Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '17

 
Kategori
Güncel
 

AB Üyeliğine Karşı Olanlar, AB Normlarına da Karşı mı?

AB Üyeliğine Karşı Olanlar, AB Normlarına da Karşı mı?
 

—AB ile ortaklık, üretim ve tüketimde birçok standardizasyonu da beraberinde getirmektedir. Üstelik bizim gibi ülkeler için elzem olan “siyasi alanda da şeffaflığı” sağlamaktadır. Doğal olarak şeffaflığın getirdiği denetim mekanizmaları da egemen zümrelerin işine geldiği sürece onaylayacağı bir sistem getirecektir.

—Bu size göre iyi bir şey değil mi? O zaman AB’ye neden karşısın?

— “Ben buna ne ekonomik olarak ne de siyasi olarak hazır değiliz” diyorum. Öncelikle durumumuza bir bakmak lazım. AB Türkiye’ye istediğini satabilen, istediğini yaptırabilen, istediği gibi yönlendirdiği bir ülke değil mi zaten?

—Bizler artık yaşlı insanlarız sayın hocam! daha ne kadar bekleyeceğiz? Ülkemizin her alanı acaba ne zaman hazır olacak? Biz öldükten sonra mı? Kaldı ki AB ülkemize her istediğini yaptırdığını hiç sanmıyorum. Somut örneklemen lazım.

—Avrupa’da hemen her ülkede, bize karşı düşman olmamaları gereken ülkelerde dahi tarihsel bilincinin Türklere karşı zaferde birleştiğini düşünüyorum. Bu ülkelerin “Türk düşmanlığı” ortadayken neyin ortaklığını desteklediğinizi anlamıyorum.

—Ben her ne olursa olsun ısrarla AB’ne katılalım demiyorum. Onların uyguladığı normlar her alanda bizim için de uygulanmalı diyorum. Bu Türk düşmanlığı için ne denilebilir ki?  Siz haçlı seferlerini filan kast ediyorsunuz. İlle konuyu mazeretlendireceksiniz.  Bugün “aramızda olmayan bir siyasetçi” başımıza gelenleri “Wilson prensipleriyle” açıklamaya çalışmıştı. Olaya böyle baktığımız zaman Almanya ve Fransa’dan tüm otomobil girişlerini derhal durdurmak lazım. Silah satışları, Hollanda’dan diş macunu filan. Öyle ya sen benim düşmanımsan tarihte ben seni kast etmişsem ne diye malını alayım.  Düşmanımsan seninle nasıl ortaklık kurabilirim(!) AB’nde bir seminer olsa, bir kurs olsa koşa koşa torpil filan ararız gitmek için. Veya Almanya sınırları Türklere açsa…  Zorla AB’ye katılın diyen yok bize. Biz adamların kulübüne girmek için müracaat etmişiz. İşin dini ve milli boyutlarını; “yok Hristiyan kulübü“ filan diyecekseniz hiç konuşmalıyım hocam. Onlar Hristiyan, biz Müslüman. Onlar ecnebi biz Türk filan…

—Ülkemize dayatılan kalkınma modelinin “montaj sanayi” olduğunu herkes bilir. 2. Dünya savaşına kadar tasfiye edilen bir sanayimiz var. Onlar kendi alanlarında hızla büyürken biz imalat sanayimizi vücuda getiremedik.  AB’nin en kirli sanayilerini çimento demir-çelik gibi sektörlerde ev sahipliği yaparak doğamızı kirletiyoruz. Ürettiğimiz fındığı pazarlamayı dahi beceremiyoruz.

—Demek “montaj sanayiyi AB dayattı. Birçok kişi başına gelen her türlü olayı ya AB’ye ve ABD’ne havale ederler. Yani “AB istemedi, ABD bize engel oldu.” ülkemiz sanayimizi geri bıraktırdılar vb. “Bunu ben bunu şöyle açıklıyorum hocam!  Denize, havuza düşmüşsün. Sıkıntılısın. Yüzme de biliyorsun. Ama havuzdan yüzerek çıkma yerine diyorsun ki “AB ve ABD boğulmamı istiyor.” Aynen böyle. Her ülke kendi halkının menfaatine çalışır. Bundan daha doğal olan ne var? Bence geri kalmamızın asıl nedeni ülkemiz içindeki “yerli emperyalistlerdir hocam.”  Bunlar milletin başına çöreklenir. Milletin menfaatleri için değil kendi cepleri için çalışır. Modern dünyaya “tu kaka” diyerek kendi içerisine “yerel ve dini değerleri” ön plana çıkararak halkın fakir tarafını sömürür. Bu yolla elde avuçta ne varsa vergi yoluyla, yolsuzluk yoluyla bizi sömürüler. Bunu “hak hukuk ortadan kaldırarak yapar hocam.

