Abant Platformu da "hendekleri"i aşamadı!

Her yıl Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği Abant Platfromu, bu yıl sağdan soldan ne kadar Hükumet ve Cumhurbaşkanı muhalifi "aydın" varsa hepsini göl kenarında toplamış...

30-31 Ocak tarihlerinde Türkiyenin "meselelerini" konuşan bu "aydın" kitlesi, sonunda bir bildirge yapıp Hükumete ve devlete "nota"sını vermiş...

Ne diyor, bu çok sorumluluk sahibi aydınlar... Birinci vurgu "Tek Adam" yönetimine... Türkiye'de demokrasi bitmiş tek adam yönetimine gidiliyormuş...

Geçmişin Tek Adamlığına hayran "aydınlarla" bu Hükumetle papaz olduktan sonra, "Tek Adam" düşmanı olan Paralel aydınlar şimdi aynı yerde buluşmuş...

Yeni Anayasa lazımmış ama bu iktidarın yapacağı anayasa olmazmış... En iyisi darbecilerin yaptığı anayasa'ya bağlı kalmakmış...

Aydınlara bakın ki, 12 Eylül darbesinin yaptığı Anayasa'yı meşru görürken, halkın yüzde ellisinin oy verdiği iktidarın yapacağı anayasayı gayr-i meşru görüyor!!

Başkan  sistemi dayatması varmış, Türkiyede "Türk tipi başkanlık" olmazmış...

Bunun da "Türkçesi" HDP'nin "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganı...

Türkiyede hukuk siyasallaşmış, hakimler verdikleri kararlarla tutuklanabiliyor  veya gazeteciler yaptığı haberden dolayı içeri atılıyormuş...

Bu "aydın paralelliği" İnsanın gözlerini yaşartıyor!!... Biri kalkıp da, bundan iki yıl önce, uyduruk davalar üretip ülkenin askerlerini hapislere atan hakimler değil mi bu hakımler, dememiş... Çünkü, paralel-pkk ortaklığı bu sorgulamaya mani olmuş...

Ülkede can ve mal emniyeti kalmamış, demokratik uzlaşma zemini yok olmuş...

Bunun da "Türkçesi" şu: Acilen "darbe" yapılıp bu iktidardan kurtulmak lazım...Aydına gel aydına!!...

Ve beklendiği gibi bildirgenin sonunda asıl karın ağrısı ortaya çıkarılmış: Sur ve Cizre'de "şiddet" hemen durmalıymış..

Önemine binaen bu kısmı aynen kopyaladım, bakınız çu cümleler HDP'nin değil, Abant  "aydınları"nın sözleri:

"Kürt sorunu merkezli çok yönlü şiddetin yoğun olarak yaşandığı Sur ve Cizre ilçeleri başta olmak üzere, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sivil insanlarımız zarar görmekte, göç etmek zorunda kalmakta ve kadim kültür mirasımız yok edilmektedir. Kürt sorununun çözüm yöntemi silahlı mücadele ve şiddet değildir; şiddetin tırmandırılması bölge halkına da, demokrasiye de hizmet etmemekte ve dahası otoriterleşme sürecini beslemektedir."

Bütün bu bildirge'de terörün adı bile geçmiyor... Otoriterleşme sözcüğünün altında ise, elbette HDP'nin en büyük arzusu "özyönetim" vurgusu var... Devlet, otoritesinden vaz geçecek ve otoriteyi Terör örgütüyle paylaşacak!!!

Bu ülkenin ezeli "aydın sorunu" bir kere daha çirkin yüzünü gösteriyor... "Aydın İhaneti" olarak literatürümüze girmiş acı gerçek işte budur.

Siz ancak, sizi besleyen Devlet'e abanırsınız, emperyalizmin Türkiye taşeronu Terör örgütüne bir kelime laf edemezsiniz...

Sizin "aydınlığınız" karanlığı aratmıyor netekim...