Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '17

 
Kategori
Anılar
 

Anlattım Ne Varsa Ne Kaldıysa Aklımda

Anlattım Ne Varsa Ne Kaldıysa Aklımda
 


Ne bilgisayarla ilgim vardı ne yazı, şiir yazma uğraşım. Emekli olduktan sonra üniversiteye hazırlık kurslarında çalıştım dokuz yıl kadar. Son çalıştığım dershaneye gidip gelirken köylüm, arkadaşım Turgut, bir gün dedi ki bana:
-Ben bilgisayarda köyümüzün adıyla bir site oluşturdum, gel bu sitemize yazılar yaz, sen bu işi becerirsin.
-İyi tamam da benim bilgisayarla uzak yakın ne ilgim ne de o konuda bilgim var.
-Sen kağıda kara kalemlerle yaz, gerisini düşünme.
Oturdum bir boş zamanımda, aldım elime kara kalemi “Ne yazayım, ne yazayım?” derken ilk yazım döküldü geldi kağıda.

Yazdığım ilk yazıya “BENİM ANAM “ başlığını koymuştum. O yazıda rahmetli anamı anlatırken aslında anamın şahsında çileli Anadolu kadınlarını anlatmıştım. Dershanemde çalışan genç öğretmen adayı kız arkadaşlara dedim ki: “Şu yazıyı bilgisayarda yazın, ben gerekli düzeltmeleri yaparım. Sonra da internetteki köy sitemizin adresine gönderin.”
Kırmadılar beni. Yazdılar, gönderdiler, Yazımı da çok beğendiler. O zaman “facebook” nedir, ben adını bile duymamıştım. Köy sitemize üye olan az sayıdaki hemşehrimin çok hoşuna gitmişti bu yazı.
İşte benim yazma hikâyem böyle başladı.
Bugün, şimdiye dek yazdıklarımı gözden geçirip düzenledim. Yüzün üzerindeki yazımı fotoğrafta gördüğünüz spiralli kitapçıkta topladım. Yazı puntosunu biraz büyük ayarlamış olmalıyım ki beş yüz sayfa tuttu bu kitapçıktaki yazılar. Ben de kara kalem ve kağıdın başına değil bu kez klavyenin başına oturup “Bu yazı ve şiirlerle neler anlattım?” sorusuna cevap olarak dizelere döktüm yazma öykümü.
…………………….

Beğenip övgüler dizenlere
Beni yazar ya da şair görenlere
Diyordum ki
“Bir emekli uğraşısı benimki
Ne yazar ne şairim ben
Ne yaşamışsa şu sıradan, gösterişsiz hayatında
Ne düşünüyorsa olaylar karşısında
Onları bölük pörçük kağıda döken"

Önce anlatmaya başladım altmış yıl öncesinden köyümü
Yaşayışını, insanlarını, kültürünü
“Söz uçar, yazı kalır” dedim
Gençler, yeni yetmeler
Dedelerini, ninelerinin
Baba ve annelerin
Nasıl yaşadıklarını öğrensinler
İstedim
Konu oldu yazılarıma
Anam, babam, dedem, ebem
Yaşar ağabeyim, Göbekli Bayram, Kıfır Hacı Emmi
Ve köyümün ilginç insanları
Nişanlılık, düğün günleri
Ortak yaşadıklarımızla birlikte
Yazılarıma
Konuk ettim onları
Gün geldi bölücüleri, gencecik fidanlara kıyanları
Gün geldi
Ülkeyi geriye götürenleri
Cumhuriyet değerlerini yok etmek isteyenleri
Mustafa Kemal Atatürk aydınlığına diş bileyenleri
Yüz yıl, bin yıl öncesine dönmeyi
Marifet sayanları
Lanetledim

Ben emekli bir öğretmenim
Zaman zaman memleketimi
Bazen öğrencilerimi özledim
Anlattım onlarla olan anılarımı
Ara sıra “daldan dala” uçtum
O anda ne geldiyse aklıma
Anlattım
Kırk sekiz yıl sonra
Okul arkadaşlarımla buluşmamı
“İKİ GÜZEL GÜN” diye yazmanın mutluluğunu
Tattım
Arkadaşlarım da konu oldu yazılarıma
Onları da
“İnsanın arkadaşı olmalı”
Düşüncesiyle, ön yargısız
Sevgiyle
“Kaldı mı bu devirde böyle dostluklar?” diyenlere
Tanıttım

Onca yaşanmışlığı
Duyguyu, düşünceyi
Anlatırken dizelerle, satırlarla
Unutulur mu torunlar
Ne yaşamışlarsa dedeleriyle
O bebek, çocuk halleri
Ve melek yüzleriyle
Girdiler
Dedelerinin her gün sabahın beşinde yazdığı
Satırlara, dizelere

İşte bu benim yazılarımın öyküsü
Onlar beni hayatımın altmış altıncı yılında
Şöyle bir bakınca geriye
Yaşanmışlıklarımın türküsü
“Yalnız bende kalmasınlar.” dedim
Yerel gazetelerde, dergilerde
Facebookta, edebiyat sitelerinde
Kimi ne kadar ilgilendirir
Kaç kişi okur
Demeden
Yazar, şair havasına girmeden
Paylaşmak istedim

18 Ekim 2017

 
Toplam blog
: 120
: 283
Kayıt tarihi
: 19.02.09
 
 

1951 yılında Nevşehir- Hacıbektaş- Sadık köyünde doğmuşum (otlar biçilirken). Yıllarca Mucur'da, ..