İşte tam da bu yüzden “AB normlarının zorunluluğundan” bahsediyoruz. AB normları hukuku garantiler. Hukukun bozuksa sana ayar verir. Bunu İnanç dünyasıyla, ırkla açıklamaya kalkmak bizi sömürenlere “devam edin” demektir.

Yahu hocam! Söylemeden duramayacağım bağışla lütfen!  Sen fındığı pazarlayamıyorsan “AB’ mi seni engelliyor?”

—PKK ile savaş 35 yıldır devam ediyor. Adamlar PKK’yı hem koruyorlar hem de silahlandırıp üzerimize gönderiyorlar. Hem de eğitimlerini veriyorlar. Şu anda artık ABD bu işi alenen yapıyor. Gözümüzün içine baka baka düşmanlarımızı bize karşı kışkırtıyorlar. Bunlarla mı ortaklık yapacağız.?

—Elbette haklısınız sayın hocam! Ben size ortaklık yapın veya yapmayın demiyorum. Her ülke kendi menfaatine göre durumunu ayarlar. Ben AB normlarını kast ediyorum. Ortak olalım veya olmayalım. Ama ekonomik ve sosyal ve siyasal durumumuzun düzelmesi için onların normlarını kullanalım.

—Biz küçük ülkeyiz. Adamlar zengin. Zengin ve fakir ülkelerin ortaklığını düşünemiyorum. Avrupa da birçok küçük ülke AB’ne katılımının bedelini kendi fabrikalarının bir bir kapanıp Alman ve Fransız fabrikalarında işçi montaj sanayisinde çalışarak ödeyeceklerdir. AB sonucunda ya Alman-Fransız imparatorluğu kurulur ya da Nazilerin silahla yapamadığını ekonomik olarak Alman şirketleri yapar. AB diğer ortakları kendi tarlasında ırgat durumuna düşer. İleride kendi ülkesinin sanayisini batıran ülkeler göreceğiz.

—Her şeyi komplo teorisyenleri gibi açıklamaya çalışıyorsunuz. Yani şimdi Almanya, yanında Fransa birlikte AB üzerinde imparatorluk kuracaklar. Diğer ülkelerdekiler de ırgat olarak onlara çalışacaklar(!) Ne demeli bilmem ki?

—Hatırlıyor musun? Gümrük Birliği anlaşması yapıldığında bayram ilan edilmişti. Ülkemizin bu ticaretten kaybı 100 milyar dolardan daha fazla olduğu söyleniyor. Bu neyin dostluğu anlamadım?

—Yahu hocam! neden dost kast edip duruyorsunuz? AB menfaatleri aynı olan ülkelerin bir araya gelerek oluşturduğu ekonomik hatta siyasi bir oluşum sonunda. Dost olmak zorunda mısınız? Gümrük Birliği anlaşması konusunda bilgilerinizin doğru olmadığını düşünüyorum. İnternetten aratın. AB ile ticaret hacmimiz ne kadar. Ne kadar ihracat yapıyoruz ne kadar ithalat yapıyoruz. Lütfen! AB’ne girip girmemeyi kendinize göre mazeretleyebilirsiniz. Ne var ki adamların kurmuş olduğu birliğin kriterleri bizim ve çocuklarımızın yararınadır. Hukuk, üretim, çağdaşlık, eğitim vb. Modern çağın ülkelerde olması gerektirdiği normlar AB de var. Bizi zorlayan da yok. İstekli olan biziz. Bence ırk, din, ekonomik, sosyal vb bir sürü mazeret öne sürenler “AB normlarını istemeyenlerdir.”

 
Toplam blog
: 144
: 899
Kayıt tarihi
: 06.02.07
 
 

Gazete ve kitaplara hep tersten göz atar, daha sonra okumaya başlarım. Bu özelliğim devrik cümlel..