Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '17

 
Kategori
Güncel
 

Amerika-Erdoğan Kavgası, Amerika’ya Olan Teknolojik-Ekonomik Bağımlılığın Kesilmesi Kavgasıdır (8)

Amerika-Erdoğan Kavgası, Amerika’ya Olan Teknolojik-Ekonomik Bağımlılığın Kesilmesi Kavgasıdır (8)
 

Toplumlar idealleri ile " Büyük Devlet" olurlar.


Osmanlı’nın, 1863’te (korvet) Savaş Gemisi Motoru ürettiğini söylersek; ihtimaldir ki şaka yaptığımız düşünülecektir.... Bahsekonu üretim tesislerinin hikayesi aşağıda verilmektedir.

Osmanlı Ağır Sanayii tesislerinin hikayesine geçmeden önce, bir noktayı vurgulamak gerekmektedir.

“Her ne kadar Avrupalı devletlerin on sekizinci yüzyıl başlarında gerçekleştirmeyi başardıkları sanayi programına yönelik girişimler, aynı dönemde durumun farkına varan dirayetli devlet seçkinlerince, Osmanlı Devleti’nde tatbik edilmek istendiyse de, bu teşebbüsler Avrupa’nın İstanbul’daki sefir ve konsoloslarınca engellenmişti." (1)

Nasıl engellediklerine gelince; bu herhalde, borç istenen paraların pazarlıklarında ve faizlerinin tespitinin yanında, gümrük vergileriyle ilgili olmalıdır.

"...Osmanlıların 19. asırda ve bilhassa Tanzimat dönemindeki fabrika kurma faaliyetleri, Osmanlı sosyo-ekonomi tarihi açısından son derece önemlidir. Yakın zamana kadar, bu konuya ilişkin yapılan araştırmaların genelinde, sanayileşme girişimlerinin cılızlığı, plansızlığı vurgulanmaya çalışılmış ve bu faaliyetlerin olumsuz yönleri öne çıkarılmış, 1838 ve müteakip yıllardaki ticaret sözleşmelerinin yerli sanayiî çökertmesi üzerinde durulmuştur. Yaygın olarak rastlanılan bu tür yaklaşımlara rağmen, meseleye eğilen bazı araştırmacıların da belirttiği gibi, arşiv vesikaları söz konusu süreçte Osmanlı İmparatorluğu’nun hiç de küçümsenemeyecek ölçüde oldukça geniş, kapsamlı ve ciddi bir sanayileşme programını gerçekleştirmeye çalıştığını yansıtmaktadır.

…Tanzimat dönemi Osmanlı sanayileşme faaliyetleri asla bilinçsiz bir taklitçiliğin ve plansız bir dizi yatırım girişimlerinin sonucu değildi. Hele, Cumhuriyetin ilk yıllarında kaleme alınmış bazı çalışmalarda iddia edildiği gibi, Osmanlı fabrikalaşma hareketi asla bir komedi değildi…

…Yakın zamana kadar, 19. asır Osmanlı sanayi üzerine ayrıntılı bir bilgiye sahip değildik. Bu konuda dikkati çeken husus, özellikle Urquhart, Ubicini, McFarlane gibi gözlemcilerin yazdıklarından istifade ile Osmanlı sanayi üzerine yapılan çalışmalarda hâkim olan yaklaşım; teknolojik imkânsızlıklar sebebiyle Avrupa ile rekabet etme şansı olmayan sanayi üretiminin, çöküşte olduğu yönündeydi. Devletin idaresinde yürütülen sanayileşme çabaları ise; bilgisizlik, cehalet, rüşvet, zimmete geçirme, sui-istimal gibi özelliklerle tavsif edilip; istenen başarının elde edilememesine yol açan diğer faktörlerin incelenmemesi veya göz ardı edilmesi şeklinde tarif edebileceğimiz olumsuz bir bakış açısıyla ve anlayışla yazılmıştı…

…yabancı gezginlerden ve konsoloslardan oluşan gözlemcilerin çoğunluğu, yıkımın işaretlerini görme beklentisi içinde olduklarından, Avrupa’nın üstünlüğünü vurgulayan somut kanıtları tespit etmeye odaklanmışlardı.

Dolayısıyla, Avrupalı gözlemcilerin ilgi alanlarının çoğunluğunu işsiz zanaatkârlar ve kullanılmayan tezgâhlar oluşturuyordu. Bu sebeple batılı gözlemciler, eserlerinde bu hususları öne çıkardılar.

