Allah’ın hoşnutluğunu kazandıysan sen niye hoşgörüsüzsün?

İbadetler niye yapılır?

En kısa izahıyla,“Allah rızası için”!

Allah’ın rızasını kazanmak, yani Allah bizden hoşnut olsun diye…

Diyelim, namaz ibadetini yapan bu “hoşnutluğu” duyuyor olmalı!

Hele, oruç tutan…

Gece uykusuz, gündüz aç kalıyorsun… Bu uzun ve sıcak günlerde, “Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak” istiyorsun…

Gerçekten inanarak, gönülden bu ibadeti yapıyor olsan, o hoşnutluğu zerrelerine kadar duyar, hissedersin.

Tarifisz bir "huzur" içinde, bulutların üzerinde gezersin…

Biri mini etek giymiş,

Öteki oruç yemiş,

Beriki içki içmiş… Bunlar seni hiç rahatsız etmez…

Edemez!

Görmezsin bunları… Başını çevirip bakmazsın!

Sen çünkü Kadir-i Mutlak’ın hoşnutluğunu kazanmışsın… Bulutlara çıkmışsın… Yerdeki gölgelere takılmayacak, onları göremeyecek kadar yüksektesin!

Eğer bunları görüyorsan, bunlar seni rahatsız ediyorsa, bunlara “hoşgörü” gösteremiyorsan, sende “Allah’ın hoşnutluğu”nun zerresi yoktur.

Sen ibadetinden habersiz,“Allah’ın rızası”ndan, “hoşnutluğu”ndan fersah fersah uzaktasın demektir. Zaten, ibadetinde Allah’ın rızasını falan gözlemiyorsun, beklemiyorsun demektir.

Senin ibadetin, aslında, “mahalle baskısı”yladır.

Senin ibadetin bir alışkanlık, bir otomatik görev, bir borçtan kurtulma girişimidir.

x   x   x

Daha önceki Ramazanlarda olduğu gibi, ne yazık ki bu Ramazan’da da oruç tutmayanlara saldırılar oldu. 14 Haziran Çarşamba günü Pendik’te, bir dolmuşta, bir kızımız, mini etek giyiyor diye saldırıya uğradı. Darp edildi.

Haber, belli başlı medyada yok; 17 Haziran tarihli Sputnik’te bulabildim.

“Saldırgan, ‘O… Ramazan’da böyle şeyler giymeye utanmıyor musun?’ gibi şeyler söyleyerek Melisa S.’yi yumruklamış.”

Bence, bu hoşgörüsüzlük, kişinin ibadetinden, imanından emin olmadığını gösteriyor.

Oruç tutan, yiyenleri görünce, “acaba, ben boşuna mı aç kalıyorum?”;

Tesettürü savunan, mini etekliyi görünce, “tesettüre girenler acaba boşuna mı giriyor” şüphesi duymasa, saldırmaz.

Allah’ın hoşnutluğundan emin olsa, kendisi de sonsuz bir “hoşgörü” sahibi olur.

Mini eteği, oruç yiyeni, içki içeni ne görür, ne de o tarafa dönüp bakar!