Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Altın mı Alalım Dolar mı ?

Altın mı Alalım Dolar mı ?
 

İktisatta kısa vade için ayrı uzun vade için ayrı analiz yapılır. Uzun vade nedir? Keynes’in dediği gibi uzun vadede hepimiz öleceğiz (in the long run we shall all die). Ben burada uzun vadeden, üç beş yıl ve daha fazlasından bahsediyor olacağım.

Uzun vadede altın al diyenlerin argümanı kısaca şöyle; dolar bir kağat parçasıdır, karşılığı yoktur (gerçi hangi paranın karşılığı var), Amerika ihtiyacı oldukça, bas Allah bas dolar basıyor, bunu başka bir ülke yapsa o ülkede enflasyon yüzde binlere çıkar, Amerika’da çıkmıyor çünkü bütün dünya dolar alıyor. Altın al diyenler, Amerikan ekonomisinin sürekli dış ticaret açığı verdiğini, bunun senevi trilyonlarca dolara baliğ olduğunu, sürdürülemez olduğunu, bir gün Amerikan ekonomisinin iflas edeceğini ve doların da pula döneceğini, tabiatıyla bu krizin diğer ülkelere de sirayet edeceğini ve diğer ülke paralarının da değersizleşeceğini ve böyle bir durumda tek kıymetli uluslararası mübadele aracının altın olacağını söylüyorlar.

Dolar al diyenlerin argümanı veya dolar lehinde argümanlar ise şöyle olabilir. Evet yukarıda dolar aleyhinde söylenenler kısmen veya tamamen doğru olabilir ama başka doğrular da var, dolar lehinde doların geleceği lehinde söylenebilecekler de var. Şöyle ki; Amerikan ekonomisi çok ama çok büyük bir ekonomi. Petrol ve daha birkaç madde açısından kısmen dışa bağlı olabilir ama birçok açıdan kendine yeterli. Sadece tarım, temel yatırım malları, ham madde ve ara mallar değil yüksek teknoloji ürünleri açısından, silah sanayii açısından, askeriyeden, uzay araştırmalarına, tıptan nükleer fiziğe kadar hemen her alanda dünya lideri. Amerika ayrıca dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerine, dünya denizlerinin hemen tamamının kontrolüne sahip. Bu ve benzeri sebeplerle Kuzey Kore gibi bazı çılgınları saymazsak hem askeri açıdan hem ticari ve sınai açıdan dünya ülkelerinin hemen tamamı Amerika’ya muhtaç, en azından Amerika ile iyi geçinmek zorunda veya Amerika’yla iyi geçinmek onlar için daha akıllıca, menfaatlerine daha uygun. Bunların bir devamı veya tamamlayıcısı olarak Amerika bütün dünya ülkeleri üstünde çok büyük bir siyasi nüfuza sahip, hiçbir ülke Amerika’yı açıkça karşısına almaya, düşman ilan etmeye cesaret edemiyor.

Amerika lehinde söylenebilecek diğer bir şey ise, Amerika’nın geçmişte, belki kapitalizmin tabiatında olan veya tabiatından kaynaklanan pek çok büyük ekonomik krizleri ve finansal krizleri atlatmış olmasıdır. Amerika’nın çok büyük ekonomik ve finans krizleri geçirmiş olmak, bu krizleri şu veya bu şekilde atlatmış olmak hususunda engin bir tarihi ve tecrübesi var. Kabul edelim ki Amerika’yı idare eden sistemde (yalnızca devlet başkanından bahsetmiyorum) pek çok üstün zekalı, çok bilgili, üstün yetenekleri olan uzmanlar var. Bunların sürekli olarak Amerika’nın önümüzdeki on yıl, yirmi yıl hatta elli yılda karşılaşabileceği siyasi, ekonomik ve askeri riskleri araştırdıkları, irdeledikleri ve olası önlemler için beyin fırtınaları gerçekleştirdiklerini herkes tahmin edebilir.

Netice-tül kelam, ben önümüzde ki yıllarda Amerika’nın ve dolayısıyla doların ciddi sorunlarla, risklerle karşılaşabileceğini ama yukarıda saydığım gücü ve olanakları ile bunları bir şekilde aşacağını, aşabileceğini sanıyorum. Yani dolarda, ileriki yıllarda ciddi iniş çıkışlar olabilir ama olaya en az 3-5 yıllık aralıklarla, dönemlerle bakarsanız veya bu kadar sureler bekleme veya dayanabilme gücünüz varsa doların bu krizli dönemleri atlatıp tekrar dünyanın en güçlü parası haline döneceğini sanıyorum. Bunlar sokakta ki bir adamın (layman) görüşleridir, takdir bu konuların uzmanlarına aittir. Kalın sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..