Batı literatüründen etkilenen yerli yazarlarımız da bu geleneği sürdürdüler. Osman Nuri Ergin, Gündüz Ökçün gibi yazarlar, hazırladıkları eserlerinde faaliyetlerini sürdüren fabrikaları ve imalathaneleri sıraladılar. Ömer Celal Sarç ise; Cumhuriyet’in Osmanlı dönemine olumsuz şekilde yaklaştığı bir zaman diliminde yazdığı 1940 tarihli makalesinde, kapanan fabrikaları ve tezgâhları vurgulamak suretiyle Osmanlı sanayinin ne kadar geri olduğunu ispatlamaya çalıştı.

Rıfat Önsoy’un çalışmaları da Sarç’ın çizdiği anlayışın devamı diyebileceğimiz bir tarzda kaleme alınmıştı. Önsoy sadece Sarç’tan farklı olarak, daha geniş bir coğrafyadaki endüstri faaliyetlerini incelenmeye çalışmıştı. R. Önsoy’da, 19. yüzyıl Osmanlı sanayine karamsar bir bakış açısıyla yaklaştığından, yaptığı tahlillerde Osmanlı Devleti’nin değişme ve dönüşme gayretlerini genellikle gözden kaçırdı. Önsoy’un kullandığı kaynaklar; devrin müşahitlerinin yazılarına ve dönemin bazı gazetelerindeki verilere dayandığından ve arşiv kayıtlarından yeterince yararlanmadığından, Osmanlı sanayiine dair yeni bir perspektif sunmaz.” (1)

Yalı Köşkü Demir ve Makine Fabrikası

"Donanma gemilerine mahsus imalat ve tamirat işlerinin devam ettiği 1861 yılında fabrika, büyük bir onarımdan geçti. Onarım sonrasında tekrardan faaliyete geçen fabrikada Beyrut ve Zuhaf  korvetlerinin makineleri model alınarak, 1863’te inşa edilen uskurlu (pervaneli) Merih ve Utarit korvetlerinin makineleri yapıldı. Üretimde bu tür başarılara imza atılınca, fabrikadan beklentiler de haliyle arttı. 1866 yılında, Selimiye firkateynine konulması planlanan 800 beygir gücündeki makinenin tüm parçalarıyla birlikte Yalı Köşkü Makine Fabrikası’nda yapılmasına karar verildi.

 

Fakat ortada aşılması gereken büyük bir sorun vardı. Böyle muazzam büyüklükteki bir makine, fabrikada başka hiçbir iş yapılmaksızın ancak iki yılda imal edilebiliyordu. Osmanlı Devleti’nin sanayi geçmişinde örneği olmayan bir şeyi gerçekleştirmek için, fabrikayı iki yıl boyunca sadece tek bir işle meşgul etmek diğer imalata sekte vuracağından, ilk başta çekimser kalındı.

Ancak daha sonra, makinenin yapımı hem saygınlık kazanma hem de Avrupa’ya bağımlılığı giderme yolunda önemli bir mesafe kat edişi sağlayacağından, imalatın yerinde olduğuna kanaat getirilerek, gerekli düzenlemelere girişildi.

İngiltere’den bir adet büyük hadde silindiri, dikey ve yatay planya tezgâhları ile torna tezgâhları ithal edildi. Fabrika çalışanlarının sayısı artırıldı. Bütün hazırlıkların tamamlanmasının ardından, fabrikada 800 beygirlik buhar makinesinin inşasına başlandı. Selimiye firkateyninin buhar makinesi imal edildikten sonra, yeniden standart üretim seviyesine dönülen fabrikada; 1870 yılında Aynalıkavak havuzunda inşa olunan zırhlı korvetin buhar makinesine ait büyük silindir imal edildi.

 

Aynı yıl fabrikada eğitim gören çarkçı sınıfı öğrencileri, 1833 yılında kurulan Tersane Dökümhanesi’ndeki haddehanenin kullanılamayacak derecede yıpranmış vaziyetteki hadde makinesinin yerine yenisini yaparak, Tersane’deki üretim sürecine kazandırdılar.

Yine 1870 yılı içerisinde fabrikada Tersane’deki havuzların tahliyesinde kullanılan pompaların imaline de başlandı.

Yalı Köşkü Demir Fabrikası, Sultan Abdülmecid döneminde yoğunlaşan sanayileşme teşebbüslerinin bir ürünü olarak, Zeytinburnu’ndaki demir çelik endüstrisinin yükünü hafifletmek maksadıyla 1850 yılında tesis edilmiştir.

