Ankara - Kızılay - Sakarya' da bir akşam üstü

Ankara’ ya her gelişimde uğradığım yerlerden biri de Sakarya Caddesidir. Sıra sıra birahaneler, her keseye uygun, yorgunluk atma, stresten kurtulma yerleri.

Tam anlamıyla erkek egemen bir yer de değil, az da olsa kadınlar da var. Birahanelerin bahçelerinde, herkes kendi âleminde
Kendime göre karşılarken akşamı, önümde bir bardak bira, caddeden gelip geçenlere bakıyorum.

Kimi telaşlı, kimi yorgun, kimi düşünceli, her cinsten, boydan, endamdan insanlar, kendimi izler gibi izliyorum onları.

Tam dalmıştım ki: Zarif, şık giyimli bir bayan, avucundaki bir lirayı bana doğru uzatarak:

“Bunun üstünü tamamlar mısınız, ekmek arası bir şeyler almak istiyorum da”

Şaşırmıştım. Birden, ” ben de senin gibi garibanım” sözleri dökülüverdi dilimden.

Ben de şaşırmıştım kendime, bu sözcükler bana mı aitti, kendi çelişkilerim miydi?

Bayan uzaklaşırken, gözlerimi yumdum ve yaptığımın ne kadar ayıp, duygusuz bir davranış olduğunu düşündüm.

Kendime iyice kızmaya başladım. Zaman zaman böyle yapıyorum, sonunda da çok pişman oluyordum.

Bir bayanın, açık ve net bir şekilde yardım isteğine yardımcı olamamıştım.

Üstelikte elini uzattığında , ne kadar samimi, açıkça söylemişti isteğini.

Üstü başı düzgün, güzel giyimli, duygu sömürüsünden uzaktı. İstediği de fazla bir şey değildi.

Elindeki parayı, ekmek arası bir şeyler alacak paraya tamamlamak istiyordu,

Cinsiyet ayrımı yapmayan biri olarak, acaba aynı şeyi bir erkek yapsa, yardım eder miydim diye! Kendimle bir

hesaplaşma içine çoktan girmiştim.

Neyse iş işten geçmişti. Gözlerimi açtım. Etrafı izlemeye devam ettim. Bayanın da uzaklaşıp uzaklaşmadığın merak ediyordum .
Eğer fazla uzaklaşmamışsa hazırladığım parayı ona uzatmak istiyordum.

Karşı birahanenin bahçesinde o bayanı gördüm. Elini yine bazılarına doğru uzatıyordu.

Rahatlamıştım. Demek ki dilencilik şekil değiştirmişti. Yeni metotlar kullanıyorlardı.

İçimden gelmiş olan, o eleştirdiğim, çelişkilerim dediğim sözlere , bu sefer hak vermeye başladım.

Ne kadar çelişkilerimiz var. Hem içimizde, hem dışımızda, doğru hangisi bilemiyoruz...

Ankara sıcak, Ankara yanıyor. Bu her yerde gözlemleniyor.

Küresel ısınmanın etkileri Ankara’yı da vurmuş. Mayıs ayı çok sıcak geçiyor. Geleceği görmek o kadar zor değil.

Yaz aylarında büyük sıkıntı yaşanacağı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Okulların durumu ne olacak bu sıcaklarda. Sanırım ders yapmak bir işkence olacak.

Bunun önlemlerinin, planlanmasının yapılması gerekir.

Ankara’dan daha sıcak bölgelerde durum daha kötü olmalı.

Okulların açılış ve kapanış tarihleri tekrar gözden geçirilmeli.

İklimsel farklılıklara göre bölgelerdeki okullar, farklı tarihlerde açılıp kapanabilir.

Bunun ekonomiye, turizme, trafiğe de büyük katkıları olur.

Ankara- Kızılay- Sakarya caddesi, iş sonrası, oturup bir iki tek atmak için uygun yer.

Ankara, zaten memur kenti. Fiyatlarda buna göre uygun

Ankara’nın her yeri aynı değil, her keseye ve kesime cevap verecek yerleri var.

Ülkemizin gelir dağılımı eşitsizliğinden, Ankara’da payını alıyor.

Doğrusu hoş bir yer, Sakarya Caddesi, ara sıra uğramak için... .