Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

83 yıllık eylem planı

83 yıllık eylem planı
 

Atatürk'ün en önemli 'eylem planı'nı ezbere biliyoruz. Ama kimin umurunda! Sadece lafta kalıyor.


Türkiye en az her dünya devleti kadar akıl ve bilgi birikimine sahip. Birçok millet, Alman, İtalyan, Fransız yada İngiliz de, bizler gibi! Yani hepimizin bir diğerinden fazlası-eksiği yok. Ama iş devletleri kıyaslamaya geldiğinde durum değişiyor. İşte bu farkı ortaya çıkaran şey: TOPLUM YAPISI. Bunun dengesini korutabilmek (yoksa kurabilmek) için; toplumlar sürekli bir şekil değişimi sürecinin içinde. Çoğunlukla seyretmeyi tercih ettiğimiz bir değişim yaşanıyor. Hızla yaşanan değişimde çeşitli aşamalar geçiliyor:

Birincisi: Konar, göçer basit bir kalabalıktan "Tarım toplumuna" geçerken, bozkırdan Anadolu’nun yeşil ovalarına uzanan yolculuğumuzda devlet sistemini öğrendik. Selçuklu ve Osmanlı ile en iyisini başardık.

İkincisi: Dünya sanayi toplumuna geçerken bakıp seyrettik. Bunun cezasını Osmanlı’nın son 150 yılı ile ödedik. (Hala ödüyoruz)

Üçüncüsü: Yakın bir geçmişe kadar: “Dünya artık bilgi toplumuna geçiyor. Yani bir daha geride kalıp seyretme lüksümüz yok.” Diyorduk. Yine her şey lafta kaldı, bakıp seyrettik. Ve geldiğimiz nokta geri dönülemez noktaya iyice yaklaştı.

Bilgi toplumu; asıl üçüncü aşama değil. Asıl üçüncü aşama: Akıl toplumu. Ama Bilgi toplumu denilen ara geçiş dönemi, sürecin daha az acı vermesini sağlayacak bir tampon. İktisat, sosyal bilimler, hukuk, ekonomi ve teknik bilimler bu tampon sürecin sonunda yepyeni bir şekle girecek.

İşte bu durumda (yani bu gün) karar vereceklerin (siyasetçilerin ve bürokratların) doğru ve ivedi karar vermekten başka çaresi yok.

Verecekleri karar bir milli mücadele kararından başka bir şey de değil aslında. Birinci dünya savaşı sonrası Türkiye’si kadar kötü durumdayız. İktisat, sosyal bilimler, hukuk, ekonomi ve teknik bilimler ne varsa ithal! ‘Bizden’ diyebilecek hiç bir şey yok. Bir Behçet Hastalığı icat etmişiz, bir de Oktay Sinanoğlu! Gerisi tıss!… (Birkaç tane daha ekleyip bu tespitimi çürütmeye niyet edenler çıkacaktır. Ama bana binlerce örnek getirmeniz gerekir. Yoksa hiç niyetlenmeyin.) Bunu düzeltmek için yapabileceklerimiz öyle net ve kesin bir halde ortada duruyor ki!

Bunu görmemek için siyasetçi bile olmak yetmez. Yani ‘ben konuya siyasal bakıyorum’ diyen, başta kendine ihanet eder ve alır yürür…

Mustafa Kemal Atatürk'ün 1927 de o günün raporunu vermek için dile getirdiği bir konuşma metni var. Biz buna; ‘Büyük Nutuk’ diyoruz. İşte bu NUTUK; 1919 Mayısından o güne kadar yapılanların bir güncesi... Atatürk bu belgenin son sayfasında: Yarın için bir muhtemel senaryo çiziyor ve maddeler halinde ülkenin, devletin, milletin ve diğer ulusların durumunu tasvir ediyor.

Durumu anlatmakla kalmıyor...
Son sayfanın son paragrafında bir de çözüm yolu gösteriyor!

Kehanet filan değil.
TAM BUGÜN olan profili ortaya koyuyor...
Yıllardan 1927, aylardan Mayıs.

TAM 83 yıl önce! 83 diyorum. Gerçekten 83 yıl geçmiş üstünden. Şimdileri anlatıyor....

Merak edenler açıp okusun. Atatürk'ün NUTUK diye adlandırdığı sonrasında SÖYLEV kelimesini ile adı ‘Türkçeleştirilen’, o eserinin son sayfasında... Biz o son sayfaya bir de isim vermişiz... Açın okuyun.

Tekrar söylemek lazımsa: O son sayfaya bizler:

"ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ" Diyoruz. (Alın size eylem planı!)

Ama sadece okullarda duvarlarda asılmak için değil o metinler...
Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..