Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '14

 
Kategori
Ankara
 

Ankara Metro dayatması

Ankara Metro dayatması
 

Ankara’da yaşayan insanların yeni yeni karşılaştığı ve tepki göstermez ise daha çok başının ağrıyacağı bir dayatmayı size aktarmak istiyorum. Ulaşım yasal bir hakkımızdır. İnsanlar bir yerden başka bir yere giderken kullanacağı araçları mevcut olan şartlar içerisinde seçme hakkına sahiptir. Şehrin bir semtine dolmuş ile bir başka semtine otobüs ile gitme zorunluluğu yoktur. Araçların güzergâhı çerçevesinde insanlar istedikleri ulaşım aracını tercih edebilir.

Son günlerde Ankara trafiğinde ilginç şeyler oluyor. 2003 tarihinde yapımına başlayan ve 2005 tarihinde kullanıma açılacak denildiği halde yıllarca bitirilemeyen metro rezaletinin baş kahramanı İ. Melih Gökçek Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na devrettiği metro yapımı hızlandığından beri insanları metro kullanmaya zorluyor. Ankara’nın birçok yerine yapılan metronun kullanılmasını teşvik etmek ve özendirmek gayet doğaldır. Şehir trafiğini azaltmak amacıyla gayet olumlu bir adımdır. Burada insanlarımız için sorun teşkil eden bir dayatma bulunmaktadır. Birçok semtte belediye otobüsleri artık şehrin en merkezi alanları olan Kızılay ve Ulus’a gitmemektedir. Güzergahları yeni yapılan düzenleme ile o semte en yakın metro hattına kadar gitmektedir. İnsanların yıllardır, hiçbir rahatsızlık duymadan kullandığı ulaşım araçlarını ellerinden almak, daha doğrusu onları tek vasıtadan çift vasıtaya zorlamak halkı düşünen bir belediyecilik anlayışı değildir. Yıllarca görmeye alışık olduğumuz otobüs tabelalarında artık “Metro İstasyonu” yazısı yer almaktadır. Her geçen gün daha da artan, yaşlılarımızın kullandığı “65 Yaş Kartı” bize aslında bu dayatmanın başka bir zorluğunu daha gösteriyor. Yaz aylarında sıcaktan, kış aylarında soğuktan genç insanlara göre daha çok etkilenen yaşlılarımız, şimdi önce otobüse binecek, sonra metro istasyonunda inecek. Ankara’da yaşayanlar bilir, yürüyen merdivenlerin çalışmadığı gün değil, çalıştığı gün bir terslik mi var diye düşünürüz. O kadar yürüme üşengecidir yürüyen merdivenlerimiz. Yaşlılarımız geldikleri metro insanlarında yağmurda, karda onlarca basamağı inecek, çıkacak. Tabii inebilir veya çıkabilirse. İnsanların seçim hakkını ellerinden al, tek vasıtadan, çift vasıtaya zorunlu kıl, yaşlılarımızı mağdur et, işi acele olanın iki ayağını bir pabuca sok, sonra yılların belediyecisiyim diye billboardları afişlerinle doldur.

Diyeceksiniz  “Kardeşim beyaz renkli Özel Halk Otobüsleri, dolmuşlar ne oldu” diye ama alacağınız cevap maalesef olumsuz. İnsanların otobüs-metro çift vasıtasını zoraki tercih etmeleri için dolmuşların ve özel halk otobüslerinin hem sefer hem araç sayısı azaltılmış durumda. Araçların az ve vaktinden çok geç gelmesine karşı çıkan Tuzluçayır halkının her akşamüstü Kızılay’daki duraklarda polisten gaz ve cop ikramına maruz kaldığını görmüşsünüzdür. Hele ki her gün polisleri Twitter üzerinden saldırganlaştıran bir provokatör ordusu varken aksi düşünülemezdi. Araç sıkıntısını en çok yaşaya diğer bir halkta ODTÜ öğrencilerinin oluşturduğu mağdur öğrencilerimizdi. Yıllarca dilimizde tüy bitiren “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganı tüm Ankara’nın başına gelmiş durumda diyebiliriz. Şimdi önümüzde iki yol var. Ya ulaşım hakkımıza sahip çıkacağız, ya da diğer birçok uygulamada oluğu gibi bu yazıyı da okuduktan sonra televizyon karşısına geçip, ertesi gün kahvehanelerde, eş-dost sohbetlerinde çenemizi boşa yorup belediyeyi eleştireceğiz, daha da ileri gidip “Ne olacak bu memleketin hali” cümlelerini dilimize pelesenk edeceğiz.

 
Toplam blog
: 54
: 372
Kayıt tarihi
: 15.11.10
 
 

04.09.1991 Ankara doğumluyum, Ankara'da yaşıyorum. Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimle..