ülkeleri tarafından anlaşılmaya çalışılan dahiyane fikirleri ve kahraman Türk askerleri tarafından kazanıldı.. O zamandan bu zamana kadar da köprülerin altından çook sular aktı, akmaya devam ediyor..

Şimdi, birileri kalkıp, kaç arpa boyu yol ilerledik diye saçma bir söylem yapıyorlar.. Bu zat-ı muhteremleri (!) yazılı basında, bazı Tv kanallarında görüyoruz. Tabiki, gülüp geçiyorum ama kızıyorum... Türkiye'Nin 83 yılda nereden nereye geldiğini anlamak için kitaplara, gazetelere, istatistiki bilgilere bakmakla anlaşılmaz. Şöyle etrafınıza bakın, kaç arpa mı, yoksa kaç asırlık mı yol aldığı görülür. Türkiye'Nin, daha bir asır geçirmemiş genç bir ülke olmasına rağmen geldiği yer, yaptıkları, kazanımları, dünya arenasındaki hem siyasi, hem askeri, hem soyal ve hem de ekonomik duruşu bellidir ve tüm dünya ülkeleri tarafından bilinmektedir. Hatta, bir çok dünya devleti tarafından da kabul edilmek ve görülmek istenmemektedir. Bugün neden AB ülkeleri tarafından kriterler üzereine kriterlere sokulmak istendiğimizin çok mantıklı bir açıklaması yoktur bence.. Tamam 83 yıllık bir ülkeyiz ve hala eksiklerimiz var. Yapmamız gereken değişiklikler ve değişimler var ama unutmayalım ki, dörtdörtlük ülke henüz dünya üzerinde yok. Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya vs mi ? Bakın Ortadoğu'ya ne hale geldi, bu hale gelmesinde önemli rol oynayan en büyük 2 güç, ABD ve ingiltere şimdi " biz ne yaptık ? " diye kara kara düşünüyor. Fransa ve Yunanistan'ı ciddiye almıyorum. Onların hala geçmişten gelen kuyruk acıları var. Almanya mı ? O hala kendi insanlarının (özellikle doğu almanya ile birleştikten sonra) sorunları halledememiş.. Daha sayalım mı ? Başka yazıya inşallah..

Son Söz... Bu ülke kolay bu hale gelmedi, bu kazanımlar kolay kazanılmadı. Klasik laftır, toplu iğne bile üretemeyen, iğneden ipliğe, bisküvinin bile herşeyin ithal edildiği bir dönemden, dünyanın dört bir tarafına ihracat yapan bir dev haline gelmiş, bir ülkenin çocukları olarak, bu ülkeyi o ilk zamanların ülkü ve coşkusuyla daha ileriye götürmek için çok çalışmamız gerekiyorsa çalışalım... Kimseye boyun eğmeden... Ve 100. yılı çocuklarımıza gösterelim... Bu ülke inşallah 100. coşkusunu ve daha fazlasını da görecektir, görmelidir.

Saygıyla ve sevgiyle kalın. Cumhuriyet bayramınız hep kutlu olsun !..