Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Antalya'da insanlık sıfırlanmış!

Antalya'da insanlık sıfırlanmış!
 

Karanlık Afrika’yı aydınlatan Dr. Albert Şwaytzer : “İnsan insana, insan kardeşine kendini adadıkça insandır.” Der. Deneyime dayanan sözcükler… İnsan, hümanist değilse insanlık şöyle dursun hayvan bile değildir.

TV ekranlarında ürpererek görüntüsünü gördüğüm ve internet ortamında okuduğum bir medya haberi:

“Antalya'da tünelde bir minibüsün aynasının çarpması sonucu yere düşen ve 2 aracın üzerinden geçtiği 49 yaşındaki Hasan Tevfik Hür Derikesen, yaralandı. Çok sayıda sürücünün Derikesen'i gördüğü halde yollarına devam ettiği güvenlik kameraları ile tespit edildi.

Profesyonel bisiklet sürücüsü Hasan Tevfik Hür Derikesen, 21 Ağustos günü Kemer'de kamp yaptıktan sonra Antalya'ya dönmek için pedal çevirmeye başladı. Kemer-Antalya karayolunun 18. kilometresindeki Orhan Büyükalp Tüneli'nden saat 09.30 sıralarında geçen siyah bir minibüsün dikiz aynası, Derikesen'e çarptı. Çarpmanın etkisiyle yol kenarına düşen Derikesen'in üzerinden iki araç geçti.

Araç sürücüleri durma yerine kaza yerinden kaçmayı tercih etti. Kazayı fark eden tünel görevlileri, yaralanan sürücü için yolu kestikten sonra 112 Acil Servis ve polis ekiplerine haber verdi. Hastanedeki kontrolünde sağ ayağında kırık tespit edilen ve kaburgasında kalıcı hasar oluştuğu belirlenen Derikesen'in başına da 28 dikiş atıldı. Derikesen, bir süre sonra taburcu edildi.”

***

Yaşadıklarımız:

Geçen hafta eşimle Antalya’daydık. Hiç mi hiç belediye otobüsü göremedim. Özel halk otobüsleri çalışıyor. Otelcilik ve Uygulama Okulu önünden bu araçlara binmemiz gerekti. Bir saat sonra gelen aracın sürücüsü: “Akbiliniz yoksa binemezsiniz!” Dedi. Elimizde gösterdiğimiz bozuk parayla ısrarımız karşısında: “İçeriden akbil isteyiniz.” demesi üzerine ricayla geç de olsa akbili bulup bastık ve gideceğimiz yere varabildik.

Bir gün sonra Lara’ya gitmek için çaresiz özel halk otobüsüne bindik. Yine ricayla ve elimizde gösterdiğimiz bozuk parayla akbil bulabildik. Birçok İranlı, Iraklı ve Arabistanlı bindi. Onlar nasıl mı bindiler? Birer yeşil dolar uzatarak…

16 Eylül günü Lara’da 7 numaralı otobüsten indik ve biraz yürüdükten sonra Park Otel önündeki durakta bekledik. 8 numaralı otobüs saat: 20.00 sularında geldi. Binmek için araca adım attık. Sürücü, yabancı olduğumuzu anladı: “Kartınız yoksa ininiz.” Dedi. Yine elimizde bozuk para ile binmek istediğimizi söyledik. “İçerde sorunuz, kart basarlarsa alırım.” Dedi. İçerdeki mevcut üç yolcuya sorduk. İnsanlığın lüzumu yok, der gibi bakışlarla yardımcı olmadılar.

Sürücü, ininiz diyerek bağırmaya başladı! Ne söylediysek yararı olmadı. Durumu anlatmak ve yardım istemek için telefonla 155’i arayarak durumu kısaca anlattım. Karşımızdaki ses: “Şoför ne diyorsa doğrudur.” Demez mi? Doğrusu şaştım kaldım! İnmekte ağır davranmamız ve çözüm istememiz üzerine dağdan kente indiği anlaşılan genç sürücü öfkeyle ve darp etme niyetiyle üzerime yürüdü! İnmek zorunda kaldık…

İnsanların kitap okumaktan uzak durduğu, eğitime gereken önemin verilmediği, cehaletin hızla büyüdüğü, Allah korkusununun ve vicdanıın olmadığı, para ve bencilliğin ön çıktığı günümüzde önce akıl, sonra insanlık bitmiştir.

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..