Fabrikada üretim faaliyetlerinin devam ettiği sırada patlak veren Kırım Savaşı, gelişmeye çalışan Osmanlı sanayiine darbe vurduğu gibi, fabrikanın kaderinin değişmesine de neden olmuştur. İngilizler, savaş sırasında zarar gören müttefik donanmasına ait gemilerin bakım ve onarım işlemlerini gerçekleştirmek üzere, fabrikayı tamir atölyesine ve buhar makineleri imal edilen bir makine fabrikasına dönüştürmüşlerdir.” (2)

Yerli Uçak Fabrikaları nasıl ve kimler tarafından kapatıldı ?

“…Türkiye’de de görevi Nuri Demirağ’dan devralan THK’nın lisans altında ve yerli dizayn uçak ve motor yapmaya devam ettiği bir dönem yaşanırken; dönem sonunda, evvelki paragrafda sözünü ettiğim Marşal Yardımı denen, bizim için yardım değil felâket olan dalavere sebebiyle faaliyetine son verme zorunda kalınmış; uçak yapımı ile ilgili neyimiz varsa (Etimesgut THK fabrikası vs) dağıtıp, bu işe son vermek kaydı ile ordumuz 2.DH (Dünya Harbi) artığı avcı uçakları ile donatılmıştır (!?).

Bu bir katliamdır bence : Yetişmiş-tecrübeli insan birikimi, senelerin ürünü arşiv ve takım-tezgâh bütün fabrika yok edilmiş; ama ordumuz, sözde daha modern uçaklarla takviye edilmiştir.

Sevinelim mi, ağlayalım mı? O günlerde THK Etimesgut uçak fabrikasında çalışan, lisans altında ve yerli dizayn uçak imal eden mühendisler (meselâ, her ikisi de 90’lı yaşlarında ve hâlen sağ Zafer Orbay ve Şükrü Er) o devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın huzurunda, kendi tabirleriyle “koskoca herifler” ağlayarak, (Notumuz : Bayar-İnönü ikilisi, uçak fabrikalarının kapatılmasına karşı tavır almamışlardır)

'Bizi dağıtmayın; bir salon tahsis edin, çayımızı verin; size, gelişmeleri takip ederek, durmadan dizayn yapalım-geliştirelim; birgün oradan tekrar başlarız' diye yalvarmışlar ise de, kulak veren olmamıştır.

Hocam Zafer Orbay’dan dinlemiş idim : Sâdece bir general, yarı güler, yarı ağlar durumda, gerçeği şu sözle açıklamış :

- 'Çocuklar, gâvur bedava veriyor; buna can mı dayanır?’ " (3)

...

Yazılanlar özetlenirse :

- Geçen bölümde aktarıldığı üzere, Osmanlı'nın yabancı fuarlarda sergilediği ürünler ile aldığı ödüller, çağdaşı devletlerden aşağı kalmadığını göstermektedir.

- Osmanlı'nın, özellikle teknolojik askeri ihtiyaçlarında dışa bağımlılığını azaltma konusunda bilinçli olduğu ve bu konuda ciddi mesafe aldığı anlaşılmaktadır.

- Ülkemizin, dışarıya olan ekonomik ve teknolojik bağımlılığının sonlandırılmasının, ülkemizde görevli olan yabancı devlet görevlilerinin görmek ve duymak istediği konuların en sonunda geldiği anlaşılmaktadır. Bu konuda da her zaman (çıkarları doğrultusunda) engel olmuşlardır.

- Bu pencereden bakıldığında, Aselsan’da (belki de) “İntihar” süsü ile katledilen genç mühendislerimizin, gözbebeklerimizin kayıplarında yabancı parmağı aramak hiç de anlamsız olmayacaktır.

 

www.canmehmet.com

Resim : Tarafımızdan düzenlenmiştir.

Devam edecek...

Açıklama ve Kaynaklar :

(*) “Marshall Planı II. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı almıştır.” (Vikipedi)

(1 ve 3) OSMANLI DEVLETİ’NDE AĞIR SANAYİ YATIRIMLARINA BİR ÖRNEK : YALI KÖŞKÜ DEMİR VE MAKİNE FABRİKASI. Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XVIII/2 (2017): 1-23. Yazar : Serdal Soyluer, Yrd. Doç. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.

(2) ONDOKUZUNCU YÜZYIL OSMANLI SANAYİİNE İLİŞKİN ÖNYARGILI YAKLAŞIMLAR. Yazar : Engin Kırlı.  Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Yıl: 2017/3, Sayı:28, s.193-208.

(4) TÜRKİYE’DE İNSANSIZ UÇAK ALDATMACASI. Prof. Dr. Ahmet Nuri Yüksel, 1. Basım, Mart 2012. s.214. Daha fazlası için bakınız : http://www.canmehmet.com/yerli-ucak-dosyasi-yerli-ucak-fabrikalarini-mashall-inonu-bayar-birlikte-mi-kapattilar-4.html

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..